30 Eylül 2010 Perşembe

23 AYIN BİTTİ

Artık kızım 23 aylık diyorum, sanki genç kız olmuşsunda övünüyorum seninle,hani 2 yaşını bitirmeye 1 ayın kaldıya,bu beni acayip mutlu ediyor. Kocaman olmuş kızımız diyoruz sürekli babanla, o kadar çok belliki büyüdüğün. Daha bir bilmiş oldun,söylediklerimizi çok iyi anlıyor ve genelliklede söz dinliyorsun,derdini çok iyi anlatıyorsun. İletişimde sorun olmayınca bakımında çok kolaylaştı. İnatlaşmaların çok az oluyor. Genellikle gözlerinin içine bakıp anlatınca bizi dinliyorsun, hırçın olduğun zamanlarda kısa sürüyor,anlatmaya çalışıyorum,eğer anlamak istemezsen senden uzaklaşıyorum,bir dakika içinde gelip bana sırnaşıp,kendince özür diliyorsun,çok şekersin çoook.
Benim yaptığım ev işlerine yardımda gönüllü oluyorsun,fasülyemi kırıyorum yanımdasın,toz alıyorsam bir bezde senin elinde, 'kız çocuğu işte' diyor baban,'nasılda evişlerine meraklı...'

Geçtiğimiz hafta benim en yakın arkadaşlarımdan olan Dilek Teyzen geldi bize,babanda nöbetçi olunca,kız kıza saatlerce dedikodu yaptık,teyzenle oyunlar oynadınız,yemeğimizi yedik ama doğrusu ben doyamadım arkadaşıma...
Onur abi ve Hülya teyzenin kızı Nil'i görmeye gittik. Bu kadar tontiş,böyle sevimli bir bebek senden sonra ilk görüyorum. İlk başlarda pek yaklaşmasanda biraz alışınca etrafında meraklı gözlerle dolaşmaya başladın,eve geldiğimizde de taklitini yapıyordun bize. Kızım Nil ne yapıyordu? deyince -'iiiiii' yapiyo, füt içiyo- diyorsun,ağlıyormuş ve süt içiyormuş :)


Geçen hafta sonu anneanneni ağrılarından dolayı hastaneye götürdük,sende muayenelerini aynı hast.de olduğundan hemen tanıdın,oyuncak bölümüne yönelip baya bir oyalandın orda.

Her akşam parka çıkarız beraber,yorgunsak eğer çay bahçesine veya bizim meşhur mekan altın simite uğrar birer çay içeriz,tabi mutlaka anneannenide alırız yanımıza,eğer çok ama çok yorgunsak sadece bir hava almak için bir tur atarız yürüyerek,döneriz eve.


27 Eylül 2010 Pazartesi

YARIN 23 AYIN BİTİYOR...

