7 Kasım 2019 Perşembe

Çocukluk İşte-1

     Bu aralar bir çok blog arkadaşımın dahil olduğu '10 yaşındaki haline ne söylemek istersin?' mimini çok beğenerek okuyorum. Herkes çocukluğundan birer parça anlatmış. Ben mime katılmadım ama okudukça kendi anılarım depreşti diyelim :)

Alıntı-Temsili bizim somye
     Evin küçük kızıydım ve benden büyük 2 abla, bir de küçük erkek kardeş sahibiydim. En büyük ablam evin işlerinde anneme katılan tek kızdı o zamanlar. Haliyle derleyip topladığı yerlerin bozulmasına çok kızıyordu. Benimde minik yaramazlıklarım olurdu elbet ama hiç birini bile isteye yapmazdım. Çocukluk işte. O zamanlar herkesin salonunda bulunan somyeler vardı. Üzerlerine çiçekli örtüler diktirilir, arkasına renkli yastıklar sıralanırdı. Hemende bozulurlardı, kayardı örtüler. Hele misafir gelecekse üzerine oturtulmazdık biz küçükler, kaydırırız örtüleri diye. Ben bayılırdım üzerine yatmaya. Ablam elindeki terlikle arkada ben önde evin içinde koştururduk. Ben 'anneeee ablam beni dövüyoooor' diye bağarınca dururdu ablam peşimden koşmaktan. Ben o somyenin altında ne evcilikler kurdum, çok çok severdim kapalı küçük köşelerde kendi dünyamı yaratmayı. Bunların altına çamaşır sepetleri koyardı annem. Herkesin gardolabı bu sepetlerdi ve hepimizin kendi sepet rengi farklıydı. Eğer annem sepeti dağanık görürse önümüze döker katlatırdı bize :)) Yamuk yumuk katlardık işte.
     Çocukluğumun geçtiği bu evdeki büyük terasta ne çok anılarım oldu anlatamam. Lise 1 e kadar bu evde oturduk. Başka bir muhite taşınırken evimizle vedalaşmam çok uzun olmuştu. Tek tek odalarla vedalaştım, duvarlarını bile öptüm, ağladım. Komşularımız, çocukluk arkadaşlarım hep bu apartmanda mahalledeydi. Ben ilkokulu bitirdiğimde pek çok yaşıtım ortaokula kayıt yaptılmamışlardı. Onlar örgü, dikiş nakış yaparken, heyecanla benim okul maceralarımı dinlemek için toplanırlardı bizim evde. Gerçi ben okulda çok sessiz bir öğrenci olduğumdan pek maceram yoktu ama yine de onlar merak ederlerdi ortaokulu. Konu evimize vedaydı ya; terasımızın duvarına benden bir iz kalsın diye birşeyler yazmıştım. Hani ben burada oturdum, iyi bakın evimize vs. diye :)) Sıradan bir apartmandı ama benim gönlümde çocukluğum, gençliğe ilk adım attığım yıllarımdı ve çok özeldi.
     Her yaz ya memleketimize ya diğer denize kıyısı olan illerdeki akrabalarımıza giderdik te denizden çıkmazdık sabahtan akşama. Okulların tatil oluşundan belki 1 hafta sonra Ankara yı terk ederdik. İşte o 1 haftada bile ben deniz diye tutuşur, Ankara daki evimizin kocaman terasına çok büyük çamaşır leğenlerinin içini suyla doldurur, güneş gören yerine çeker, bacaklarımı sıvayıp, kollarımı katlayıp havuz yaratır, kendimi ıslayıp güneşlenirdim :))

Alıntı-Temsili ben :))

      Ablamın en utandığı şeydi bu yaptığım. Başrış çığrış anneme koşar, beni içeri almasını söylerdi :)) O zamanlar nesi var ki derdim, ne güzel güneşleniyorum havuzumun yanında :)) Yeni genç kız olan ablamın, etraftaki hayranlarından utandığını anlamazdım.

     Birgün daha uzun anlatmak isterim evimizi, çocukluğumu, sevgiyle kalın :)
   

   

40 yorum:

Kaystros Tyrha dedi ki...

Anılar, anılar... İnsanın çocukluğuna dönüp bunları hatırlaması ne güzel değil mi? Yaptığımız haylazlıklara bugün nasıl gülüyoruz. Hep çocuk kalabilsek keşke. Bu mümkün olmasa bile o çocuk hallerimizi hatırlayıp neşelensek arada bir:)

Gamze Esra Ersöz dedi ki...

Çocukluğuna ait güzel anıları olan şanslı çocuklarmışız biz.Keyifle okudum yazınızı.

deeptone dedi ki...

çok tatlı çok sevdim. büyük teras da ne şansmış yaaa :) demek o zaman da deniz sevdalısıydıın :) ablan ve somye altı üstü çok sevdiiim :) annat annaaaat :)

EĞİTİM PINARI dedi ki...

