30 Mart 2011 Çarşamba

29 AY BİTTİ

     Ne çabuk büyüdün, ne zaman geçti bu aylar, halen minik bir bebekmişsin gibi geliyor, birde bakıyorum konuşan, düşünen, kendi istekleri olan birey oluvermişsin :) Şaşırıp kalıyorum;
*Konuşuyorsun, hemde hiç durmadan ve gayet anlaşılır biçimde, cümleler kurarak,
*Halen Y,V,S harflerini söyleyemiyorsun ve bu sana çok yakışıyor,
*Bize bizi sevdiğini defalarca söylüyorsun,
*Anneciğim, babacığım diyorsun ki buda istediğim en sevdiğim hitap şekli :),
*Söz dinliyorsun, çekinmeyi biliyorsun,
*Titiz bir çocuksun, pasaklı asla değilsin,
*Yemek vakti yemekten, uyku vakti uykudan kaçmıyorsun,
*Hiçbir konuda fazla ısrarcı değilsin,
*Banyo halen ev sevdiğin anlar içinde, sadece çıkma zamanını kabullenemiyorsun :),
*Tam bir sokak çocuğusun, yaz-kış farketmez :),
*Calliou aşığısın, başladığında dünya ile iletişimi kesiyorsun,
*En sevdiğin oyuncağın Ela Bebek oldu, gece ve dışarı çıkarken yanında olsun istiyorsun,
*Nurturia sayesinde pek çok arkadaşın oldu ve ilk günlere göre çok gelişme kaydettin paylaşım konusunda,
*Akrep burcu olarak lider ruh taşıdığını her fırsatta hissettiriyorsun,
*İnce ruhlusun, kıyımsızsın,
Diğer taraftanda;
*Kusmaya devam ediyorsun ara ara,
*Pütürlü yemiyorsun,
*Bez kullanıyorsun, koca dana oldun haberin yok,
*Gece süt için uyanmaya devam ediyorsun ki buna şükür gece 2 defaya indi.
gelişiminle ilgili aldığımız kararlara gelince;
*Kreşe başlıycak 2 aya kadar ama yarım günle başlaması konusunda aşkımla hemfikiriz.
*Kreş pütürlü yemesine yardımcı olacak,
*Kreş bezi bırakmasını sağlayacak,
*Kreş sayesinde düzenli uykulara kavuşucaz,
*Kreş sayesinde annem sabah uykularına kavuşacak.
*Akşamları ve hafta sonları anneme bırakıp daha fazla gezebileceğiz...yehuuuu :)))

Yani bize göre herşeyi kreşte öğrenecek ve biz kolay çocuğa kavuşmuş olucaz :))) Vardır belki böyle birşey, sonrada al senin kız hazır deyiverecekler bize :)))
Peki kreşe başlamasıyla nelerden olacağız;
*Cebimizden para çıkacak,
*Sabah uykularımız bitecek, erkenden kalkıp, giydirecek ve kahvaltısını yaptırıcaz(mümkünmü bilmiyorum)
*Hafta içi erken uyanmaya alışan kuzu, hafta sonlarıda erkenden uyanır olacak ki normalde çok geç uyanıyordu :(

Biz bunları düşünürken kuzunun kreş hakkındaki hislerinden bihaberiz tabiki, alıştırma devresinde yine annem yanında olucak, 1 hafta getirip götürecek annem kreşe ve alışacak henemcik kızımda :) İyi düşünelim iyi olsun dimi :)
NOT:(sonradan eklenmiştir);
'Teleban bozudu'-TV bozuldu
'Anına gelioz annecim'-Yanına geliyoruz annecim

Şanslıyım Hemde Çok :)

