25 Temmuz 2011 Pazartesi

Eskişehir de Sünnet Şölenine Katıldık

      Harika harika bir hafta sonuydu. Eskişehir i çok severim zaten, bu nedenle gidişimiz çok heyecanlı oldu benim için. Annem ve babamıda alıp cumartesi öğlen çıktık yola, kuzum epey uyudu yolda, gerçi uğranacak mola verilecek pek fazla yerde yok yol üzerinde. Akşam 16:30 gibi Eskişehir Şehitliğine ulaştık, zaten sünnet şöleninin yapılacağı fabrikada hemen yanıbaşında idi. Gittiğimizde Vildan abla ve Necdet abi bizi karşıladılar, fabrikanın çevresini süper hazırlamışlardı, heryer tam bir şölen alanı şeklinde hazırlanmıştı :) Tek kelimeyle bayıldık, kuzum oyun parkında oynadı, biz sohbet ettik, sonrasında ablamlarda geldiler, hepsi çok şık olmuşlardı, çoook güzellerdi.
      Sünnet Düğünü nde tek bir organizasyon hatası olmazmı kardeşim :))) Bir tanemi bulunmaz, çok düşünüp çok emek vermişler, herşey muhteşemdi, hele güler yüzleri...diyecek laf bulamıyorum. Düğünlerini, daha güzel günlerini görürler inşallah, sağlıkla başarıyla ve mutlulukla :)
     Öncelikle Mehteran Takımıyla Eşkişehir Şehitliğine yürüyüş yaptık, çocukların dedesi Yörük Ağası Niyazi Çapa önderliğinde...çoluk çocuk, ana-baba...İstiklal Marşı ve dualar eşliğinde saygı duruşunda bulunduk, çok duygulandım, duygulandık...

     Sonrasında Mevlüt yapıldı, ilahi ve dualar eşliğinde...Ardından yemekler yendi, çocuklara muhteşem bir oyun alanı kurulmuştu, popcorn makinesi, pamuk şeker makinesi, çeşitli oyuncaklar ve şişme oyun alanı getirtilmişti. Kırım Halk Dansları Topluluğu, Azerbeycan dan sanatçı, İlahi Grubu ve Yörük Oyun Grubu, sonrasında da Sanat Müziği söyleyen sanatçılar getirtilmişti veee bol oyun, eğlence... Havai fişek gösterisi 10 dakika sürdü, gözlere bayram bir gösteriydi, geç saatlerde ucu maytaplı balonlar salındı gökyüzüne, seyre doyamadık...




Kuzumu soracak olursanız, bu kadar aktiviteden sonra akşam 22:30 da 'anne ukum deldii, kımızı arabamı istiom' dedi ve arabasında sızdı kaldı. Bizlerse gece yarısı 01:00 suları terkettik şölen alanını...
Otelde yerimizi ayırtmışlardı sağolsunlar, sabaha dek deliksiz uyumuşuz hepimiz, kalkarkalkmaz brunch için eniştemin anne-babası bizi alıp Posta denilen bir mekana götürdüler, yeşillikler içinde püfür püfür oturup kahvaltı ettik. İstanbul dan teyzemlerde gelmişlerdi, onlar kahvaltı sonrası dönüş yaptılar.
Biz hepberaber Vildan ablalara kahve içmeye gittik. Muhteşem bir sitede harika bir evleri var, Allah bozmasın, sadece kahve için gitmişken aşkımın doğum günü olduğundan, bunu da atlamamışlar ve pasta söylemişler. Ne ince insanlar...çay-kahve-tatlı-pasta ve meyve ikramlarıyla bizi bir türlü bırakmadılar, resmen zorla çıktık evden. Herşey için tekrar tekrar tşk ediyoruz, sizi seviyoruz ama ne olur sizlerde bizim evimizi şenlendirin olmaz mı? :)

21 Temmuz 2011 Perşembe

Nasıl Geçti Habersiiizzz...Yüksek Ateş...