Dile kolay tam 23 ay...
1 ay sonra 2 yaşın bitecek,inanamıyorum geçen zamana. Ama sana baktığımda o kadar belliki büyüdüğün...Babanla konuşuyoruz, son günlerde ne kadar akıllı,zabdedilmesi kolay oldun (41 kere Maşallah)diye. Birden bire oldu sanki, söz dinliyorsun, aç yada uykusuz olmadığın sürece ve güzelce anlatınca tutturmuyorsun hiçbirşeyi, güzel kızım seni çooook seviyoruz. Hatta artık 2. çocuğu düşünelim diyorumda,baban kaçacak yer arıyor :) Yeni rahat ettik,bundan sonra kızımızla gezip tozalım,ona eniyi şartları sağlayalım diyor. Aslında haklı ama birtarafımda kardeşsiz kalmana dayanmıyor ve sanırım ençokta kendim için istiyorum, bebek kokusu,yeniden aynı heyecen,hamileliğin verdiği güzellik vs. Bakalım hayırlısı, yaşta aldı başını gidiyor (38 in içindeyim malum).
***Geçen sene 1 yaş doğum gününü tüm sevdiklerimizle kutlamıştık. Bu sene sadece üçümüz olalım diyor baban,bende tamam dedim.Birlikte yemek ve sana eğlenceli bir akşam yaşatıcaz bakalım,daha tam program yapmadık.
***2 Yaşını bitirmek üzreyken bakalım neleri yapıp,neleri yapamıyorsun;
*Uykuların düzene girdi Maşallah(gece 2 defa uyanıyorsun, sütünü içip uykuya dalıyorsun.)
*Gece süt içmelerin devam ediyor,gündüz süt içmediğinden doktorununda oluruyla devam diyoruz,yaklaşık 500 ml.süt içiyorsun.(süte halen ' füt' diyorsun)
*Her akşam dişler fırçalanıyor,daha çok suyunu emiyor,ağzında dolaştırıyorsun fırçayı.
*Suyu hep çok sevdin,bişey değişmedi,versek litrelerce içeceksin.(Suya 'fu' diyorsun)
*Kusmalarına gelince hala son bulmadı. Arada tek tük devam ediyorsun.
*Pütürlü konusu fena değil,1-2 aydır hız buldu çalışmalarımız. Tüm yemeklerine minicik ekmekler doğranıyor,sende olduğu gibi yutuyorsun,çiğnemek henüz yok. Eline gün içinde meyva veriyoruz ama ısırıp tükürüyorsun,emiyorsun suyunu,en çokta bu konuda üzülüyorum,hala pütürlü yiyemiyorsun diye.
*Tuvalet eğitimi; birkaç aydır bilinçlenmeye başladığını düşünüyordum ama yanıldığımı anladım.Altın sürekli ıslak,bezin 1 saatten uzun kuru kalmıyor,altını açık bırakırsam anında altını ıslatıp 'anne bez,bez' diye sızlanıyorsun. Çişin gelince lazımlığına yap tamammı kızım diyorum,'tamam' diyorsun ama geldiği yerde çişini yapıveriyorsun :) Hazır değilsin anlıyorum,sanırım seneye başlıycaz çiş işine.
*Hemen hemen her kelimeyi söylüyorsun,derdini anlatabiliyorsun, böyle oluncada bizde rahatız sende...
*Kapı kollarına elin uzanmaya başladığından daha temkinliyiz,özellikle dış kapı artık hep kitli duruyor :)
*Parmak ucuna basıp yükseliyor ve 'anne bak' diyorsun gülen yüzünle,büyük bir başarı elde etmiş gibi :)
*İlk 3 ay dışında hep gülen,mutlu bir bebektin,hala bişey değişmedi,kıkır kıkır güler,şen kahkahalar atarsın hep :)
*Çok süslüsün çooook,geçecek bu bir dönemdir dedik ama seninki uzadıkça uzadı,hergün terlik ve ayakkabı dolabı aşağı iner,içinden en süslü ve topuklular seçilir ve ayağa giyilmek suretiyle tüm ev turlanır,birde 'anne bek,baba bak' şeklinde övgü beklenir,kolunda asılı olan çantayıda 'çantik' unutmamak lazım, çok komik ve çokta şirin oluyorsun küçük hanımefendi :)))
*Parkta hala kendinden büyükleri bile geçecek seviyedesin(boyut olarak değil,marifet olarak),korkusuz ve atiksin,en büyüklerin salıcağında sallanır,büyüklerin kaydıraklarında kayarsın,aşağısı kurtarmaz,heyecanı ve adrenalini seviyorsun küçük akrep :))))
*Odanda vakit geçirmek, biz yanında yoksak,hiç istemezdin. Bizde hafta sonu odanda birkaç değişiklik yaptık,eski oyuncaklarını kaldırdık,ay itibariylede sana hiyap etmeyen,küçükken kullandığın oyuncakları yukarı raflara aldık,şimdi oynamaktan zevk alacaklarınıda ulaşabileceğin yerlere koyduk. Ayrıca salondaki salıncağanı ve masa sandalyenide odana yerleştirdik,çekmeceleri onardık,heryerini elden geçirdik ama zevkle...Sende öyle sevindinki,hergelene odanı gösterip zıplayıp alkışladın sevincini göstermek için :) Ayrıca akşam olunca beni lambayı açayım diye odana götürdün,oynadın durdun odanda,bizde emekler boşa girmedi diye sevindik doğrusu :)
*Baban seni küçükken pekbir sıkıştırdığından kaçardın ondan,uzaktan mavi boncuk dağatır,yaklaşınca 'anniiii' derdin. Ama artık öyle değil,baba delisi oldun,hatta ben seninle çok fazla vakit geçiriyorum ama babanla olduğunda daha fazla kahkaha atıp eğlendiğinden için için kıskanıyorum sizi,babana kedi gibi sürtünüp sevmesi için yaklaşıyorsun, öpüp 'cici cici' diyorsun. Ençokta gıdıklama oyunu oynadığınızda 'babaaa,babaaa' diye bir söyleyişin var,yalvarır tonda ama bitmesinide istemiyormuş gibi, yiyesimiz geliyorda bitiremiyoruz seni :)) Akşamları işten ben erken çıktığımdan anneannenden seni alıyorum ve ilk sözün 'Duççi' oluyor,bayılıyorum sana.
*Birimiz kapıdan önce çıkar,diğerimiz kapıyı kitlerken asla birimizden birimizi seçmezsin,gel biz çıkalım baba gelicek desemde,tam ortada durur,biraraya gelmemizi beklersin ve hepberaber çıkarız apartmandan.
*Halen yeni tanıdığın kişilere karşı temkinlisin,yumuşak hareketler ve seslerle seni kendine çekemezlerse orda bitmiştir,onlara yaklaşmazsın asla :)
*Kitap okuma seanslarımız başladı birsüredir, artık ilk zamandan daha fazla ilgilisin,kitabını alıp kucağına koyuyor,resimlere bakıp kendince mırıldanıyorsun 'böcüüüük,bebeeeek' diye :)
*Pek nazlı pek edalısın,tam bir hanımefendisin,hareketler pek bir kibar,bana değil,olsa olsa babana benzemişsin :)
*Hele ses tonun öyle kibarki,şaşırıyoruz ailece :) Malum bizdeki tüm kızların sesi kalın, öyle erkek tonlaması var hepimizde, sen baba tarafından almışsın ses tonunuda :)
*Gündüz uykun gelince, odandan yastığını kapıp geliyorsun 'anne salla' deyip yastığa yatıyorsun, büyüdün sen büyüdün artık.
*Gece uykularında sallama faslı biteli aylar oldu,yanına yatıyorum,'füt' diyorsun,sütünü içip yatıyorsun yüzüstü. 'arka' deyip elinle sırtını gösteriyorsun, başlıyorum sırtını kaşımaya sen bıkana kadar sürüyor kaşıma faslı :), Sonra yatağın içinde debelenir duruyorsun,en sonunda da yatağın ayakucuna kıvrılıp uyuyakalıyorsun.Bende kimi zaman yanında uyuyakalıyorum,baban gelip uyandırıyor odamıza gidiyorum,kimi zaman daorada 1-2 saat uyuyup yine baban gelip beni alıyor odamıza gidiyorum :)
*Banyo faslı aynen devam ediyor.Bir fark var artık küvet kullanmıyoruz,küvete sığmıyorsun :). Önce oyunlarla birlikte lifle bir güzel yıkıyorum seni,sonra sıra saçlara gelince kaç kovala başlıyor. Sende benim gibi yüzüne su gelmesinden hoşlanmıyorsun,ama sonunda kıstırıp yıkıyorum saçlarını ve bitiş...Sonrası çok zevkli,babanda bize katılıyor,bir güzel kurulanıp,saçlar taranıyor,tırnaklar kesiliyor,giysilerini giydiriyorum,her işlemdede seni öpüp kokluyoruz,mis gibi olmuşsun diye,sende zevkten dört köşe oluyorsun,sevilip koklanıyorsun diye...