     Pazar günü için Nurturia gurubumdaki arkadaşlarımı davet ettim evimize, hemde kim gelmek isterse diye, herkese kapım açık, seviyorum hepsini :)
     Daha önce yüzyüze tanışmadığım 2 arkadaşımda çıkıp gelmişler sağolsunlar, öyle mutlu oldum ki :)
Hülya(Öykü), Ezgi(Zeynep), Seda(Kerem), Yaprak(Poyraz), Ülkü(Nihan-Elif) ve İlknur(Elif ciğim ateşli olduğundan gelemedi)
     kuzum hepsiyle ayrı ayrı oynadı, çıldırdı sevinçten, daha misafirlerimiz gelmeden başlamıştı arkadaşlarının isimlerini saymaya.
     Tekrar tekrar Nurturia hayatıma girdiğin için teşekkür ederim, ne güzel arkadaşlıklar kurdum sayende, nasıl eğlenceli insanlar tanıdım. Dertlerimi paylaştığım, üzüntümle üzülen, sevincimle benden çok sevinen arkadaşlar bunlar. Aklıma gelen herşeyi sorabildiğim akıl hocam aynı zamanda Nurturia :)
Zeynep kuzumu kovaladı öpebilmek için :)), Kerem le uzun süre oynadılar sıkılmadan, Poyraz ilede çok oynadılar kaynaştılar, zaten kuzumun en has arkadaşı erkeklerden oluşuyor :))), Öykü her zamanki gibi hanım hanımcıktı yavrum :), Nihan ile Elif abla kardeş öyle iyi anlaşıyorlarki pekte diğer çocuklara ihtiyaçları olmadı zaten :)
Ezgi cim sağolsun çocuklarla çok ilgilendi, ben ev sahibi olarak pek ilgilenemedim açıkcası bebeklerimizle ama sayesinde bende rahat ettim, canım arkadaşım öpüyorum seni :)

İlknur u ilk kez gördüm ve çok sevdim, tam bir hanımefendi, kibar ama konuşkan, sakin ama içten, hele gamzene bayıldım İlknur cum :)

Yaprak lada ilk kez tanışmış olduk ve kendisinide çok sevdim; en önce güler yüzü dikkatimi çekti ve tabii güzelliği, yakışıklı oğluda annesinin hanımlığından kaynaklı yakışıklı ve kibardı maşallah. Ayrıca hiç yabancılık çekmedik birbirimizle :)
Seda cım, Hülya cım, Ezgi cim ve Ülkü cüm zaten eski arkadaşlarım, hepsini ayrı ayrı seviyorum.
Ülkü nün yavrularına baktığı bu pozu çok sevdim(dik),ancak bir anne çocuklara böyle bakabilir :)
Çok ama çok mutlu oldum, herkes çok içten ve sıcaktı, çocuklarımız çok eğlendiler, o gün çok konuştum, çok eğlendim, hepinizin ayağına sağlık, iyiki tanımışım sizleri :)
Kuzularııım, bunlar bizim diyemi böyle seviyorum bilmiyorum,heee şimdi düşündümde; annelerini sevince daha bir seviyorum bebelerini :)

AVM Gezimiz

Akşam eve gelince canımın gezme istediğini farkettim, aşkım da gelince hadi dedim, gezelim hava alalım, kızımızda iki oyuncaklarla oynasın bedavadan :))) E dedi aşkım, madem yemeğide AVM de yiyelim, felekten bir gün çalalım, hayır dermiyim atladım :)))
kuzu da heyecanla hazırlandı beni uğraştırmadan. Hemen fast food katına çıktık, bu arada Ankamall de idik. Kızımın yemek saatine daha vakit olduğundan ona ayran, kendimizede bişeyler aldık. Pipet istedi hanfendi. Dışarda pipetle bişeyler içmesi işime gelmiyor tabi, üzerine dökmesinden korktuğumdan ama bu sefer izin verdim ve hiç dökmedi kuzum.
Birazda dolaştık tabi, gözümüz gönlümüz açıldı, baktım ne moda ne değil :))) kuzu içinde oyuncakçıya girdik 1 saatte çıkamadık tabi, ne varsa elledi ve oynadı yavrum :)

''Kek Aptım''