     Dolu dolu 2 hafta....
     Ne yaptık, nereleri gezdik, kimleri ağırladık, ne kadar sohbet edebildik...yetersiz geldi süreç...kuzum çok kötü hasta oldu...1 haftadır mızmız şekilde dolanıyordu kuzum, meğer hasta olucağının habercisi imiş.
     Ablamların gelişiyle ortaya çıkan yüksek ateş, kusma, çiş yapamama atağa kalktı. Öncelikle önünün kızardığını farkettik ve çiş yapamadığınıda...Altına kaçırmaya başladı (belli ki acımasın diye çişini tutuyor ve dayanamayınca bırakıveriyordu). Geçen perşembe gecesi kusması arttı ve çişini yatağa bırakıverdi birkaç kez :( Ertesi gün öğlen saatlerinde ablam aradı beni 'ateşi çok yüksek, doktora götürmek gerek' diye. Apar topar izin alıp çıktık işten, doğğğru Öge Hanıma. Kan, idrar testleri yapıldı, ilklerini 1 saat sonra aldık ama kültürler 2 gün sonra dendi. Subrax antibiyotik şurup verdi dr. İdrar tahlilinde çok zorlandık, sadece lazımlığına yapmak istedi, verilen kutuyu bir türlü kabul etmeyince, lazımlığa yaptığı idrarı kutuya döktüm verdim.
     Öge Hanım idrar yolları enfeksiyonundan şüphelendi, bu bizide çok korkuttu. Sonuçlar çıktığında olmadığını öğrenince çok mutlu olduk. Ancak 3 gece 4 gün boyunca ateşini düşürebilmekte çok zorlandık. 39,5 ları gördü güzel kuzum. 37 ye indirmek için dakikalarca soğuğa yakın suyla duş aldırdık, herseferinde duş almamak için, alırkende bitsin diye nasıl yalvardığını anlatmama gerek yoktur herhalde :(( Çok zorlandım doğrusu, bir taraftan yüksek ateş, diğer yandan burun tıkanıklığı nedeniyle nefes alamayınca uykusuz geceler geçirdik hepbirlikte. Kan-idrar kültürleride temiz çıkınca...'e nesi var kuzumuzun' dedik. Bu arada bize yakın olan Lokman Hekimi geceleri mesken tuttuk. Sonuçlar neticesinde 2'li antibiyotik yazıcaktı kiii(7 gün kullanması için), itiraz ettim, hatta 'yazacağınız antibiyotiği(Macrol:iğrenç bir tadı var) kızım içemez, daha öncede verdiler, boşuna yazmayın, başka bir çare, iğne falan...' dedim ısrarla. Sonunda kabul ettirince 'N' ile başlayan 3 adet iğne yazdı, antibiyotikli imiş. Çok sevindik biz, sevineceğimiz kadar varmış: ilk geceden ateş düştü, öksürük azaldı. Gül gibi solan kızımın yüzüne renk geldi. Kilo verdi bu süreçte, yediği herşeyi kustu, zaten iştahta kalmamıştı, gözlerinin önü çöktü kuzum. Verilen iğne hakkaten çok ağırmış, kuzum 2-3 saat yürüyemiyor vurulduğunda. İlk gece bunu test edince, 2. ve 3. gecelerde yatma vakti götürdük iğne vurulmaya ki gelir gelmez uyutup ağrı çekmesini önledik. Dün gece sonuncu vuruldu ve şükür çok iyi kuzum, hafif bir burun tıkanıklığı var o kadar. Eğer antibiyotik şurup alsa idik halen çekecekti bu gribi kuzum.
     İşte bu kadar hengamenin içinde ablam ve kuzularıyla ilgilenemedik doğru düzgün, hatta canım ablam hep bizimle ilgilendi, annemin yemeklerini yaptı, kuzum ile ilgilendi durdu. Bu arada annemin fizik tedaviye başlamasıda cabası. Geçen gün kuzumu kucağına alınca belinde kötü bişeyler olmuş, iki büklüm geziyor şimdi vee ablamı bugün yolcu ettik, annem ne yapar, kuzu ile nasıl başeder henüz bunları fazla düşünmek istemiyorum...

