İstanbul a gidiş gelişlerimiz çok heyecanlı ve rahat geçti.Seni yormamak için her mola yerinde durduk,biraz yürüyüş,dinlenme tekrar yola devam...
Bu arada senin en önemli müdavimlerinden olan Azra hep yanımdaydı,sürekli seni sordu,doğana kadar seni çooook merak etti,'teyze kime benziyecek,teyze ben ona bakarım...vs.' Azra yı çok seveceğine eminim,çünkü oda akrep :)
(Ayrıca senin ismine doğumuna yakın karar verebildik. Çok muallakta kaldık babanla, Şevval, Ceylin ve N.....En sonunda birgün babana 'ben karar veremedim,sen bu 3 isimden birini seç ve bana söyle, kabul edicem' dedim. İş dönüşü bana karar verdiğini söyledi.' Bir tane olsun, adıda N. olsun' dedi. İşte nazlı kızım isminin hikayesi....)
Kuzucum doğum zamanın geldi çattı,güzel bir yolculuğun ardından teyzenlere geldik. Bizi heyecanlı ve güzel karşıladılar. Utku abinin odasını bize tahsis etmişler. Orası senin ilk evin oldu.27.10.2009 da gata ya gittik ve muayeneden sonra,yarın sabah için yatış verdiler. O gece çok heyecanlı geçti bizim için,sabah seni kucağımıza alabilmenin verdiği heyecanı hiçbirşeye değişmem. 28.10.2008 sabahı saat 8,30 da yatış ve işlemler için hastanedeydik bitanem. Eniştemle ablam işlemler için koşturmaya başladılar,benide odama götürdüler.
Babana doğumdan sonra mama gerektiğini söyleyince hemşireler Beni bırakıp kantine gitti.İnanılmaz birşey bu, tam o anda sedye geldi ve bana giysilerimi çıkartıp sedyeye yatmam söylendi. :( Tabi sulugöz annen dururmu başladım ağlamaya,yanlızım tek başına ameliyathaneye alıyorlar,tabi aşağıda eniştemin olduğunu biliyorum ama ablam ve aşkımla vedalaşamadım ya çok üzüldüm.İçimi korku sardı,gözyaşlarımı tutamıyorum.Bir teyze yanaştı yanıma,Allah razı olsun ondan.Anne gibi sırtımı sıvazlayıp gözyaşımı sildi 'korkma kızım,bak benimde kızım aşağıda,geceden bu yana haber alamadım,güzelce giyin'dedi. O dedi ama bana dokunmaya gör,daha çok ağladım.Kendimi kimsesiz tek başına cellatlara teslim olmaya giden bir mahkum gibi hissettim.
Üzerimi giydirip sedyeyle aşağı indirdi bir bayan,ameliyathane asansöründen çıktığımda bir görevli adam benim sedyeyi alıp başladı oynamaya,bir o tarafa bir bu tarafa sürüyor sedyeyi,benim gözler yaşlı tabi halen.Bayan uyardı adamı 'yapma bu bayan doktorun yakını' diye.Adam o zaman bıraktı sedyeyi.Tabi o zaman çok kızmıştım ama, sonra enişteme anlattığımda hep beraber çok güldük halime. :)))))))
Neyse eniştemi görünce çok mutlu oldum bekleme salonunda,meğer beni o indirtmiş aşağıya, korktuğumu bildiği için.İyide oldu aslında koluma serum iğnesini taktı ve acısını unutmuş oldum bir süre sonra.Derya teyzende bizi yanlız bırakmadı,ameliyat giysisini giymiş geldi yanımıza, bana moral oldu kuzum,güldük konuştuk.(aşkım doğacağın gün için anneannene haber vermedik,üzülür diye, tansiyon problemi var da.)Babanlada telefonda konuşturdu teyzen,helalleştik, ağladım tutamadım konuşurken.Oda çok üzülmüş beni göremediği için.Beni uğurlayan teyze ağladığımı beni götürdüklerini anlatmış babana.