     Mutfak dolabını her açtığında çırpma kabını görünce aklına gelir her seferinde ve 'anneciğim kek apalım' der miniğim. Genelde başka zaman derim ama sık sıkta bu nedenle kek pişer evimizde :)
     Yine malzemeleri topladık masanın üzerine, küçük hanımda oturdu başına 'umuta at, un at'(yumurta) diye konuşur benimle, ıh hııı diye ince ama çigi filmden kopmuş gelmiş gibi efektlerde çıkarır kibar kızım :) Ses tonuna bayılıyorum kızımın :))) (bizim sülale kadınlarının sesleri hep kalın(okşan tarzı) olduğundan :))))
Başlar karıştırmaya ve çırpma telini kontrol eder sık sık ve masayada damlatır bunu yaparken. Hemen 'olamaaaz' der 'döküdü anne siil' silerim ve bu çırpma işlemi bitene kadar devam eder 3-4 defa :) Üstelik artık eskisi kadar etrafıda batırmıyor, büyüdüya hanım, dikkat ediyor kendince :))) 
En son beraberce tepsiye dökeriz karışımı ve son kez fırına koyulmuş kek dolu tepsiyi görmek ister, kucağıma alıp gösteririm ve kendisi kapatır kapağı, gelip gidip sorar 'anne kek piştimi?' diye. Nasıl bu kadar heyecanlanıyor, çocuk olmak dedikleri bu mu? Ne güzel şey çocuk olmak, kuzum benim sevinç çığlıkları atıyor kek pişince ve yine beklemesi gerektiğinde kekin soğuması için, maşallah diyorum sabrediyor büyükler gibi....

21 Mart 2011 Pazartesi

Hafta Sonu

          Cumartesi çok sevdiğimiz arkadaşlarımız Hülya, Onur ve minik kızları Nil bize hamsi yemeye geldiler. Nil kocaman olmuş, maşallah çokta güler yüzlü, kuzu, Nil ile çok ilgilendi, özelliklede emziği ile :)) Bir ara baktım ağzına almış emiyor, yavrum bebekken emmemişti, çok uğraşmamıza rağmen. Gece 1 e kadar oturduk, sohbet muhabbet çok güzel bir akşam oldu :)
                 kuzu o gün toplam 1 saat uyumasına karşın, gece 1 e kadar uyumadı Nil için :)
Cumartesi hiç dışarı çıkmadık, sadece babası alışveriş için çıktı. Böyle olunca da pazar günü bize park bahçe yolları gözüktü. Anneannemizi de alıp yürüyüş yoluna gittik, kuzum parkta epeyce oynadı. Kaydıraktan kayan, kendinden büyük çocukları kaymamaları için engellemeye çalıştı. 'omas, dit' diyerek elleriyle indirmeye çalıştı onları :))) Tabi anlatıp engel oldum.
En büyük kaydıraktan kayar hanfendi, aşağısı kurtarmaz, salıncak baya baya hızlı sallanacak, yaşına göre şiddette sallanmak yetmez :))) Hatta salıncakta sallanan çocuğa ki abisi sallıyordu çocuğu, korkmadan 'sen dit, sallanma,menim sallaycak' bile diyebiliyor cadı :))) Çocukta tuhaf tuhaf bakakaldı yüzüne kuzumun :)))
     Koştu oynadı tüm gün gönlünce ama koşarken farkettim ki, çizmesi sanırım dar gelmeye başlamış, sık sık düştü, ayakları birbirine dolandı, tabi birde ayaklarında çizme olunca bilek hareketi kısıtlandı. Anlaşıldı spor ayakkabı zamanı gelmiş kızımın. hiç bir ayakkabısı varken diğerini almadık, yani bilerek değil ama zaten en fazla 4 ay giyebiliyor bir ayakkabıyı, alınca da ayak sağlığı açısından iyisini almaya çalışıyoruz zaten.
     Şimdi bahar sezonunda spor ayakkabı alırız, yaza doğruda havalar ısınınca yazlık açık bir ayakkabı alırız diye düşünüyorum. Geçen sene terlik kullanamıyordu, bu sene farklı olarak birde belki terlik alırız kullanabilirse. Ama kızımızın KIRMIZI renk takıntısı olduğunu daha öncelerde yazmıştım, sırf bu nedenle yeni ayakkabısının kırmızı renk olmasını istiyor. Hatta akşam konuştuk; 'Ben: kızım çizmen sana dar geliyor, sana yeni ayakkabı alalımmı, ne renk alalım? N: kimızı' deyiverdi hemen :))) ama calliou da ki gibi ayak numarasını ölçme aletini istemiyormuş 'omas' diyor, bende ağzını yiyorum, iyice mıncırıyorum.
     Çok işveliydi, iyice işveli oldu. İstemediğimiz birşey yapınca yanımıza yaklaşıp, kollarını açıp sarılıyor ve 'seviyom' deyiveriyor veya poposunu sallayıp, yüzünüde gülümseme ile şirin hale getiriyor :))) Gülmeyip hata yaptığını anlatmaya çalışıyorum ama çoğunca dayanamıyor ve sarılıp seviyorum, tabiii yakalayabilirsem, yıldırım hızıyla ortamdan uzaklaşabiliyor :))) Hareketler çok seri hanfendi de, konuşması bile çoğu kez çok hızlı :))) Maşallah kızıma...
Yaklaşık 2 haftadır ara ara aklına gelip istiyordu bizden, 'tien, anne tiene bineliiiim' diyordu. Bizim yakınımızdaki AVM.lerde yoktu diye gidememiştik. Yürüyüşe çıkınca, birazda alışveriş yapmamız gerektiğinden Antares e girdik, Real kısmına geçerken gördü kuzum treni, kaçırırmıyım, alışverişi yapınca bizde bindik kızımla, çok eğlendik, her önümüzden geçene el salladık, tren efektleri çıkardık ağzımızla :))) Trene binerken aşkım kıskanmış olacak ki bize serzenişte bulundu biraz 'hep sen biniyorsun kuzum la trene, bak babalarda binmiş, bu sefer ben binmek isterdim' diye. Gel sen bin dediysemde kabul etmedi, bir dahaki sefere dedi. Zaten bu eğlenceyi kaçırmak istemezdim :))))
Dünya kadar video birikti ama ben hala bloguma yükleyemiyorum malesef. Kaç kez denedim ama olmadı :(