     Zaten sağolsun kuzum gribi bana sattı, heryerim kırılıyor ağrıdan, burnum tıkalı ve günlerin getirdiği uykusuzluk peşimi bırakmıyor. Yorgunum çook yorgunum...
     Hafta sonu Eskişehir de olucaz. Ablamın görümcesinin 2 oğlu için düzenlediği sünnet şölenine katılıcaz. Umarım hem annem hem ben düzelmiş oluruz o güne dek. Amiin...
     İnşallah ablacım başka sefere daha gezmeli, daha sohbetli bir ziyaret olur gelişin, bu seferlik bizi idare et.

14 Temmuz 2011 Perşembe

İstanbul dan Ablam Geldi :) 40 Savdık...

     Güzel bir hafta sonundan sonra, harika bir haftaya daha başladım. Yaklaşık 15 gün kadar kalmak için ablam, oğlu ve kızı geldiler Ankara ya :) Pazartesi akşamı karşıladık Gar da onları. 'Birtek Tren Gar ında resmimiz yoktu, oda oldu' dedi eşim :)))
     Ablamları alır almaz bavullarını annemlere nerdeyse kapıdan içeri atıp, dooğru Yıldıray lara gittik, cümbür cemaat. Çınar ın ve Melek in 40 ını savmaya. Kuzumun uykusu olduğundan vakit kaybetmeden 40 tas ve dualarla yolladık 40 larını. Sağlıkla uzun bir ömür diledim, akıllı, hayırlı bir insan olsun diye dua ettim hala kuzusuna :)


12 Temmuz 2011 Salı

Bu nasıl bir hafta sonu....

     Hayatımdaki en dolu ama en zevkli hafta sonuydu bu. Teşekkürler Ezgi cim, Teşekkürler Yasemin cim :) İkiside bize evlerini açtılar, gönülden ilgilenip güzel saatler geçirmemizi sağladılar :)


     Kahvaltı sonrası hazırlanıp Ahlatlıbel de buluştuk Ezgi ve eşiyle, biralarımızı içtik, tatil başlamış hissi verdi bize ortam. Şaka şamata saatler geçiverdi hemencik. Kızımda uyudu bir güzel orda. Karnımız acıkınca soluğu evlerinde aldık. Eşler balkonu bir güzel yıkayıp hazırladı, yemekler yenildi ve Hülya ların da gelmesiyle şarkılı türkülü şarap gecemizi yaptık :)) Çok çok eğlendik, sesim kısıldı konuşmaktan, gülmekten :)))
     Cumartesi gecesi saat 01:00 de eve gittik ve çocuklar o saatlere kadar uyumadılar düşünün artık, nasıl eğlendik nasıl vazgeçemedik çocuklar için dahi olsa ortamdan :) Eve gider gitmez resmen sızdık ailece :)))
     Ertesi gün yine kahvaltı sonrası hazırlanıp düştük yollara, çok çok sevdiğim arkadaşım(çok fazla paylaşımımız olmasada,içten hissettiğim bir yakınlık var kendisine) Yasemin e davetliydik, diğer Nurturia anneleri ile birlikte. aşkım bizi bıraktı, henüz erken olunca, eşide evde olunca bahçelerinde hepberaber sohbet imkanı bulduk. Çok beyfendi bir eşi varmış, eşimde iyi anlaştı kendisiyle ve bunada çok sevindim. Eşleri yolcu edince diğer kızlarda birer birer geldiler. Bahçe inanılmaz güzeldi ve sohbetler muhteşem. Çocuklar bizi hiç üzmeden oynadılar diyebilirim ve tatlı kadın...neler neler yapmış el kadar bebeğiyle...ellerine sağlık. Oysaki güler yüzün yeterliydi arkadaşım :)

Kendi Odası mı?