Önce dakikalar, sonra saatler......9,00 da girdiğim bekleme odasından, saat 1,00 suları geçebildik ameliyathaneye, az kalsın doğum ertelenecekti. bir sonraki gün 29 Ekim olduğundan görevli dr.ların çoğu izin almışlar öğleden sonrası için.Oraya kadar gelmişken elime iğne batırılmış bekliyorken geri eve gitmek berbat birşey olurdu,eniştenin forsu işledi ve beni de sonunda aldılar sağolsun enişten.Çok uğraştı bizim için.Allah razı olsun ondan ve ablamdan.
İçeri girince şaşırdım çünkü o kadar dr.u birarada aynı ameliyathanede hiç görmedim ben.(tabi bundan anlıyacaksın ki annenin ilk ameliyathane macerası değil bu :) ) hepsi dr.mu yoksa anesteziciler yardımcılar filandır ama en az 9-10 kişi vardı. Sırf 2 doğum hocası vardı,anestezi hocası ayrı.Tabi Şener eniştende hep başucumdaydı,işlem başladığında bir daha etrafa bakamadım açıkcası. Can derdine düşmüştüm de :)))
En çok korktuğum şey iğne hayatta,bana epüdral sipinal kombin ile uyuşturdular belimden yapılan iğne ile ve hiç duymadım aşkım,elleri çok hafifmiş doğrusu....Sonra yatırıp önümü bir set ile kapadılar ve ardı ardına örtüler attılar üzerime,boğuluyorum dedim sanki herşey üstüme gelmeye başladı.oksijen verdiler oda beni sıktı,çok sorunlu bir hastayım yani anlıycan kuzucum,umarım bana bu konuda benzemezsin.Vücudumu temizleyip sonda taktılar ama ben ayağımı oynatabildiğimi farkettim korktum meğer öyle olucakmış.Kesim başladı :) öyle kasıldımki sorma,karnımı koparıyorlaaaaar,karnımı koparıyorlaaaar diye bağrınmaya başladım kısık sesle.Eniştemin hocası beni teselli ediyor korkma bişey yok diye.Senin çıktığını anladım ve enişten bebişini görmek istermisin dedi bana,ama ağlamıyor dedim.Bekle şimdi ağlayacak dediler(tabi hepsini hatırlamıyorum kim diyor yoksa hepsini eniştemmi diyor :)), Sağ tarafıma baktım seni göremedim,gerisini hatırlamıyorum.
28.10.2008 de saat 13.30 da, 2.200 gr.kilo, 45 cm.lik boy ile Haydarpaşa Gata Hastanesinde Kadıköy/İSTANBUL doğumlu olarak gözlerini dünyaya açtın nazlı kızım.Hoş geldin aramıza,seni çok bekledik ama hayırlısı ile kavuşturdu Allahım.Şükürler olsun.
Gözümü açtığımda odaya getirilmiş ve müthiş ağrı çekiyor vaziyette idim.