18 Mart 2011 Cuma

Evi Altüst Ettik

Son bir aydır evle uğraşır olduk, bir gün kuzunun odasını, bir gün bizim yatak odasını ve bir günde salonu değiştirdik beraberce. Salon biraz tuhaf oldu galiba ama bize değişiklik iyi geldiğinden şimdilik böyle idare edelim diyorum. Zaten 1,5 sene kaldı lojmandan çıkmamıza, sıkılana kadar taşınmış oluruz bu evden.
kuzunun odasında yaptığımız değişiklik sonucu kızımız daha geniş bir oyun alanına sahip olmuş oldu, hem bende sevdim bu yeni halini odasının :)
Salonun yeni halini henüz çekmedim. Çarşamba akşamı eşim bana bir sürpriz yapmış, çok ama çoook sevindim. Evleneli 4 yılı devirdik bu güne bugün. Biz evlenirken ne foto albümü yaptırmıştık, nede stüdyoya gitmiştik resim için, sadece nikah salonu resimlerimiz var elimizde. Bir gün albüm yaptırmak istiyoruz ama daha kısmet olmadı. aşkım da çok istiyordu, özelliklede salonda büyük bir resimimizin olmasını. Gitmiş sipariş vermiş, arka fonu ve ilgili resmi seçip yaptırmış eve getirdi. Çokta güzel olmuş, siyah-beyaz yaptırmış, gençliğimizi güzelliğimizi hatırlattı bize, tam çıtırmışız evlenirken :))))
Buna birtek küçük hanım sevinmedi :( 'baba için ne ar?' diye sorunca sürpriz dedik, kendiside bayılır sürprizlere :) heyecanla paketin açılmasını bekledi, resmi görünce çığlığı bastı...'bu süpiz değil' diyerek, hayalleri yıkıldı çocuğun, kendisinin işene yaramıyorsa ne anlamı varki sürprizin :))) zor ikna ettik, kandırdık açıkcası...İşte aslında salonun şeklini değiştirme fikride o anda geldi aklıma, hadi dedim aşkıma, değişiklik yapalım. Annem bize baya söylendi, 'cumartesi torbayamı girdi, şimdi olurmu bu iş, yarın iş var' diye ama kar etmedi bize, koyulduk işe :))) Temizlik yerleştirme hepsi aynı akşam bitti, kuzuma da eğlence çıktı akşam akşam :))) Annemde bir tepsi börek yapıp getirmiş, bir güzel çay demleyip yedik, bir taraftan da kendimizi övdük durduk 'ne güzel yaptık, harika oldu ev, resim ne güzel durdu, şu şuraya nasıl yakıştı vs.' :)))
O akşam kuzunun uyku saati geçtiğinden salonda ayağıma alarak salladım kuzumu, üstelik bizim dizi vardı(Muhteşem Yüzyıl), kaçırmayım diye, TV nin sesini azaltıp salladım kuzumu, tam uykuya daldı derken gözünü aralayıp 'anne güzel' dedi; bizde bana güzel kadınsın felan demek istediğini sandık ve 'teşekkürler kızım, sende güzelsin' dedim. Tekrar uykuyu aralayıp 'anne evin güzel' dedi :)))) tabii biz şok...beğenmiş haspam evide birde söylüyor :))))