     Uyumadı tabiki, konuştuk, örnekler verdik olmadı, yani tamam diyor, odasında uyuyor ama gece kaç kere kalkıp beni yerimden ediyor. E bide çiş-kaka mevzusu var. Daha geceleri tutmayı öğrenmediğinden, kendiliğinden uyanıp kakam geldi diyor odamıza gelip. 10 kere kalkıp odasına gideceğime, çünkü süt içinde ayrı kalkıyor,kızımı yanıma aldım, babayı kuzumun odasına attık :)))) Şİmdilik böyle a dostlar, yapılacak bişey yok, uykusuzluk mu, eğitim mi dedik, uyumayı seçtim.
     Gece sütünü kestiğimizde nasılsa alışacak, 2 ay daha keyfini sürsün benimle yatmanın. Hem bende keyfini sürüyorum kızıma sarılmanın,gece ayağını üzerime attığında, o minikleri öpmenin ve terlediğinde ten kokusunu almanın :)
     Çok çok fazla konuşur oldu kuzu. Hatta bazen kafamızı şişirir şekilde konuşuyor. Sus demek istemiyorum, şevkini kırmadan birşeyler gösteriyorum, oraya doğru bakıp gelsin diye ama suskun hali saniyelerle sınırlı kalıyor :)))
     Evde bana yardım etmeye halen çok hevesli. Bir büyüme hikayesidir gidiyor. Ne yapsa büyüdüğü için yapabildiğini düşünüyor ve bunu herdaim dile getiriyor. Kollarını havaya kaldırım büyüdüğünü gösteriyor. Hemen ardından 'a aaaa anne ben büümemişim' diyor suratını asıyor :))) Çamaşırları nerdeyse yürümeye başladığından bu yana birlikte asıyoruz evde, o gelişi güzel peteklerin üzerine üst üste atıyor çamaşırları, ben düzeltiyorum. Tek fark var; eskiden işlem bitince çamaşır sepetinin içine giriverir ve benim onu araba gibi sürmemi isterdi evde :))) Şimdi ise sepet boşalır boşalmaz bebeğini içine koyuyor ve onu kendi sürüyor evin içinde :))

7 Temmuz 2011 Perşembe

Kendi Odasında Uyumalı- Kusmasın Artıık!

     Tam düzeldi olacak galiba, arayıda açtı derkeeen...gümmm kusuyor bu kız. Nedir anlamadım, tamam doktorun dediği gibi henüz tam olarak katıya geçemedik ama bıkkınlık geldi bana :(
     Dün akşamdan itibaren kendi yatağına geçme çabalarımız meyvelerini vermeye başladı. Önceki gün oturup bir güzel anlattım kendi yatağında yatması gerektiğini, Calliou dan ve kardeşi Rozi den örnekler verdim, bebek olmadığını, herkesin kendi odasında ve kendi yatağında yatması gerekiyor diye telkinde bulundum. İşe yaramaya başladı elbet. Önceki akşam kendi yatağında, yanına uzandım ve uyudu, gece kalkıp yanımıza gelmek istedi, çişi gelmiş ve yapınca odasında uyumak istemedi. Gece yine süte uyandı ve kendi yatağını istedi, sabaha karşı yine uyandı ve yanımıza geldi...
     Dün gece ise kendiliğinden odasında uyumak istediğini ve benim odasından gitmem gerektiğini söyledi. Bende perçinlemek amaçlı 'sen calliou, rozi, şimal ve biz gibi odanda tek başınamı uyuyacaksın, büyüdünmü kızım, aferin sana' vs...sözler sarfettim. Çok işe yaramış olmalıki 'sen odamdan dit, lambai kapat, uucam anne' dedi, tam odasından çıkacakken 'bana calliou kipatımı oku' dedi. Uyduruktan bir hikaye anlattım ama hikaye kahramanı hep uyumak istiyormuş :))) Kısa sürede uykuya geçti. aşkıma anlattım, çok sevindik, büyüdü kızımız diye...Aradan 1 saat geçmemiştiki kuzumun ağlama sesini duydum, genelde yattıktan 1 saat sonra bir posta uyanır. Yanına gidip sakinleştirip yatırmaya çalıştım ama kusma sesleri çıkarmaya başlayınca battaniyesini önüne yetiştirmeye çalışırken yarı üzerine yarı battaniyeye kustu, hemde bolca kustu, halen üzerimde kokuyu hissediyorum. Malum bu koku bende fobi oldu :( Çarşaf, üst-baş değiştirdik, sildik elini yüzünü ve yeniden uykuya daldı. Sabaha karşı yanımıza geldi, sütünü içip bizim yatakta uykuya geçti.

     Yavaş yavaş yatağına alışacak ve çiş-süt için ise uyanıp yanımıza gelebilecek diye düşünüyorum. Daha 3 aylık iken odasını ayırmıştık aslında ama bu kış sık uyanmalarından bunalınca yanımıza alma kararı almıştık, hatta çocuğu zorla alıştırmıştık bu duruma, uzun süre 'menim atağamı istiom' deyip durmuştu. Zaten süt olayı Ağustos sonunda bitecek. Yani raporlu süt bitiyor. Bu durumda Pınar Çocuk Sütüne geçiş yapıcaz ve bu sütü akşam yatmadan ve sabah kalkınca birer bardak içmeye alıştırmak istiyorum, inşallah başarılı oluruz. Bu durumda çiş haricinde gece kalkmaları birmiş olur diye ümit ediyorum.

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Çiş-Kaka Bitti- Çıtır Simit- Gölbaşı

     Maaşallah diyorum kelebeğime, çabuk çözdük bu işi şükürler olsun. Kuzum bazen geceleri kaçırıyor ama altında alez var ve alıştırma külodu ile yatırdığımdan fazla batmıyor yatağı. Genel olarak geceleri uyanıp 'kakam deeldi' diyor. Gündüz zaten kendi söylüyor artık. Biryerlere gittiysekte yanımızda lazımlığını taşıyoruz ona yapıyor :) İlk hafta başında 3 gün annem ve benim isteğimle oturuyordu lazımlığa, kendi kendine çişinin geldiğini söylemiyordu ama 3 günden sonra kendi söyledi hep. Şimdi tek konu klozete de yapabilmesi, yavaş yavaş orayada yaptırmaya başlıyacağım inşallah.
     Uzun zamandır yüz boyama setini kullanmamıştık, kendiliğinden aklına gelince, çıkardım verdim eline, baya bir uğraştı etrafı boyayabilmek için :))) Heryer iyice boya olunca yanına gittim ve yüzüne kelebek yapalım dedim, çok sevindi. Uğur böceği ve kelebeki çok seviyor ama öyle çok gıdıklanıyorki yüzünü boyamak epey vaktimi aldı, çok huylu bir kız, hele söz konusu olan yüzü ise daha bir hassas. Dolayısı ile tamamen bitiremedim kelebek çizimimi ama bişeye benzedi ilk deneme için diye düşünüyorum.

     Çok güzel bir Pazar günü geçirdik arkadaşlarımla, tabi aşklarım da aynı derecede mutlu oldular. İstanbul dan gelen arkadaşımız Emine ve eşi sayesinde buluştuk o gün. Aslında bizim hem apartman toplantımız hemde katılmamız gereken bir nikah vardı ama eşim 'yalan dünya,boşver nikahı toplantıyı,gidip eğlenelim' deyince çok sevindim. Sonuçta nikah kendi arkadaşının olunca benim için sorun kalmadı, hazırlanıp attık kendimizi arkadaşların yanına. Çok mutlu oldum çünkü katılanlar çok sevdiğim aileler :)
     kuzumun uykusunun gelmiş olması beni gruptan biraz kopardı ama sonrası çok güzeldi, kızım uyumuş, sevdiğim arkadaşlar yanımda...ooooh misss. Uzun uzun sohbet ettik, güldük konuştuk, misafirlerimizi yolcu ettikten sonra Gölbaşında Grand Vollage e karar kıldık, söyle rakılı mezeli tarafından... :)))
      kuzum için günün menüsünde sadece yoğurt vardı o gün ama çok mutluydu ve zorlamadım yada stres yapmadım yemedi diye. Katılan herkese çok tşk ediyorum, çok güzel bir gün geçirdik biz ailece, çok eğlendik, şarkılar söyledik, sohbet ettik :)