Bu yazı da çok güzel olmuş gerçekten. Somyalar falan çocukluğuma gittim. Bir an. Yazının tamamından anladığım kadarı ile afacan bir yapıya sahipmişsiniz. Çok teşekkür ederim bu güzel yazı için. Sevgi ile kalınız.:))

*mehtap dedi ki...

ya evet o somya/divanlar anaların gözbebeğiydi:) Hala örtü düzeltme alışkanlığım vardır divanların o pileli/büzgülü kayan eteklerini topladığım yıllardan hatıra:))
Çocukluk en güzel hatıraların akılda kaldığı pembe yıllarmış.Harika anlatmışsın,sevgiler.

lovehouse dedi ki...

Kaystros Tyrha, Belki en güzel yıllarım olduğundan güzel bir şeyler düşünmek istediğimde hep çocukluğumu anarım. Gülümserim. Hele bilen biriyle paylaşıyorsam anılarımı kahkahalarla anlatırım, ne güzel :)

lovehouse dedi ki...

Gamze Esra Ersöz, haklısınız, bizden bir sonrakilerinde yetiştiği ama artık kalmayan çocukluk...
Çok teşekkür ederim :)

lovehouse dedi ki...

Deepciğim,dimi dimi? Koca teras, istediğin oyunu oyna koştur, çok güzeldi gerçekten :)
Ablamla anılarım çoook, anlatacağım onlarıda, teşekkür ederim :)

lovehouse dedi ki...

Fatih Bey, teşekkür ediyorum. Aslında hiç yaramaz değildim ama çok hareketliydim, yerimde duramazdım, halende öyle :))
Beğenmenize sevindim :)

lovehouse dedi ki...

Mehtap, eskiyen örtüler değiştirildimi, yenisi dikilip geldimi tüm komşular gelir bakarlardı. Yeni desen çıkmış diye merak ederlerdi birbirlerininkini :)) Şükür ki evde benden büyük anne ve 2 abla olunca, bana örtü düzeltmek hiç düşmedi :)) Bozunca çok fırça yedim ama :))
Çok teşekkür ediyorum. Hayatımın en güzel yıllarıydı ve harika bir çocukluk geçirdim.
Sevgilerimle :)

Derya dedi ki...

Çok tatlı ve oldukça tanıdık satırlar okudum. Benim ablam vardı ama evli olduğu için o somya düzeltme işi bendeydi ve nefret ederdim, somya altı maceralarım çoktu en çok saklanmayı severdim bir günde ablamdan görüp cımbız ve aynayla orada ilk kaş alımımı gerçekleştirip, kocaman bir boşlukla uzun zaman dolaşmıştım :) ahh eski günler, keşke çocukluk evlerimiz hep dursa kalsa, şimdi izliyorum 100 yıllık 200 yıllık evler bilmem kaçıncı kuşakta anılarıyla herşeyiyle orada, bizde gerçekleşmesi zor bir durum ama güzel hayal :)

Yurdagül Çelik dedi ki...

Bazen danışma seanslarında biz de danışanları küçüklüğe döndürürüz.Bu tür yazılar da biraz terapi gibi oluyor.Ben de evin en küçük çocuğuyum.Benden üç yaş büyük ağabeyim benden hep utanırdı,ablanız da sizin leğen macerasından utanmış.Büyük kardeşler böyle işte :)
Bu arada ocak ayı başında yeni bir seminer olacak,size özel mesaj atmayı unutursam sayfamdan takip edebilirsiniz.Sevgi ve saygılarımla :)

Adsız dedi ki...

Herkes çocuk kalmak ister . Güzel anılar . Birşeye alıştı mı insan vazgeçmesi zor olur

lovehouse dedi ki...

Derya :)) evet benzer anılarmış, aynı yılların çocuğuymuşuz.
Benim ablalarım evlenene kadar koltuğa geçiş yapılmıştı Allah tan :))
Bizim evimiz duruyor halen, pek yolum düşmüyor ama gidersem mutlaka bakıp anılara dalıyorum bir süre. Keşke herkesin anıları durabilse olduğu yerde, silinip gitmese. Aklımızda durdukları gibi kalabilseler yerlerinde.

lovehouse dedi ki...

Yurdagül Çelik, kendi terapimi yaptım o zaman :)) Hani diyorlarya çocukluğuna inmek gerek diye :))
Kimbilir ne yaramazlıklar vardı sizde de benim gibi, utandırıyordunuz ağbinizi :))
Takipteyim zaten ama sanırım 1 hafta kadar bakamadım, o ara kaçırmışım sisi :( Çok mutlu oldum yeniden burada olacağınıza. İnsan böyle başarılı blog arkadaşlarını yakınen tanıma, dinleme fırsatı bulamıyor her zaman. Çok isterim katılmayı, sevgilerimle :)

lovehouse dedi ki...

Sanat Penceresi, İçimizdeki çocuk deniyorya, şimdilik bırakmıyorum onu bir yerlere :))

EĞİTİM PINARI dedi ki...

Geçmişi hatırlatan yazıları seviyorum. Çünkü bana ait bir şeyler buluyorum.:))

anne kaleminden dedi ki...