Yüzüne Ne Oldu (= ???

     Pazartesi akşamı eve gittik herzamanki gibi, yine üzerimize atladı,sarıldık koklaştık. Annem yüzüne baksana deyince gördüğüm manzara içimi acıttı, çok üzüldüm çok...ne oldu dedim anneme 'düşmüş odasında, benimde haberim yok, biryere çarptı herhalde, fazlada ağlamadı' dedi. kuzuma soruyorum ne oldu diye 'düştüm' diyor sadece. Bir gün önce tırnaklarını kesmiştim ve kenarları tırtıklı kalmıştı, şüphelendim acaba tırnaklarıylamı çizdi diye, çünkü tıpkı tırmık yemiş yada yüzüne tırtıklı bişey sürtülmüş gibiydi. Belli etmedim ama çok üzüldüm kuzuma, ben bakmaya kıyamazken böyle bir acı çekmesine, yara almasına tahammül edemiyorum kuzumun. Ara ara kaç defa sordum ama hep düştüm dedi. Tekrarı olmaz inşallah...
Resmini çektim aynı akşam yüzünün ama sanırım makine fotoshoplu :)) flu çıkmış, yakından görünüşü daha feciydi aslında :(
Aynı akşamın gecesinde sabaha kadar rüyalandı kızım, ağlayarak uyandı herseferinde, anne, baba diye konuştu, zor bir gece geçirdik.
Ertesi gün eve gittiğimde ise yine sol  tarafında bir yara izi vardı. Ablamlara gitmişler o gün ve Şimalle oynarlarken olmuş.  'böle aptı anne Şimal' elleriylede dürtme işareti yaparak anlattı. Yine üzüldüm. Resmini çekmeyi unutmuşum bu sefer. Aleovera dan aldığım First Spreyi sürmüştüm, yine aleoveralı Gelly adında bir krem jel var, onu sürdüm, şimdi daha iyi.
Allah tüm çocukları kazalardan korusun, gözüne yakın yerlerden yara aldığından korkuyorum hep, melekler korumuş yine yavrumu.

11 Mart 2011 Cuma

Doğum Günü Pastasıııı,Sürpriiiiz :)))

         Doğum günün geçeli ve sağolsun Caillou seyretmeye başlayalı, her gün evde d.günü pastası, doğum günü pastasıııı diye gezen ve 'süppiiizzz, pastamı üfficem, iki doğdun ...' söylemleriyle kulaklarımızı çınlatan bir kuş var :) İstisnasız hergün yaşıyoruz bunu ve gülüyoruz haline ve hep alalımda üfletelim bir mumlu pasta deyip geçiyoruz. Nihayet babasının aklına gelmiş dün ve kuzum gibi minik bir pasta ona birde bize alıp getirmiş. Yemek faslından bir süre sonra çıkardık ortaya, mumları yaktık, her yaktığım mumu üfledi, hepsini yaktığımdaysa sevinçle kahkahalarla üfledi mumları, bol tükürüklü üflemeler eşliğinde eğlendik, bizde biraz abarttık oda çoştukça coştu :))) Çatalla mundar edilen pastasından biraz yaladı :) Bizim kız biraz titiz, hem kusmuklu hem titiz, eline küçük bişey değsin, anında sildirir veya üzerine siler :)))