*Kol emmece devam ediyor. Bebekliğindeki gibi acıkınca yada uykun gelince emiyorsun kolunu yine :)
*Sevmediğin bir yemek yok,henüz bulamadım ben,ne verirsem yiyorsun(41 kere Maşallah),baban bu huyunu kendine benzetiyor,evet bana benzesen çok seçerdin yemekleri,şükür ki babana benzemişsin :)
*Böyle yazarken aklıma gelmiyor,birdaha sen konuşurken neye ne dediğini not alıcam. Mesela teyze(tete), kaşık-çatal(çıkı çıkı), araba(düüüt), terlik(çellik) vs.
*Tek bildiğin şarkı 'ali babanın çiftliği),onuda tatile giderken başlattık hala söylüyorsun. Hadi şarkı söyle kızım deyince 'ali baba ııııı,ali baba ııııı,mööööö,möööööö' deyip duruyorsun ama ses incecik ve yumuşacık,birde sallanıyorsun söylerken :)
*Reklam sesine dahi oynuyorsun,çok kıpırdak bir kız oldun iyice,poponu iki yana hızlı hızlı sallıyor,dönüyorsun kendi ekseninde,öyle odun yutmuş gibi değil,bariz kıvırıyorsun, şaşakalıyoruz sana. Utanmaların başlamadan doya doya seyretmek istiyoruz seni :)
*Artık evdeki malzemeler ilgini hiç çekmiyor,ne vitrin kurcalıyorsun,nede mutfak dolaplarını,sadece terlik dolabı ilgini çekiyor.
*Kendi ayakkabını kendin giyme merakın başladı son 1 haftadır. Merak ediyordum ne zaman giysilerini çıkartmaya yada ayakkabılarını giymeye başlıyacaksın diye işte başladın :) Dolaptan alıp giyiyorsun ama tabanlarını kapalı ayakkabının içine henüz sokamıyorsun,'anne bak giydim' diyorsun,çok seviniyorsun,bende alkışlıyorum seni.
*En sevdiğin çizgi film 'gece bahçesi'.Başlayınca sevinç çığlıkları atıyorsun, apşiiiiii diye bağırıyorsun :)
*Malesef üzülerek yazıyorum sana bir türlü puzzle sevdirememiştim. Bu nedenle ilk aldığım kedi puzzle'ı ile kaldık,birdaha almadım,ki en sevdiğin hayvan kedi olduğundan ilgini çeker sanmıştım ama sevip atıyordun oraya buraya,odanın şeklini değiştirince sanırım gözüne daha bir ilginç gelmeliki dün ilk defa kendiliğinden eline aldın ve yerlerine yerleştirdin,farkedince şok oldum ve çok sevindim,birkaç defa daha yaptırayım,yenilerini alıcam söz sana :)
*Henüz aldığın oyuncağı yerine koymuyorsun ama tatlı bir ses tonuyla rica edince yerine koyuyorsun,ne cadısın sen varyaaa...
*Hafta sonu odanda değişiklik yaparken mevcut kanepeyide depoya kaldırmak istedim ama ev dar ve yatıya gelen olursa başkaca yatıracağımız yer olmadığından kaldıramadım.Gerçi bu kanepe bebekken senin ne kadar çok kahrını çekti bilemezsin,azmı salladım onun üzerinde seni sabahlara kadar,azmı kustun üzerine pembiş kanepenin...Ama kaldırabilseydim güzel bir kitaplık yaptıracaktım senin için oraya. Olmadı,bizde masanın üzerine koyduk kitaplarını ne yapalım :)
*Boyalarınla aldığımız resim defterini bir güzel karalıyorsun,sonrada 'anne bak uçuk-uçak-' diyorsun,bakıyorum,alkışlıyorum...Sonra başlıyorsun tüm elini giysilerini yerleri ve yüzünü dilini filan boyamaya,tabi bitiriyoruz resim faaliyetini :)
*Henüz bebekken ve yeni oturmaya başladığında edindiğimiz mama sandalye faslı sende çok kısa sürmüştü,TV.karşısında yemek yemeye başladığından iade etmiştik sandalyeyi. Bütün bir yaz TV.karşısında yemeyide reddedince erkenden sandalyeye terfi etmiştin,halen sandalyede yiyorsun büyükler gibi yemeğini :)Bazende kusarsın da etraf batar diye örtüyü kaldırıp masanın üzerinde yediriyorum yemeğini,hepsini masanın üzerine kusuyorsun ve temizlemek çok kolay oluyor...
*Çoğunca dışarı çıktığımızda yürümeyi tercih ediyorsun. Arabanı götürmesek gayet iyi idare edersin aslında ama dışarda olurda kusarsın diye bir torba giysi,bez,ıslak mendil,çorap,oyuncak vs. taşıyorum yanımda,bir torbada yiyecek torbası,bu nedenle arabayı mecbur yanımızda götürüyoruz.
*Halen pütürlü yemediğinden çorbanı,bazende hazır mamanı yanımızda taşıyoruz,inşallah seneye bu sorunun kalmazda,acıkınca gireriz bir lokantaya karnını doyururuz.
*Toplamda 16 diş ile aylar geçirdin, son 4 ten ses seda yok, son 1 haftadır parmak ağızdan çıkmıyor,bariz kaşıyorsun ama baktım kızarıklık filan yok...
*En mutlu olduğum şey ise artık geçen senenin giysilerini giyemiyeceğin. Buna bu kadar sevineceğimi düşünemezdim :) Kızım büyümüşte elbiseleri kısalmış,küçülmüş,bu harika birşey,sırf bu mutlulukla babanla hafta sonu sana alışverişe çıktık. İstediğimiz şeylerin hepsini bulamadık ama bir kısmını olsun zevkle aldık,hatta birazda lükse kaçıp kızıma yağmurda veya karda kıyafetlerinin ıslanmaması için alt-üst birtür su geçirmez dışlık aldık,çok hoşumuza gitti. Gezmeye giderken aman üstün kirlenmesin diye parka uğramamazlık yok artık,rahat rahat üzerini kirletip ıslatabilirsin kuzu :)
*Önümüz sonbahar-kış,senin gibi bir sokak gezgini ile ne yaparız bilemiyorum,geçen kış küçüktün AVM.ler sana renkli ve ilginç geliyordu ama bu sene içeri dahi girmek istemiyorsun,girincede bir süre sonra 'anne kak' diyorsun. Evde seni ne kadar oyalayabiliriz bilemiyorum hayırlısı...
*Ev gezmeleride ilk 1 saatten sonra sana cazip gelmiyor,evi ve içindekileri keşfin bitince 'anne gidiyos,kak' diyorsun.
*Arada bir neden olduğunu anlamıyorum ama elindeki eşyayla bana vuruyorsun(acıtacak biçimde değil),bende çok üzüldüm canım acıdı deyince yada ağlama rolü yapınca,sarılıp öpüyorsun,sonrada vurduğun yeri cici cici deyip seviyorsun barışıyoruz. Ayrıca söylediği yapmadığındada 'çok üzüldüm,lütfen yaaap' deyincede gelip sarılıyor öpüyorsun :)
*Kitap okuyorum yada bir hikaye anlatıyorum; ara sıra 'sonraa' diyorum,sende hemen arkasından 'soonaaaa' deyip beni çooook güldürüyorsun :)))
*Bulaşık makinesini boşaltma işleri evde senden sorulur,yerlerine koymam için makineden alıp veriyorsun bende yerine...'buuda buuda' diyerek veriyorsun herbirini bana. Hele çamaşırlar yıkanmış ve sepet lazım hemen getiriyorsun,ben makineyi boşaltıyorum,doğru salona asmaya(balkon olmadığından sandalye başları,kapı üstleri ve kalorifer üstleri bizim çamaşır iplerimiz oluyor). Tek tek sepetten alıp çırpıyor(bu esnada çok komik görünüyorsun) bana veriyorsun,yalnız çok hızlı verdiğinden ben daha çırpıp düzeltip asmadan yenisi geliyor ve seni kırmamak için elimde birikiyorlar. Sonra babaya söylüyorum 'kızım bugün bana çooook yardım etti,çamaşırları astık,bulaşıkları yerine yerleştirdik' diye,çok ama çok mutlu oluyorsun babadan övgü alınca :)
*Konuşmayı az buçuk öğrenmeye başladığında adını sorduğumuzda 'Na' diyordun,sonra 'Nac' oldu,sonrada 'N..' deyiverirdin hemencecik. Son 2 haftadır ismini sorduğumuzda söylemiyorsun artık,ne olduysa bişeyler geveliyorsun ağzında :)
*Bütün askerler 'aser abiii' senin için. Hepsine muhakkak el sallayıp öpücük yollarsın,abiiii diye seslenirsin,hemen hepside ismini biliyor ve seni seviyorlar :)
*Başka çocukları görünce çok seviniyorsun 'akaş'-arkadaş- diyorsun onlara(kardeş sözünden hoşlanmadığımdan arkadaşı öğretmiştim sana).

