5 Eylül 2018 Çarşamba

Tatil ve Sonrası

     Biz döndük, anılarla, aklımızda dinginlik, eğlence ve bol dinlenmeyle...
     Benim gerçekten emeklim gelmişte geçiyor bile. Çok zor oldu geri dönüş benim için. Vücudum ve beynim isyan ede ede geldim resmen. Ben de şu meşhur yaşa takılanlardanım. 1999 da çıkan inanılmaz kanun nedeniyle var olan hakkım elimden alındı. Bu ayrı bir post konusu tabi.
     Şimdi ne mi yapıyorum? Yokluğumda biriken işleri hallettim 10 gündür, yenileri geldi bile. Yazmaya fırsatım olmadı bu nedenle. Blog arkadaşlarımın yazılarını okudum bir bir. Özlemişim blog alemimi.

                       (Kızımın yeni okuluna kendi gözünden bakışı :) Severek anlatıyor, resmediyor okulunu, daim olsun                                         inşallah)
     Artık okullar açılacak, herkes yuvaya dönecek. Şimdiden trafikte belli olmaya başladı tatilden dönenlerin çokluğu. Sabahları 10 dak. farketti. Okullar açılınca 1 saate çıkıyor bu fark. Hadi hayırlısı. Kızımın okul işlerini hallediyoruz bir taraftan. Ankara ya alışmaya çalışmakta cabası :((
     Ankara ya alışmak deyince aklıma geldi; hiç alışamadım tamı tamına 42 yıldır buraya, sevemedim elimde değil. Tatilden geleli ne kadar oldu ki, biz başladık şöyle deniz kenarı, arkası ormana bakan müstakil ev ilanlarına :))) Tabi bir 8 yıl daha çok uzak bu hayal bize ama işte yine de insan gönlü bu çekiyor...
     Tatilden birkaç fotoğraf ekleyeyim de gözümüz gönlümüz açılsın, çokça da iç geçirelim hepberaber :)) Dedim ama gördüm ki yine hep bizli fotolar var, azıcıkta dağı taşı denizi çek dimi...yok çekmemişim :(
 



Alttaki de döndüğünde balkonla avunmaya çalışan zavallı biz :))


     Alttaki 2 kitap su gibi okunanlardandı. Çok sevdim. Sadece Bir İdam Mahkumunun Son Günü bittiğinde...bitti mi diye son sayfalara bakakaldım. Sanki sonu bağlanmamış, sayfalar eksik hissi yarattı.


Ben ısınamadım böyle kitaplara. Listeye eklerken roman olduğunu düşünerek almıştım ama ilk sayfadan sonrasını okuyamadım. Sen Gittinya Ben Çok Güzelleştim... Okuyamadım malesef, belkide bu 2 yada 3 kez başıma geliyor. Kısa kısa duygu, düşünce yazısı yazarın. 


Ruh halimden kaynaklı vücudumun isyanı nedeniyle birgün yattım evde, heryerim kırılıyordu sanki, hiç halim yoktu. İşte o sabah kızım bana balkonda kahvaltı hazırlamıştı...nasıl sevdim nasıl güzel bir duyguydu benim için. Minik kızım kendisi düşünüp yapmış Maşallah yavrum benim. Kız gibisi var mı diyecektim ama oğlan anaları kızmasınlar diye vazgeçtim :)))


     Geçen hafta sonu 2 yıldır merak ettiğim ama fırsat bulupta gidemediğim Altınköy Açık Hava Müzesine gittik. Bulunduğu semt itibariyle bu gezimizin de daha önce gidip pişman olduğumuz Harikalar Diyarı gezimiz gibi olacağını düşünmüştüm ama çok şaşırdım, öyle olmadı. Hatta çokta sevdik, memnun kaldık Altınköy'den :)


      Altınköy'de kendimizi çekmekten çok fazla etrafı çekmemişim ama isteyenler internetten taratıp fazlasıyla bilgi edinebilirler nasıl bir yer olduğuna dair. Hayvanlar için geniş bir alan ayırmışlar, tam bir köy ortamı yaratmışlar. Çalışanların üzerinde şalvarları ve cemberleri var. Güleryüzlüler ve ortam çok güzel. Girişte cüzi bir rakam ödüyorsunuz, ücretsiz otoparkı da var. Bol bol yürüyüş yapacağınız yeşil bir alan, ayrıca köyün ortasından geçen bir dere yapmışlar. Değirmenler, köy meydanı vs. Yemek yiyip birşeyler içeceğiniz mekanlar da var. Bir hafta sonu için kahvaltıya gelmeye karar verdik. Tamamen doğal ürünlerden oluşan doğal bir masa kuruluyor. Garsonumuzun söylediğine göre birtek zeytin dışardan alınıyormuş, diğerleri oradaki tarla ürünlerindenmiş.


Şu son resim varya neler neler getirdi aklıma :))) Rahmetli dedemin bakkalı varmış eskiden. Ben küçükken kapanmıştı ama içindeki birçok malzeme duruyordu hala. Ara ara gizlice girip birşeyler alırdık içinden kuzenlerle :)) İşte bizim bakkalda da dedem, köyün ihtiyacı olan herbirşeyi yapar satarmış. İğne vururmuş, diş çekermiş, traş edermiş köyün erkeklerini...daha neler neler...burayı görünce gülümsetti beni tabela :)

12 yorum:

deeptone dedi ki...

tatlı keyifli tatilmiiiş :) eee yeni dönemde kolaylıklaaar artııık :)

Yaşamdan Yazılar dedi ki...

Tatil dönüşleri hep zor ya 😀

lovehouse dedi ki...

Deeptone ciğim :)) teşekkür ederim, kolay olur umarım.

lovehouse dedi ki...

Cem Kazan, :(( Ben tekrar dönmek istiyorum...

Mutlu Anlar Koleksiyoncusu dedi ki...

Tatilin en kötü yanı belki de bitmesi :)

Birkaç yıl önce haberlerde izlemiştim, Ankara'da bir köy kuruluyor diye. Galiba burası orası :)

Hatıra şahane bir hazine, insanın sandığını açtıkça açası geliyor :)

Neşeli sevgilerle :)

lovehouse dedi ki...

Mutlu Anlar Koleksiyoncusu, az kaldı ben de Ankara ya veda edeceğim inşallah, kalıca tatile hoşgeldin diyerek :)
Evet sanırım burası, başka da köyümüz yok :)
Sevgiler :)

maviye iz süren dedi ki...

dolu dolu geçmiş tatil, yeni dönem çok güzel geçsin canımm<3

lovehouse dedi ki...

Baharcım, evet canım, inşallah, çok teşekkürler :)

*mehtap dedi ki...

Tatil dönüşü zor .Ankara'da orta ve lise hayatı geçmiş biriyim ve nedensizce hala çok severim Ankara'yı.Tabii yıllar önce çok düzenli ve şimdiki gibi kalabalık değildi.
Tatil fotoları çok güzel. En güzeli de kızınızın hazırladığı kahvaltı.Kızlar bir başka tatlı oluyor.Oğlumda var şimdi ben hak yemiyim ama anneler ve kızların arkadaşlığı ,ilişkisi bir başka.Hemcinsimiz oldularından mı nedir bilmem..

lovehouse dedi ki...

Sevgili Mehtap,
Ankara ya ısınamadım ben, belki iş hayatından kaynaklı, belki de soğuğundan, grisinden...
Oğlum olmadığından net konuşamam ama kızım öyle can ki, içten, halden anlayan (41 kere maşallah diyeyim), anlaşıyoruz vesselam.
Sevgiler :)

Beyaz Yakalı dedi ki...

Keyifli bir tatil olmuş, ben de sadece ben miyim yaz bitmesin isteyen diyordum. Artık işe gitmek istemiyorum, trafik desen ömrümden ömür götürüyor. Son yıllarda İstanbul' dan gelen göç dalgası şehrimizi aldı bizden. Ben şehrimi geri istiyorum, binalar değil huzur istiyorum. Bir saatte Çeşmeye gidip kumru yiyip dönmek istiyorum. Alaçatı' nın sessiz köy halini geri istiyorum. En çok da yaz dönsün istiyorum.

lovehouse dedi ki...

Beyaz Yakalı, Yok yok ben de varım :)) Sizin de yaşı bilmiyorum ama emekliniz gelmiş :)
Çok eski hallerini bilmiyorum, en fazla 22 sene önceydi sanırım İzmir e gittiğim. O kadar çok artısı varki yaşadığınız ilin, ancak gerçekten her geldiğimde (kavınvalidemler orada yaşıyor), çok bakımsız buluyorum İzmir'i. Yani ilçeler değil ama şehir çok ilgi bekliyor bana göre. Yazık olmamalı oralara, hele talan edilen ilçeleriniz...insan üzülüyor. Doğallık arayarak gittiğimiz ilçelerinizi mahvedip gidiyoruz hepimiz :( Ve evet ahh yaz ahh diyorum yine.