7 Mart 2011 Pazartesi

Pazar Günü

     Hafta sonları oldukça geç uyanıyoruz ailece, bakalım kreş başlayınca ne yapacak. 11 gibi uyandık 'anne karnım acıktı' diyen kuzu sesiyle. ' anne kak uyan' deyip yüzüme dokunuyor, cilveleşiyoruz, aşkım hep bizden önce uyanmış oluyor, mutfaktan çoğunlukla güzel kokular geliyor burnuma ve tam kokuya doğru gidecekken sesimizi duyup geliyor yanımıza :) Sevişip koklaşıp kalkıyoruz yataktan. Genellikle kuzum kahvaltı yaparken kusuyor ve sinirlerimiz altüst oluyor. Yanağıma dokunup 'annesiğim ücülme, ücülme anne, seni doktoa dötücem, kızma bana' diyor yavrum, öpüyor beni, 'sarılalım' diyor, sakinleşiyorum ve tekrar yediriyorum kuzumu, ona calliou açıyorum, bizde tepsiye koyduğumuz kahvaltılıklar eşliğinde salonda TV.izleyerek yapıyoruz kahvaltımızı.
     Sonra aşkım soruyor 'nereye gidelim, ne yapalım, bişeyler düşündünmü' diye. Niyeyse hep benden bekler planı, bende sinir olurum, sen düşün diye. Eğer önceden verilmiş bir karar yoksa hafta sonu hep bunu yaşarız. Bu pazar yatak odasını değiştirelim dedim, yani şeklini. Kafasına yattı beyfendinin. kuzu yaklaşık 3 aydır bizim aramızda yatıyor ve ayrı kalıyoruz diye hayıflanıyorduk. Duvar kenarına alalım dedim yatağı, oda çok dar olunca çok zorlandık ama değdi, etrafı temizle yerleştir derken saat 4 ü buldu.
     Hazırlanıp Antares e gittik. Çok kalabalıktı hiç rahat edemedim, kuzumu kaybetme kaygısı yaşadım sürekli, uzun zamandır yapmadığım kadar rahat gıda alışverişi yaptım, kısıyordum bayadır kesenin ağzını. Eve gelir gelmez kuzuyu yedirdim önce, sonra poşetler boşaltıldı ve denemek istediğim tavuk sosunu(maggi tavuk soso) devreye soktum hemen. aşkım çorbayı yaptı. Oturup bir güzel yedik. Birazda küçük hanıma yedirdim ama ağzını buruşturarak pekte sevmeden yedi. Akşamda bir güzel banyo yaptık kızımla, küvetinde yüzdü eğlendi :) Sonra genişlemiş şekli değişmiş yatak odamızda oynaştık ailece, kuzuyu orda giydirdim, tırnaklar kesildi, saçlar tarandı, popo kremlendi...ohhh miss oldu misss...öptük kokladık miniğimizi :)

     11 sularında da yatağın yeni şekliyle uyuduk miss gibi....hergünümüz böyle olsun, isteyenlerede Allah nasip etsin :)

     NOT: Geçen hafta içinde kuzumun odasının, aşkım salonda TV. izlerken gizlice şeklini değiştirmiştim. Her 2 odanın resmini çekip eklemeyi unutmuşum, pek yakında eklerim :)