21 Eylül 2010 Salı

Melek yengenin doğum günü ve park gezmelerimiz...

Dayınla konuştuğumda kendi başlarına doğum günü kutlamak istemediklerini eve bizleride davet ederek birlikte olmak istediklerini söyleyince bir gün önceden hediyemizi aldık,anneannen de börek yapmış,hediyesiyle beraber gittik dayınlara. Bizim için özel oluşu evlendikten sonraki ilk doğum günü olmasındandı. Yoksa ailece verdiğimiz kararla büyüklerin doğum günü partisi düzenlemesini kaldırmıştık(çok pahalıya patlıyor,malum artık çok kalabalık bir aileyiz :) ).
Hep beraber eğlenceli bir akşam yaşadık. Nice mutlu yıllara Melekciğim,sevdiklerinle bir ömür boyu sağlıklı,huzuzrlu seneler geçirmeni diliyorum.




Pasta,hediye faslı,sonrasındada sohbet muhabbet derken,senin uyku vaktin geldiğinden vedalaşıp evimize döndük. Ertesi günde park-bahçe gezmesi ve Rukkiye halamları ziyarette bulunduk. Halamın eşi yeni vefat ettiğinden tüm çocukları henüz dönüş yapmamışlardı,hoş sohbet bir gün geçirdik hep beraber.

Uzun zamandır parkta öyle ustasınki,yaşıtlarının oynadığı alanlardansa,büyük abla ve abilerinin oynadığı yerlerde oynuyorsun.Ben artık alıştığımdan sadece etrafında dolaşıyorum ama parkta başka anneler ve babalar tarafından hayretle karşılanıyoruz bu sebepten :) 'Aman düşer,burası sana göre büyük,aman dikkat et annesi...vs.' şeklinde...

Bazende yukarıda görüldüğü üzere yardım ediyorlar sana,ama senin için buralar 'çocuk oyuncağı' :))))


Yukardaki küçük abla sen daha bebekken bizim lojmanda oturuyormuş,seni tanımış geldi sordu siz o lojmandaydınız dimi diye. Tabi afacan dennis'i kim tanımaz,öyle şirin ve hareketlisinki,baya sevdi seninle ilgilendi :)

Eve geldik,çarşafları değiştirelim dedik,senden fırsat kalırsa :) Hemen atlayıverdin yatağa,bir oyun bir poz...gülmekten kırıldık babanla :)

Uyuyormuş gibi yapıp,hemencecik açıveriyorsun gözlerini,o halini yakalayamadım tabi,herşeyin o kadar hızlıki :))



16 Eylül 2010 Perşembe

ANTALYA-BAYRAM TATİLİ ve DENİZ KIZI

Çok büyük bir heyecanla tatil hazırlıklarını yaptık,bir güzel haber de iş yerinden gelince (bayram öncesi tatil edildi), bize çifte bayram oldu. Pazar sabah 6 suları yola çıktık, öncesinde çok düşündük seninle gündüz yolculuğu nasıl olucak diye ama bir cesaret geldiki sorma. Hem babanla ilk kez Antalya ya beraber gidicektik ve yolu gündüz gözüyle gidip,molalar vererek bitirmek istedik. Teşekkürler kızım,ne giderken nede dönerken bizi pişman etmedin. Maşallah sana kuzu gibiydin,tabi bizde seni sıkmayacak şekilde molalar verdik. İlk 2 saat uyudun zaten,kahvaltı molası yine uyku,öğle yemeği ve yine uyku,oyun derken Antalyaya vardık.

Bunlarda mola yerlerindeki fotolar. Ne güzeldir böyle yerler,bayılırım sedirlere,doğal ortamlara. Babanın yayılışına bakarmısın?

Antalya girişinden ablanı alarak kalacağımız yere gittik. Eşyalar yerleşir yerleşmez yemek yemeye çıktık.
Hava o kadar sıcak ve nemliydiki kendini suya verdin, hiç durmadan şişe şişe su içtin;



Antalyanın içini ilk günler didik didik taradık nerde ne var diye. Ben gitmeyeli tam 10 yıl olmuş Antalya ya. Unutmuşum baya.Sonrasında kampta denize girdik birkaç gün.