Sonradan öğrendim başıma gelenleri; meğer belimden yapılan anestezi tam tutmamış,kımıldamışım ameliyat esnasında.İki tane kocaman eniştemin deyimiyle kendi yumruğu büyüklüğünde miyomum varmış,onları almışlar,genel anestezi ile uyutmak zorunda kalmışlar anneciğini.Güya doğum anını göreyim diye genel yapmadılar ama benim pimpirikliliğim nedeniyle herşeyim aksi gitti.Sayende miyomumda alındı :)
Hastane odasında geçirdiğim 2,5 gün benim için tam bir kabustu diyebilirim.çok ama çok ağrım oldu ve iğne ağrı kesici olmadan bir saniye bile geçiremedim,herşeyden üzücü olan şeyse seni görememekti aşkım.Seni bana vermediler.Sezeryandan çıkanların bacaklarının üzerinde sedyede bebekleriyle gelirlerken odalarına,benim bacaklarımın üzerinde ağrı kesme makinaları ve serumlar vardı.Tabi bunu resimde gördüm ve üzüldüm,Kendime geldiğimde senin emiş gücünün olup olmadığını,sağlık kontrolünün yapılması amacıyla (minicik doğduğun için) küveze koyduklarını öğrendim.Birşey yok deyilmi dedim,turp gibiymiş dedi ablam.Senin iyi olduğunu öğrendikten sonra yine kendi derdime düştüm.Zaten yanımda olsan sana bir faydam olmazmış,bunu anladım kuzucum.2.gün artık meraktan ölücem sağolsun ablam tekerlekli sandalye bulmuş dr.dan izin alındı ve beni sana götürdü.İkimizde çok meraklıydık.sadece küçük olduğunu biliyoruz. Bende ablamda sapsarı yada saçsız kel,minik bir kız bekliyoruz.Hemşire seni giydirmiş getirdi ve bu benim mi dedim,çok tuhaf hissettim kendimi,çok minik bir surat küçücük.Vedalaştık ama ayrılık kısa sürdü,o günün akşam üstü ablam seni almaya gitti,tamamen bizimdin artık.Ablam tam olarak seni almaya gidince görmüş,gelirken şaşırmış dua edicektim kuzu için ama bize benzemiyor diye şaşırdım diyor.Bir tomar saçla doğdun aşkım,hemde koyu kahve renginde saçlar.Ben kel doğmuşum ve küçüklük yıllarım sapsarı saçlarla geçti,bakma şimdi kahveleşti.Babansa zaten hala sarı,mavi gözlü bir adam.Ablamda doğal olarak şaşırmış ve seni inceleyerek odaya gelmiş.İşte o kapıdan giriş anı.
Baban teyzene yüz görümlüğü verdi :)Minik kuzum tatlımı tatlı, sessiz bir bebekmişsin.Yumuk gözlerle baktın annene ve babana.Seni çooook sevmeye yemin ettik,sevmemek mümkün mü?Herkese 'kırkından sonra ne zorluklarla doğurdum onu ben' diyorum.Tabi sezeryan olan tüm anneler gibi benimde ilk günler sütüm gelmedi ve mamaya başladık.ilk gün Derya teyzen kaldı yanımda,ikinci günde Nezaket teyzen.2.gü akşam annem bizi merak etmiş Ankara dan geldi.Ya yavruya, yada kızıma bişey oldu benden sakladılar diye düşünmüş,düşmüş yollara canım anneciğim.Onu görünce hıçkırarak ağlamaya başladım.Anne başka bişey hakkatten.3.gün öğlen çıktık hastaneden.Eniştenle teyzen koşturmaca baban başımızda bizimle uğraşıyor.
12 gün kadar kaldık İstanbul da.Ablamla Eniştem çok ilgilendiler çok.Azra ablanla Utku abin başından ayrılmadılar.Teyzenin kompostularını unutamam,zorla ağzıma dayıyor,süt olucak diyordu.Altını değiştiriyor seni göğsüme bile o tutuyordu.Hepsine tekrar teşekkür ediyoruz.
Nergis teyzenle Hamit amcanlarda seni görmeye geldiler,takını takıp seni sevdiler pıtırcık kuzu.Nergis teyzen 'ayyyyyyy bu çok küçük kııız' deyip durdu.
Aşkım göbüşün 7.gün düştü,hemde teyzenin eline...tabi banyo yaptırmadık hemen.birgün sonra nezaket teyzene davetli idik.seni bir güzel yıkadı,ilk banyon kendisinin elinden oldu hayırlı olsun.Bize çok güzel yemekler hazırlamıştı,teşekkür ederiz.Takınıda taktılar minik kuzum.
Bebeğim,bizim uslu kızımız Ankara yoluna çıktık,evimize hayatını geçireceğin yuvana gidiyoruz,çok güzel bir yolculuk geçirdik aşkım.Sesin çıkmadan Ankara ya geldik.Bol bol molada verdik üstelik.Anneciğinin dikişleri acımasın diye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder