4 Şubat 2020 Salı

Ne Tatili?

     Tatil bitti ama biz ailece tatili yaşayamadık tabi. Kızımın ödevleri bitmek bilmedi. Hatta Pazar akşamı dahi son kalan bir iki ödevini tamamladı diyebilirim. Cumartesi anne kız günü yapalım diye çıktık, yemek alışveriş yapıp döndük eve. Neyse ki Pazar günü sabah kahvaltıya gittik üç aile ve kızımın arkadaşıyla. Sonrasında da Eltilerin Savaşı adlı komedi filmine girip kahkahalarla çıktık. Hafta sonu tatili gibi oldu koca 15 tatil.

     Allah can sağlığı versin tabi. 17 Ocak akşamı eve mutlulukla girmiştim, mutfak dolaplarını boyama, kızımla vakit geçirme vs. diyerekten de Perşembe ye kadar izin almıştım iş yerinden. Pazartesi akşamına kadar 3 gün boya ve temizlik ile uğraştım. Tam hadi bitti bitecek derken Salı günü annem ağlayarak beni aradı; 'gel beni hazırla dayını kaybettik' diyerek. Dünya başıma yıkıldı tabi. Annemler 8 kardeşler, ölen dayım en küçükleri. Üstelik ani bir ölüm. Öncesinde bir hastalık vs. yok. Nereye gideceğiz, dayım Yalova da oturuyor ama memleket Trabzon, hangisine defnedilecek vs. derken aramadığımız kalmadı. İki ayak bir pabuçta :( Yalova da definedilecek haberi aldık hazırlanırken. Sanırım 1 saat içinde sırt çantamı hazırlayıp anneme geçtik. Kızımı götürmek istemedim oralarda mahvolur diye. Annem ve biz 4 kardeş birde yeğenimle düştük yollara.

     Ailesi perişan, eşi ve 3 kızı gözü yaşlı. Sadece 2 gün grip olmuş, 2. günün gecesi ağırlaşınca acile götürüyorlar. Serum, ilaç eve yolluyorlar. Sabah yine fenalaşıyor hadi hastaneye gidelim de hal çare diyerek...dayım kendinde ve normal konuşuyor. Doktor zatürre teşhisi koyuyor. 2 saat içinde yengemin elinden kayıp göçüyor diğer diyara. İşte hepsi bu...Allah can sağlığı versin diye boşuna denmiyor. Diğer dertler hallolur olur biter. Bir aile perişan oldu şok oldu. Allah geride kalanlara sağlık sabır versin diyelim.

     Yıllar oldu Yalova ya gitmeyeli. En son depremden sonra annemle, evlendikten sonra da eşimle gitmiştik. Yaklaşık 10 sene olmuştur. Hep sevmişimdir, çocukluğumun yazları oralarda geçti. 2 dayım vardı orada oturan, depremden sonra biri taşındı korkudan oralardan. Böyle bir acıyla gitmek görmek istemezdim Yalova yı. Hava harikaydı, sanki dayım için gelenlere kolaylık olsun der gibiydi.Salı gecesi ulaştık eve, ertesi gün defnettik ve aynı gece döndük sabah 3 civarları. Hiç uyumadık, hal öyle olunca 2 gün kendimize gelemedik.

     Eve geldiğimde eşim dolap kapaklarını takmıştı. Hadi dedim beraber duvar folyolarını bir gayret yapıştıralım. Eksik söylemişim folyolar yetmedi. Fotoğrafı sonraki postumda yayınlarım inşallah. Yeni folyoları sipariş bile etmedim henüz. Nedendir elim gitmedi. Yarım duvarlı da olsa öyle güzel görünüyor ki, girince içimiz açılıyor.  Daha bir mutluyum mutfağımda. En sevdiğim, en çok vakit geçirdiğim yer mutfak benim. Minikte olsa süsler dururum kendimce ıvır zıvırla :)

     Mia dan haber de vereyim size :) Tatil bitişi baktık Mia yine çiftleşme dönemine girmiş. Bu sefer kaçırmadan geç kalmadan damat Pati yi bize çağıralım dedik. Cumartesi akşam getirdiler. Mia nın sevincini görmeniz lazım :)) Hemen anlaşıp koklaştılar. İşlem tamam ama ayıramıyoruz bir türlü :)) Ertesi gün yine aynı. Dün akşam eve girdim. Kapıda karşıladılar beni, ikisini de sevip okşadım. Sonra hemen tuvalet kaplarını temizledim. Tam mama kabını da yenileyeyim diye elime aldım kiii arkamdan hızla pençesini bacağıma geçirdi Pati :(( Ne olduğunu anlayamadan çığlığı bastım, çok canım yandı. Korkuyla onun girdiği odanın kapısını kapattım. Baktım ki bacağıma koca iki tırnak izi bırakmış kanıyor. Kızım sağolsun aleovera spreyini sıkıp, kantaron yağını sürüp bantladı. Epey korktum ama. Daha açamam kapısını ne yapacağız diye düşünürken, sahibine msj atıp anlattım. Hiç böyle şey yapmazmış, neden oldu anlamadık. Çok uslu bir kedi gerçekten. Neden yapmış olabilir, seviyordum halbuki :( Eşim gelince hemen bırakalım evine götürelim dedi. Evleri de Ankara nın diğer ucu ama mecbur ben korkarım bir gece daha duramam dedim. Allah tan taşıma çantasına girdi, nasıl korkuyoruz odanın kapısını açıp çantaya sokarken sormayın :(( Sahibine 'oğlunuzu kapının önüne bırakmaya geldik' dedik :)) Neyse bundan sonrası Mia nın hamilelik sürecini takip etmek inşallah :)
      Pati nin bize geldiği ilk akşam öyle acayip seslerle koklaştılar, öyle bağrış çığrış oldu ki evde, korkudan hemstırımız Çiko öldü. Sanırım kalp krizi dedi veteriner. Korkudan ölmüş :(( Çok üzüldük. Bahçemizde minik bir cenaze töreni yaptık Çiko ya. 1 yıldır bizimleydi ve Mia ile çok iyi anlaşıyorlardı.

     İnsanın hep bildiği ama kayıplar yaşadığında kafasına daha bir dank ettiği şeyler var hayatta. Ben dayımın ölümünden sonra çok düşündüm. Dayım 61 yaşlarında, dinç görünümlü, hastalığı olmayan, kendine çok iyi bakan biriydi. Her gün düzenli olarak yürüyüşünü yapan, dengeli ve sağlıklı beslenen, yaşama sevinci ve inancı olan bir insandı. Aniden ölümü üzüntüsü yanında bizleri çokta şaşırttı. Tabi vade diyoruz inançlıyız çok şükür ama işte yarının garantisi yok gerçekten. İyi insan olup sevmek sevilmek ve güzel yaşamaya çalışmak aslolan. Mal mülk, aman spor aman donanım çokta şey etmemek lazım gibi geldi. Dayım 2 yıldır binbir heveslerle elleriyle yaptığı memleketteki dağ evine 1 ay sonra eşyalarla gidip yerleşecekti. Bak kısmet olmadı, bitti gitti aniden. Bu an ya işte bu an önemli. Erteleme sev sevil yaşa, hatta hafta sonu biraz kilo fazlası olan arkadaşım 'ben ne yapıcam böyle, nasıl gidecek bunlar' diye söyleniyordu bana. Bırak dedim yaaa ye gitsin. Benim boylu poslu, filinta gibi yakışıklı dayım gitti. Ye gitsin canının çektiğini, kasma, bak belki sabaha çıkmayacaksın. At bir kahkaha...