Kumdan kaleler yaptık,kumda havuz yapıp içine su doldurduk. Sen boyuna su isteyip 'anne fu koy' dedin durdun.bende ablan ve babanla emrin üzere koşturup durduk :) Denize hep beraber girdiğimizden deniz içinde resmimiz yok ama anlatmam gerekirse; sen tam bir deniz kuşuymuşsun be kuzucuk. Simitle seni denize sokmak bir ölüm, 'anne aşa, anne balak(bırak)' dedin durdun. Bazen sözüne dayanamayıp bıraktık ama bu seferde elimizden kayıp denize düştün 3 defa, suyun içinde debelenip çıkarttık ama yinede korkmadın,tekrar istedin bırakmamızı. Tam bir DENİZ KIZIsın sen. İki taraftanda memleket deniz memleketi,sende İstanbul doğumlu olunca Deniz Kızı olmaman mümkün değildi :)

Ne kadar mutlu olduğunu kelimelerle anlatmam mümkün değil, adeta uçtun. Denizi çok sevdin,9 gün bizimle yattın kalktın,ablanla görüştün,oynadın. Yemeklerinide çok güzel yedin, uykularında düzenliydi,  Maşallah sana birtanem.
 Hergün 1 dondurma hakkınız vardı ablanla, çok güzel değerlendirdin,yüzünün her tarafı dondurma oluyordu :) Bu arada dondurmaya 'dondo' diyorsun hala :)

Antalya dada bol miktarda kedilerle haşırneşir oldun kedici kızım :) peşlerinden koşturup durdun,bazen sevdin,bazen kuyruğunu çekip kendini dalattın :)
Bu kedicikte senin gibi sarı ve narindi,bizde adını Minik koyduk :)
Su buldunmu başlıyorsun şapır şapır basmaya,heryerin su içinde kalıyor,birde o suları elleyip yalıyorsun ığğğğ...


Baban birşekilde her ortamda sana biyerlerden çorba ve benzeri yemek bulup getiriyor,sende şapır şupur yalayıp yutuyorsun,tabi bazen 'asker abi geliyor hadi yemeğini ye' demek zorundada kalıyoruz :) Sahilde çok güzel uykularda uyudun.Uykun gelince 'anne salla' diyorsun.
Babişinle oyunlar oynuyorsun;
Bu arada babanda acayip dinlendi ve çok zevkli bir tatil geçirdiğini söylüyor,Allah herkese versin,çok mutluyduk ama çoooook...
Eğer tatilin iyi geçmişse insanın yüzüne nasılda yansıyor,hepimiz çok bronzlaştık ve yüzümüz dingin,mutlu ve sağlıklı görünüyoruz;

Arefe günü sabah Şengül teyzenle Uğur eniştenlerde bize katıldılar.Kahvaltıyla başlayan günümüzü akşam geç saatlere kadar sürdürdük. Çok eğlendik,sohbet ettik ve birazda dedikodu :)
Ablanla hopladın zıpladın durdun...


Her ortamda kolunu takıyoruz uyku zamanını geçirmiyoruz :)



Burası Antalya merkezde biryer; bu alanda bulunan yerdeki küçük deliklerden su fışkırıyor,ama ansızın çıkıyor ve nerden çıkacağı belli olmuyor yani çok eğlenceli birşey. Sizi attım ortaya;aman bir eğlendiniz bayada ıslandınız, babanın ikazı ilede aldım sizi ordan.

Bunlarda songün resimlerimiz;ablan sürekli sana sarıldı,ayrılacağınızı bildiğinden;

Uğur eniştenle şengül teyzenle çok anlaştınız;


Birde arkadaş sahibi oldun: Doruk...Çok kaynaştınız;annesiylede ben kaynaştım;

Oyuncaklarınızı değiş-tokuş yaptınız,koşuşturdunuz ortalıkta,ablanda seni kolladı bişey olmasın sana diye :)
Bende Şengülümle çok eğlendim çok;
Babanda Uğur eniştenle sardırdı gitti :))))

Masada rakı-balık ikilisi oluncada şarkılar türküler çoştuk doğrusu...

Ertesi gün kahvaltıdan sonra ablanla hüzünlü bir veda yaşadık,sen herne kadar anlamasanda ablan sana sarılarak çok ağladı. Baban ablanı dedesine teslim etmeye gidince seni uyutarak babanı bekledim,tüm eşyalarımız hazır yola koyulacaktık çünkü.Geldiğinde seni yedirdik ve doğru Ankara...
Bu sefer Alanya üzerinden Isparta tarafına döndük,yol çok güzel ve manzaralıydı. Melek yengenin memleketi olması münasebetiyle daha bir ilgiyle dolaştık oralarda. Isparta girişinde bir göl vardı,sanırım baraj orası. Molayı orda verdik.

Hiç yerinde durmadın,parmaklıklardan düşeceksin diye ödümüz koptu

Bu nedenle bize isyan bayrağını çektin :)


Sıklıkla mola vererek akşam saat 22:00 sularında dönebildik evimize,tabi sağsağlim döndüğümüz için şükrettik ve babamıza teşekkür ettik :)

2 Eylül 2010 Perşembe

Türkiye İstatistik Kurumu-Kilo-Boy

 'Çocuklar için istatistik'  http://www.tuik.gov.tr/ adresinden ulaşabileceğiniz Türkiye istatistik kurumunun bir sayfası var. Çok eğlenceli ve gerçekçi bence,kendimdede denedim :) Türkiye ortalamasına göre 18 kilo alttaymışım,1 cm.de üstteymişim, hoşuma gitti. Seninkisini ise aynen kopyalayıp yapıştırıyorum;
                           ********************
Senin yaş ve cinsiyetine göre kilon Türkiye ortanca değerine eşit. =
Senin yaş ve cinsiyetine göre boyun Türkiye ortanca değerinin 3cm üstünde. +3

NOT: Ben aylardır kilo ve boy gelişimin için uğraşırken bu sonuçlar şakamı desem, yoksa sevinipte zil çalıp oynasammı bilemedim :)

Merhaba, bugün itibariyle 1 yıl, 10 ay, 4 günlüksün.


*Senin isminde; ANKARA ilinde

632, Türkiye'de 6 742 kişi var.

*ANKARA ilinde seninle aynı tarihte doğan

195, Türkiye'de 3 522 kişi var.

NOT: Ama sen İstanbul Kadıköy doğumlusun.

*ANKARA ilinde senin yaşındaki kişiler arasında en çok kullanılan 5 isim;


1 039 tane ZEYNEP

738 tane ELİF

735 tane ARDA

524 tane EMİRHAN

492 tane EFE


Doğduğunda dünyada ve türkiye'de neler oluyordu?

Bebişim, doğduğun gün dünyada ve Türkiye de neler olmuş bil istedim;

28 Ekim 2008

Bir Salı günü dünyaya geldin
Sen doğalı 22 ay geçti
Sen doğalı 96 hafta geçti
Sen doğalı 674 gün geçti
Sen doğalı 16.186 saat geçti
Sen doğalı 971.208 dakika geçti
Sen doğalı 58.272.624 saniye geçti
Şu anda 1 yaşındasın
Bir sonraki doğum gününe 56 gün var
Bir sonraki yeni yıla 120 gün var
Hicri takvime göre doğum tarihin 28 Şevval 1429
Tahmini ana rahmine düşme tarihin 22 Ocak 2008
Şuan için Dünyadaki insan nüfusu : 7.137.803.309
Ortalama Türk kadını ömrüne 70 yıl uzaktasın
Ortalama gelişmiş ülkelerdeki kadın ömrüne 78 yıl uzaktasın
Allah uzun ömürler versin

Akrep burcundansın
Burç taşın Panzehir Taşı(Opal),Zirkon
Burç Uyumları;
Balık, Yengeç burçlarıyla uyumun çok iyi.
Yay, Oğlak, Başak, Terazi, Akrep burçlarıyla uyumun iyi.
Koç, İkizler burçlarıyla uyumun orta.
Kova, Boğa, Aslan burçlarıyla uyumun kötü.
Akrepler hareketi sever ve her boş zamanlarında gezi ve yürüyüşler yapar. Bu sırada dağlarda bulunan dikenlerin güzelliği ilgisini çeker. Centiyane gibi diğer dağ çiçekleri de onu büyüler.

*Akrep burcunun ünlüleri;
Abdullah Gül
Alain Delon
Rock Hudson
Martin Luther Alfred Nobel Pablo Picasso
Marie Curie Indira Gandhi Katherine Hepburn
Mesut Yılmaz M. Kemal Atatürk Necmettin Erbakan
Nazlı Ilıcak Süleyman Demirel Dostoyevski
Troçki Albert Camus Voltaire
Theodore Roosevelt Arzum Onan Emel Sayın
Zerrin Özer Meltem Cumbul Muazzez Abacı

*Akrep burcuna uygun meslekler;
Yönetici, organizator,bilgisayarcı, endüstri lideri, komutan, satış yöneticisi, müdür, operator dişçi, teknik mühendis, gazeteci, kimyacı, müzisyen, müzik aletleri yapımcısı, tamirci, yazarlık, denizci, havacı
Akrep burcunun gök cismi: Pluton: Yeni Şartlar temsilcisi

*Burçlar ve Elementler
Elementin : Su
Su bir çok şekilde bulunabilir. Sıvı, buhar, gaz ya da donmuş olabilir. Küçük bir su kabarcığı kadar masum ya da okyanustaki kabarmış bir dalga kadar vahşi olabilir.
Herşeyi çok derinden hisseden su burçlarının içlerinde ihtiras fırtınaları esse bile dışarıya fazla bir şey belli etmezler. Sakin sular derin olur derler. Su burçları bir şeyi anlayıp çözmeye çalıştıkları zaman sessizleşip içlerine kapanırlar. Onları tanımak ve anlamak zaman içinde olacaktır. Kendilerini yavaş yavaş açarlar.

Su burçları yoğun ve güçlü duygularını özenle korumaya çalışırlar. Aşık oldukları zaman bütün kalpleri ile severler ve çok bağlanırlar. Duygusal, romantik ve çok hassastırlar. Sezgileri çok güçlüdür ve sizin söylediklerinizden çok yüz ifadenizden, ses tonunuzdan, vücut dilinizden anlam çıkarırlar. Bu özellik Balık burcunda çok gelişmiştir. Su, temizler ve hayatın devam etmesini sağlar. Su, evrensel çözücüdür, maddeleri çözer ve onun özelliklerini alır. Su burcundan birine sorununuzu anlatın, kendi sorunu imiş gibi üstlenecektir. Sizi dikkatle dinler, duygularınızı hisseder, manevi destek olur ve iyi tavsiyelerde bulunur.

Başkalarının dertlerini kendi dertleri gibi üstlenip üzülmekten ve devamlı fedakarlıklarda bulunmaktan yıpranırlar. Bu yüzden ara ara yalnız kalıp, toparlanmaya ihtiyaç duyarlar.

Su grubu ruhu yönetir. Su sınırlanmayı sevmez, hayal gücü çok gelişmiştir ve çok yaratıcıdır. Resim, müzik, fotoğrafçılık, edebiyat ve dansta diğer insanlardan ilham alarak yaratırlar. Yaratıcılıkla ilgili işlerde, küçük işletmelerde, atölyelerde ya da kendi işlerinde çalışmaktan zevk alırlar.

Keskin sezgileri ile finans alanında da çok başarılı olabilirler. Su burçları yakın ilişkilerde daha çok başarılıdırlar.

Akrep burcunu, insanlar arasındaki seksüel ve parasal ilişkiler çok ilgilendirir. Astrolojide 8. evin temsilcisi olan Akrep, doğumu, ölümü ve yeniden doğuşu temsil eder. Bu ev aynı zamanda başkalarının parasını temsil eder. Akrep'ler başkalarının parasını idare etmede çok beceriklidirler. Gizemli yapıları vardır ve kendileri hakkında ipucu vermezler.

*Kader Sayısı 3 (Seçici)
Örgutlenme yetenegi ve yoneticilik sizde toplaniyor.Becerikli bir insansiniz bu ozelliginiz sayesinde basari ve mutluluk dolu bir yasam sizi bekliyor.Insanin dogasini ve zaaflarini iyi bildiginiz icin insanligi duzeltmek amacina yonelik meslekler seciyorsunuz.Aslinda cok bagislayici ve halden anlayici bir insansiniz. Otorite en onemli silahiniz. Yonetici olarak girdiginiz her yerde bu silahi kullaniyorsunuz. Ne kadar buyuk bir toplulukla calisirsaniz basariniz ve kazancinizda o derece buyuk olacaktir.Endustri, sirket ve orgutlerde yonetici yeteneklerinizi en iyi sekilde kullanabilirsiniz.Cokcesur bir insansiniz. Amaclariniz ve yapmaniz gerekenleri cok iyi biliyorsunuz.Amaciniz herkesin hareket ozgurlugunden faydalanmasini saglamak. Ama bu da size gore belli bir disiplin icinde olmali.Kendi ozgurlugunuz icin baskalarini incitmekten hoslanmiyorsunuz. Dogal olarak baskalarinin da bunu size yapmasina izin vermiyorsunuz.

*Dogum gününüze göre hangi hayvansın? (Panter)
Esrarengiz birisiniz.
Ne zaman nasıl davranacağınız pek belli olmuyor.
Coğu şeyden ilk sizin haberiniz oluyor bu yüzden cok ilgi görüyorsunuz.

*Burcunuza göre tatil seçeneğin;
Akrep burcunun özel hayatı çok önemlidir. Issız, sessiz, sakin, kimsenin olmadığı bir ada, tatil yöresi ya da özel bir tekne tam ona göredir. Yengeç ve Balık gibi duygusal bir su burcu olan Akrep, su kenarında kendini hiç bir yerde olmadığı kadar iyi hisseder. Yoğun duygulara ve tutkulara sahiptir, zaman zaman yalnız kalmaya ihtiyaç duyar. Kaldığı yerde televizyon ve telefon olmasa da olur ama oda servisine ihtiyacı vardır, şampanya içebilmeli ve kendi müziğini dinleyebilmelidir. Onun için tatil demek, dış dünyaya hazırlanmak ve yenilenmek demektir.

Günlük hayatta enerjisini çok yoğun ve konsantre bir biçimde kullanan Akrep, enerjisini çok çabuk tüketir. Issız bir adaya veya tekneye bütçesi yetmiyorsa deniz ya da göl kenarında kitap okuyarak, balık tutarak ve hiç bir şey yapmadan dinlenebileceği sakin yerlerde tatil yapmalıdır. Akrep insanının sahilde uzun yürüyüşlere ve araba ile küçük gezilere çıkmaya ihtiyacı vardır. Kaldığı otelin güzel ve konforlu olmasını arzu eder.

Burcunuza göre şarkı;Ehh canım akrepcim bu kadar niyetini belli etmeden işe koyulsan Emre Altuğ'da söndüremez senin ateşini : "Sıcak çok sıcak sıcak daha da sıcak olacak"

Burcunuza göre internet alışkanlıkların; Aman aman evlerden ırak. Bunların işi gücü site çökerteyim msn kırayım şifre çalayım. Hayırlı bişey yapıp msnden zevce bulup nikah kıyayım demezler. Hackerdırlar. Onu bunu önüne gelen ne varsa kırarlar. Sevilmezler kimliklerini gizlerler. İllet bir burçtur

Burcunuza göre giyim tercihlerin; Gizemli ve çekici Akrep kadınının en sevdiği renk siyahtır. Kararsız olduğundan ve çok zor beğendiğinden alışverişte zorlanırlar. Ancak seçtiği giysiler hep dişiliğini ön plana çıkaran giysilerdir. Transparan giysiler tam onların tarzıdır.

Korkuların; Güçsüz kalma korkusu, gücünü kaybetme korkusu

Sen doğduğunda cumhurbaşkanımız Abdullah Gül idi.

Sen doğduğunda başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN idi

Doğduğunuz yıl asgari ücret: 608,4 YTL

Doğduğun sene Avusturya-İsviçre'da yapılan Avrupa Kupasını İspanya aldı.

Türkiye de tarihinde ilk kez yarı final oynama başarısı göstermiştir.

2007-2008 sezonunun şampiyon takımı Galatasaray, gol kralı Semih Şentürk (Fenerbahçe) 17 gol

2008-2009 sezonunun şampiyon takımı Beşiktaş, gol kralı Milan Baros (Galatasaray) 20 gol

*Senin doğduğun tarihte bunlar oldu

1516 - Sadrazam Sinan Paa yönetimindeki Osmanlı ordusu, Memlukları Gazze yakınlarında yendi.

1538 - Yeni Dünya'nın ilk üniversitesi olan Universidad Santo Tomás de Aquino kuruldu.

1636 - İlk Amerikan üniversitesi Harvard kuruldu.

1848 - İspanya'da ilk demiryolu, Barcelona-Mataró arasında hizmete girdi.

1886 - Özgürlük Heykeli, Fransızların hediyesi olarak New York'a dikildi.

1893 - Çaykovski'nin 6 No'lu Pathétique Senfonisinin galası St. Petersburg'da, bestecinin ölümünden sadece dokuz gün önce yapıldı.

1918 - Çekoslovakya, Avusturya-Macaristan imparatorluğundan bağımsızlığını kazandı.

1923 - Mustafa Kemal Paa, Çankaya Kökü'nde verdiği akam yemeğinde, "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz" dedi.

1927 - Türkiye'de ilk nüfus sayımı yapıldı. Nüfusun 13 milyon 648 bin 270 kii olduğu açıklandı.

1937 - Babakan İsmet İnönü, Ankara'da paraüt kulesinin açılıını yaptı.

1938 - Ankara Radyosu hizmete girdi.

1940 - II. Dünya Savaı: İtalya, Arnavutluk üzerinden Yunanistan'ı igal etti.

1941 - Litvanya'da Alman SS birlikleri 9000 den fazla Yahudiyi Kaunas ehrinin meydanında kuruna dizdi.

1943 - Tartımalı Philadelphia Deneyimi oldu.

1948 - İsviçre'li kimyacı Paul Hermann Müller DDT'nin böcek öldürücü özelliğini kefinden ötürü Nobel Kimya Ödülü ile ödüllendirildi.

1960 - Milli Birlik Komitesi'nin 147 öğretim üyesini görevden almasını protesto eden İstanbul Üniversitesi rektörü Sıddık Sami Onar ve İstanbul Teknik Üniversitesi rektörü Fikret Narter görevlerinden istifa ettiler.