Çok tatlı çok samimi:)))) Çocukluk çok başka çok büyülü bir alan. Ben en çok yanlış anladığım deyimlere şarkı sözlerine falan gülüyorum şu an :)))

Üff ya biz divan derdik ona, divan örtüsü düzeltmek en gıcık işti :))

Arif ÖZTÜRK dedi ki...

Ara ara çocukluk anılarında canlandırmak iyi oluyor. Bazen ben de her köşesini özlediğim çocukluk evimizin olduğu hatıralara dalıyorum. Ama yazmaya çalışsam zorlarım herhalde.

Adsız dedi ki...

bence hic bırakma zaten insan geçmişi severse zaten çocukluğunun hatırına sever

Yüreğimin İklimi dedi ki...

Ne güzel anılar kalmış çocukluğunuzdan.

incidennotlar dedi ki...

Güzel anılarınızın olması insanı mutlu ediyor.Terası çok severim:)Keyifle okudum.
Sevgiler

Ada Deniz dedi ki...

Divanlar yok belki ama şimdi de koltuk örtüleri var. Hala bozuldu mu kızılır. Ben de çocuklar küçükken koltuk lekelenmesin diye kullanmıştım sonra o kırışıklıklardan sinir geldi attım hepsini. Nedir şu çocukların düzen manyağı annelerden çektiği.)))

lovehouse dedi ki...

Fatih bey, ben de öyle :)

lovehouse dedi ki...

anne kaleminden, teşekkür ederim :) İyi ki bu kadar renkli, hatırlayınca gülümseten türdenlermiş :))
Evet divan da denirdi :)) Şükür ki düzeltmedim ben. Sevgilerimle :)

lovehouse dedi ki...

Arif Bey,Birşeyler kıvılcım çıkarmadıkça aklıma gelmiyor hayat galesinden ama bu aralar çok var bloglarda bu konu ve iyiki var :)
Sizinde çok güzel yazacağınıza eminim anılarınızı :)

lovehouse dedi ki...

Sanat Penceresi, ne güzel söylemişsin, kesinlikle katılıyorum :) Sevgilerimle.

lovehouse dedi ki...

Yüreğimin İklimi, :) en güzel yıllarımdı, çok teşekkürler :)

lovehouse dedi ki...

incidennotlar, teşekkür ediyorum :) Kocaman bir teras, ip, top vs. her tür oyunun oynanabildiği, yine de 4 kardeş olan bize yetmeyen, sokakta oynamaya bayıldığımız yıllardaki terslı evimiz :)
Sevgilerimle :)

lovehouse dedi ki...

adadeniz, ya çocuklar için ya kedi köeğimiz için, bir nedenle seriyoruz o örtüleri :)) Belki o yıllarda şikayet etsekte şimdi yüzümüzü güldürüyor o anılar :))

HürPost dedi ki...

Hep geçmişimize çocukluğumuza özlem duyuyoruz sanırım o yüzden bazen kendi çocuklarımızı anlamamıza yardımıda oluyor bırakalım onlar çocuklarını düzgün yaşasınlar.

lovehouse dedi ki...

HürPost, ben çok güzel bir çocukluk geçirdim ve elimden geldiğince kızıma da yaşatmaya çalışıyorum. Tabi şimdiki çocuklar bizler kadar özgürce oyun oynayıp koşup eğlenemiyorlar o kesin. Evlerde, AVM. lerde tıkılı yaşıyorlar. Sabah bizimle evden çıkıp okula, ordan akşam yine bizimle eve giriyorlar. Yine de hafta sonu planını onlara göre yapıp, gün yüzü görmelerini sağlamalıyız. Özellikle de arkadaş ortamı kurmalıyız, sağlamalıyız diye düşünüyorum.

Yurdagül Çelik dedi ki...

Bugün mahalle muhtarıyla seminer gününü netleştirdik.Tarih 25 ocak cumartesi olarak gözüküyor şu an.Bir değişiklik olursa da haber vereceğim.Ben de blog yazarı arkadaşlarımla tanışmaktan keyif duyarım...

GeCe (Gkhn) dedi ki...

En masum olduğumuz dönem çocukluk dönemi ve en çok arzulanan olsa gerek, hayat ondan sonra başlıyor. İçten bir yazı olmuş, elinize sağlık

lovehouse dedi ki...

Yurdagül, 25 Ocak'ı not aldım. Hafta sonu olması ayrıca sevindirdi beni, çok teşekkürler :)

lovehouse dedi ki...

Gece, en saf ve en güzel :) Teşekkür ediyorum :)

LerzanKaradan.com dedi ki...

ne güzeldi çocukluk :(( o zamanlar hemen büyümek isterdim oysa

lovehouse dedi ki...

Sevgili Lerzan, koşa koşa bitirmek istediğimiz yılları özlememiz ne ironi.

maviye iz süren dedi ki...

keyifle okudum canım, çocukluk anıları çok güzel :)

lovehouse dedi ki...

Teşekkür ediyorum Baharcığım, devamı gelecek :)