Hafta Sonu Gezmelerimiz ve 2. Azımız

    
     Yaklaşık 10 gündür hergece kusuyor, illallah ettik artık, üstbaş, yatak yorgan kalmıyor, 10 gündür kusmuk kokarak gidiyoruz işe, burnumdan bu koku gitmiyor birtürlü. Hatun meğer diş çıkarıyormuş, halen bir ucu kaldı çıkacak, çıkaramadı. Tabi kusmaya devam ama işin garip yanı çocuk kusarken aklıma gelmiyor dişmi diye, o günleri geçirmişiz gibi geliyor sanki. Büyüdükya :))) eee kaldı 3 tane daha, hayırlısı bakalım...
   Cumartesi akşamı aşkımın iş arkadaşına davetliydik. 3 aile olduk, ailenin birinin iki kız bir oğlu var ama onlar lise üniversite seviyesindeler, ev sahibinin 5.sınıfta bir kızı ve 21 aylık ikiz oğulları vardı. kuzu da katılınca seyredin curcunayı :))) Çok güldük, çok eğlendik, çocukları tutmayı beceremedikçe gülme krizi tuttu bizi. İki laf konuşamadık, bir hengamedir gitti resmen :))) Halen düşündükçe gülüyorum. Bu gurubu bizede davet edicez, muhtemelen önümüzdeki c.tesi bizde olurlar. Aslında ben iki aileyi aynı gün değilde ayrı ayrı almak isterdim ama onlar hep beraber alınca bizde mecbur olduk diyebilirim.
İkizler sürekli ellerinde bişeyler yediler, kuzum da özenip eline aldı bişeyler, başlarda yemeden elinde tuttu ama sonraları küçük parçalar koparıp yuttuğunu gördüm, çiğnemeden yutsada bir buda birşey dedim :) Evin altını üstüne getirdiler resmen, kafa beyin kalmadı bizde, yinede 11:30 a kadar kaldım, ayıp dimi :)))

2 Mart 2011 Çarşamba

Kahvaltıya Davetliydik...

    
     Geçtiğimiz pazar Ezgi-Duru-Recai ailesi bizi ve diğer (Hülya-Öykü-Hakan ve Seda-Kerem-Hasan) 2 aileyi kahvaltıya davet ettiler evlerine. Seve seve kabul ettik, çokta iyi etmişiz. Ezgi ve ailesini evlerinde tanımayı çok istiyordum ve bu sayede diğer arkadaşlarımı da görebilecektim. Saat 11 sularında ordaydık. Çok sıcak bir karşılama oldu, şahane bir sofra hazırlanmıştı bizler için, belliki özenilmiş, değer verilerek hazırlanmıştı.

     Kahvaltı ve sohbet eşliğinde süper bir öğlen geçirdik. Ezgi cim çok sıcak kanlı bir bayan, zaten anlaşabileceğime emindim, eşide güler yüzlü ve iyi bir ev sahibi idi ve iyi bir baba :) Resmen eve dönmek istemedim, sohbet sohbeti açıyor resmen Ezgi yleyken ve gülme krizleri :)))) Yanlız Duru ile kuzum pek anlaşamadılar, hep diğerinin elindeki oyuncak için savaşıp durdular, çekiştirdiler, çığlık attılar oyuncaklar için :)))) Taki gitme vakti gelmeye yakın anlaşmaya başladılar, hatta giderken kuzum baya ağladı 'ditmiceeem' diye. Ezgi lere giderken yanımızda kuzumun bebeği ELA yıda götürmüştüm, Duru yla aralarında baya paylaşamadılar bu bebeği ve tam çıkarken Duru yine kaptı bizim Ela yı :))) eğilip anlattım, kuzum onsuz uyuyamaz, bize gelince sende oynarsın filan diye, yavrum yavaşça verdi bana akıllı akıllı :)  
     Çok ama çok eğlenceli bir pazar yaşadım, tekrarını diliyorum ve havalar ısınır ısınmaz Kanuni Park ta brunch düzenlemek istiyorum, çocuklar parkta oynasınlar, bizde yeşillikler içinde oturup sohbet edelim...Tabi görüşmek için o kadar uzun bekleyemem :)))
Eve döndüğümüzde aşklarım çok yorgundu, aşkım nöbetten dönmüştü o sabah, kuzum da kahvaltıda oyun oynamaktan uyumaya fırsat bulamamıştı. Hadi dedim hemen yatağa gömülelim...İkiside uyudu kaldı öylece :) Biraz seyrettim onları, çok ama çok güzel görünüyorlardı;
Ne kadar masum, huzurlu uyuyorlar :)