1961 - Bir devre tanıklık eden Zeki Müren,Behiye Aksoy,Gönül Yazar,Seçil Heper gibi pek çok sanatçıyı senelerce sahnesinde ağırlayan Maksim Gazinosu açıldı.

1962 - Küba Füze Krizi: Sovyetler Birliği lideri Nikita Kruçev, Küba'daki füze üslerini kaldıracaklarını açıkladı.

1981 - Heavy metal müzik grubu Metallica, San Francisco'da kuruldu.

1982 - Felipe Gonzalez liderliğindeki sosyalistler, İspanya seçimlerinde büyük bir zafer kazandı.

1984 - Çin Komünist Partisi, ekonomik durumu düzeltmek amacıyla serbest giriime ve rekabete izin verileceğini açıkladı.

1986 - 23. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin sonuçları açıklandı. Altın Portakal'ı Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Aaah Belinda" kazandı.

1991 - İslami Cihad örgütü Ankara'da iki bombalı saldırı düzenledi; bir ABD'li subay öldü, Mısır'lı bir diplomat yaralandı.

1993 - Hakkari, Üzümlü Jandarma sınır bölüğü'ne saldıran silahlı militanlardan 57'si öldürüldü. Çatımada 10 er ehit oldu.

1998 - Esenboğa Havalimanı, tarihinde ilk kez aynı gün 13 cumhurbakanı ağırladı. Yabancı ülke cumhurbakanları, Cumhuriyetin 75. yılı törenleri için Ankara'ya geldiler.

2009 - Pakistan'ın Peaver kentindeki bir pazar yerinde araca yerletirilen bomba patladı; 105 kii ölü, 200'den fazla kii yaralandı [1].

Doğumlar

1837 - Hitotsubashi Yoshinobu, Japon asker ve siyasetçi (ö. 1913)

1909 - Francis Bacon, İngiliz ressam (ö. 1992)

1914 - Jonas Salk, ABD'li hekim ve bakteriyolog (ö. 1995)

1929 - Joan Plowright, İngiliz aktris

1933 - Manuel Francisco dos Santos (Garrincha), Brezilya'lı futbolcu

1955 - Bill Gates, Microsoft irketinin kurucusu ve sahibi

1956 - Mahmud Ahmedinecad, İran devlet bakanı

1957 - Ahmet Kaya, ses sanatçısı

1963 - Eros Ramazzotti, İtalyan arkıcı

1967 - Julia Roberts, ABD'li sinema oyuncusu

1969 - Ben Harper, ABD'li müzisyen

1974 - Joaquin Phoenix, ABD'li sinema oyuncusu

1980 - Milan Baro , Çek Futbolcu

1984 - Obafemi Martins, Nijeryalı futbolcu

1986 - Bianca Gascoigne, İngiliz model.

1996 - Jasmine Jessica Anthony, ABD'li oyuncu

Ölümler

1704 - İngiliz filozof John Locke (d. 1632)

1929 - Bernhard von Bülow, Almanya ansölyesi (d. 1849)

1949 - Eğitimci ve siyasetçi Nafi Atuf Kansu

1957 - Ernst Gräfenberg, RIA (Rahim İçi Araç)'yı gelitiren Alman hekim, bilim adamı (d. 1881)

1959 - Camilo Cienfuegos, Kübalı devrimci (d 1932)

1977 - Ratip Tahir Burak,Karikatürist ve çizgi roman çizeri (d 1904)

1978 - Edebiyat tarihçisi ve yazar Agâh Sırrı Levend

1987 - André Masson, Fransız ressam (d. 1896)

1998 - Ted Hughes, İngiliz yazar, air, çocuk edebiyatçısı 1930)

1998 - Thomas Flowers, Colossus'un tasarımcısı İngiliz mühendis (d. 1905)

1 Eylül 2010 Çarşamba

22 Ayın bitti aşkım...

Pasaklı ama çoooooook güzelsin bebeğim...Dünya güzelisin sen, cilvelisin sen...
Hafta sonu yine park bahçe gezdik malum :)

Kızım, aşağıda gördüğün resme yanılıpta bana kızma 'ne biçim anne bu,bana temizlik yaptırıyor,babişimede yemekleri' diye :))))

küçük hanımın klasik havalı pozları 'anne çek,çek anne' deyiverirsin hep :)

Bu sene sağolsun arkadaşlarımız ve aile fertleri yine bizi affetsinler,biz davet edemedik ama hepside iftar daveti yaptılar ve bizde kıramadık tabi :)

Haticeciğim ellerine sağlık, herşey harikaydı, diğer yerlerde makinamı unuttuğumdan çekemedim,hepsinin ellerine yüreklerine sağlık, teşekkür ediyoruz...

Çanta-Terlik

Yaklaşık 1 aydır bir çanta çılgınlığıdır gidiyoruz bakalım.eryerde heran kolunda çanta :) Küçük hanımefendi şeklinde dolanıyorsun ortada.
Bu arada gözle kaş arasında benim topuklularıda geçiriveriyorsun ayağına,nasılda yürüyebiliyorsun onlarla anlayamıyoruz :)
Şu hale bakarmısınız aynen toplayıcı gibiyiz, ne varsa geçirmişsin üzerine :)

                                      
Mutfak masasında dahi terlik çanta ikilisiyle birliktesin...

Ayrıca bir elimizde CIMBIZZZZ...bir elimizde AYNAAAA....
Badem gözlüm...
Güleçimmmmm....
Kuzum benim
Evimizin balkonu olmadığından cam kenarında parmaklıklardan tutunarak arkadaşlarınla konuşuyorsun, onlara su fışkırtıp gülüşüyorsunuz birlikte. Sürekli birbirinize sesleniyorsunuz; Sinem, Aylin, Begüm diyerek...
Odanı düzenledik beraberce, IKEA'dan aldığımız oyuncakları yerleştirdik.
Kuzucum bu sene pek tatil yapamamıştık, yaptıysakta bişey anlamamıştık. Bayram tatilini değerlendirmeyi düşündük babişinle, 04.09.2010 da cumartesi yoldayız Allah izin verirse.Aleyna ablanda Antalyadaymış,hepberaber güzel bir tatil yapıcaz inşallah.