4 Temmuz 2019 Perşembe

Ali Osman AKTAŞ- Hata Bende mi?

       Son postu yazdığımın akşamı daha fazla dayanamayıp doooğru veterinerde aldık soluğu. 8 gün olmuş ve Miya da (Kızım ismini değiştirdi kedimizin. İçine sinmemiş Cimilli Venüs.) bir ilerleme olmamıştı. Veteriner Küçükesat ta olunca gidip gelmekte zor olmuştu bizim için. Çıkışını yapıp kendi muhitimizde bir yere götürdük.
     Bir güzel muayenesi yapıldı. Corona Virüs+ parazit testleri yapıldı. Kedi gribi olmuş, bir miktar parazit çıktı testte. Yatırmalarına gerek olmadığını, 4 gün kadar serum ve ilaç tedavisi için getirip götürmemiz gerektiğini söyledi veteriner. Çok sevindik, kızımızı alıp evimize götürdük. Eldiven, maske, göz damlası, vitaminli yaş ve kuru mama, tarak vs. aldık oradan. Küçük tuvaleti kapatıp Miya ya yuva yaptık ishali geçene kadar. Düne kadar ishal tam gaz devamdı. Gözler iyileşmeye başladı. Yavrucak kuma tuvalet yapmayı dahi bilmiyordu, yeni öğrendi ama henüz üstünü kapatmayı bilmiyor, bu nedenle de her yeri pisleniyor. Bakalım bu işi ne yapacağız. Her gün göz damlası damlatıyorum. Tuvaletini ve etrafını temizliyorum. Bakımı kolay değil ama iyileştiğini görmek sevindiriyor bizi. Tüy döküyor felaket. Günde 2 kere tarıyorum, hiç sesi çıkmıyor maşallah. Sanırım hoşuna gidiyor. Önceki gün veteriner eşime, sevgiye ihtiyacı olduğunu, okşayıp ilgilenmemizi söylemiş. Şimdilik eldivenle sevsekte, okşadığımızda sürtünmesini, daha da yaklaşıp sevgi istediğini görmek üzüyor bizi. Sevgi görmemiş yada çok aç kalmış demek ki. Şimdilerde işimiz gücümüz Miya :) Bir iyileşse, şöyle odalarda yanımızda mırıl mırıl gezse diye beklemedeyiz. Dualarınız çok işe yaradı teşekkür ederiz :)


  Amca oğlum, abim Ali Osman Aktaş'ın yeni romanı Hata Bende mi? çıkmıştı aylar önce. Elimdekileri tüketip kitabunı alabilmek ancak kısmet oldu. Alır almaz başladım okumaya, 2 günde bitirmişim. Konu aşk olunca daha bir merakla okumuşum :)) Daha önce arkadaşıyla ortak yazdığı kitabı Bordo Bereli'yi gerçekten çok beğenerek okumuştum. Aynı istekle aldım elime. Ankara da geçen üniversite aşkı, ayrılışı, acı dolu yıllar sonrası çok daha acı bir karşılaşma şeklinde geçiyor roman. Sade bir dili var, okuması kolay. Eski aşkları bilenlere ahhh ah dedirtecek biçimde yaşanmış yıllar var içinde. Eline emeğine sağlık Ali abimin :) Yeni romanı da sanırım yolda, beklemedeyim.

******
      Bu aralar yine bir planlar peşindeyim. Zaman bulup gezmeden bir hafta sonu yaratırsak kendimize, mutfak dolaplarını kendimiz boyayalım diye düşünüyoruz. Ön araştırmayı yapıp alınacaklar listemiz oluşturdum. Geriye sadece almak ve zaman yaratmak kaldı. Bir Cuma akşamından başlayıp, Pazar akşamında biter diye tahmin ediyorum. En azından örnekler öyle olduğunu söylüyor. Su bazlı boya çabuk kuruyormuş. Sadece astar atıp bir gece bekletirsek, gerisi 3-4 saatte bir yaklaşık 3-4 kat boya atınca halloluyormuşmuş... :)) İnşallah elimizde patlayıp rezil etmeyiz dolapları. Çünkü yeni dolap yaptırmaya ödenek ayırmak gibi bir niyetimiz yok.
Bir de mutfak dolapları fayans olunca, onu da araştırdım. O da astarla boya tutuyormuş. Du bakalım, dolap sonrası el atmayı düşündüğüm işlerden kendileri.  Şimdiki renkler iç karartıcı, mutfakta zaman geçirip üretmeyi seviyorum ama içim kararıyor,zevk vermiyor bizim mutfak. Set ve dolap arası içinde Folyo Sepeti diye bir siteden almayı düşündüğüm yapışkanlı, suya dayanıklı duvar kağıtlarını uygun gördüm. Hayırlısı :)