22 Aralık 2016 Perşembe

Çingene Baron, Yerli Malı Haftası, Evlilik Yıldönümümüz ve Kar...


     Opera pek açmadı kızımı, oysa daha çok sever sanmıştım. Modern Dans diyor başka birşey demiyor. Ocak ayında Bale deneyelim bakalım nasıl olacak? Bizi sorarsanız, zevkle izledik, gözümüzü bile kırpmadık desek yalan olmaz.

                 Yerli Malı Haftası etkinliği ve Çocuk Kalbi kitabının sunumunu yaptı kızım :)
     Evlilik yıldönümümüzü kutladık çekirdek aile olarak. 10 yıl bitti sağlık ve mutlulukla :)

   
     Akşam yemeğimizi yedik, dersler bitti derken, karın yağdığını farkedince ilk iş kızımı alıp kendimizi sokağa atmak oldu. Ne zaman yarın kartopu oynarız diye söz versem, kar mar kalmıyor ortalıkta. Bu sefer kaçırmak yok deyip, azıcık karı biraraya toplayıp oynadık şükür :))

6 Aralık 2016 Salı

Ankara Çok Soğuk

     Dolu dolu hafta sonları...Allah eksikliğini göstermesin sevdiklerimizin.
                                                    Yine soframı hazırladım bekliyorum.
     Sonrasında Göksu Park yapalım dedik, öncesinde güneş bizi avutsa da, sonradan buz tuttum diyebilirim. Geniz ve burun akıntısı ile çalışmaya, yaşamaya devam ediyoruz kızımla :))




     En mutlu olduğum günlerden biri oldu pazar günü benim için. Aylık günümüzü yaptık hep beraber arkadaşlarla. Bol kahkaha, bol gıybet...
     Heryer ışıl ışıl olmuş yeni yıl öncesi, biraz bizde sebeplendik bu güzelliklerden :)



     Kısmetse önümüzdeki hafta sonunu kendimize ayırmak istiyoruz. Opera, alışveriş ve bol bol dinlenmece...⛄⛄

29 Kasım 2016 Salı

Doğum Günü & Muradıma Erdim & Anıtkabir Ziyareti

     Güzeller güzeli yeğenimin doğum gününü, biz de kutladık bu yıl. Meşhur Teog sonrası şehir dışından geldiler. Nice yaşları olsun kuzucuğumun, sağlıklı, mutlu ve başarılı. Ortam öyle zor öyle karışık ve kötü ki...nasıl bir gelecek bekliyor çocuklarımızı, endişeliyim :(

     Malum Ankara burası, kış geldimi bitti tükendi gezilecek yerler. Biz de ne güzel bir fırsat bu diyerek maaile Anıtkabir e, Ata mızı ziyarete gittik. Dua okuduk, içimize sindirerek gezdik müzeyi.




11 Kasım 2016 Cuma

10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA GÜNÜ

     Anıtkabir e gitmeyi çok istememize rağmen, kızım görevli olduğundan, okuldaki anma törenine katılmamız gerekiyordu. Daha ilk girişte yanan meşaleler ve Atatürk Büstüne bırakılmış karanfilleri gördüğümüzde iyiki dedik, iyiki kızım burda, bu okulda. Hakkıyla hatırlanan, kutlanan ve anılan günleri, yavrularımıza unutturmadan birer birer yaşattıkları için çok teşekkür ediyorum Bilkent Üniversitesi yönetimine...
                                               (Meraktayım bu videolar görünüyor mu?)                                  
       Çok duygusal anlar yaşadık, çocukların gösterilerini izlerken. Hatta ben resmen ağladım, tutamadım kendimi. Öyle derinden işlemişler ve hissederek yaptılarki gösterilerini, içinde Atatürk sevgisi olup ağlamaması mümkün değildi. Akşam eve toplandığımızda kızım 'anne ben de dayanamayıp ağladım. Önce kimse anlamasın diye hep gülümsedim farkettin mi? Aslında gözlerimden yaş geliyordu' diyebiliyorsa...biz doğru yoldayız diyerek sarıldım sıkıca kızıma.



MDT FRİDA

     Piyano resitali ararken (Bu arada söylemeden geçemiyeceğim, neden piyano gösterileri bu kadar pahalı? Uygununu düşürür düşürmez gideceğiz, takipteyim.), Devlet Opera ve Balesi nde sahnelenen MDT Frida ya rastladım. Kızım dansı çok seviyor, neden olmasın diyerek gittik Modern Dans izlemeye. Aksini beklerken, 2. yarıda uyumamak için kendimi zor tuttum. Küçük hanım zevkle ve ilgiyle izledi dans gösterisini. Kostümler, müzik ve dans...hepsine bayıldı. Yine gelmek istiyor ama sırada piyano, opera ve bale var.

NOT: Küçük ama önemli bir öneri;Lütfen küçük çocukları da düşünerek koltuklara yükseltici bulundurabilirler mi, Devlet Opera ve Balesi yetkilileri?

8 Kasım 2016 Salı

8 Yaş Doğum Günü

 
Canım balım herşeyim,Mutlu ve sağlıklı nice yıllarına şahit olalım inşallah :)
Tüm sevdiklerimizle olacağımız doğum günleri diliyorum Allah tan :)
Ertesi gün sadece kızıma ait bir gün yaşadık, arkadaşlarıyla olacağı bir kutlama istemedi bu yıl. Otel de kalalım ve tüm gün ben ne istersem o yapılacak dedi, başka da birşey demedi :)))
Oyun alanı...
                                                                   Kitap kırtasiye...
Sinema...
Alışveriş...
Oyuncak...
Park...
Ertesi gün eski dostlarla hasret giderip aylık günümüze başladık ve böylelikle kızımın doğum günü uzadı da uzadı...


24 Ekim 2016 Pazartesi

Sonbahar da Komşuluk

     Sonbaharı son birkaç yıldır olduğu gibi Eymir de karşılama niyetinde olsak ta,gerçekler izin vermedi. 2 haftadır gidemiyoruz ve sonunda yakıcı Ankara soğuğu kapıyı çalacak. Bu hafta sağolsunlar tüm mahalle hoşgeldine geldiler evimize. Çok zevkli ve eylenceli bir gün oldu bizim için.Hepsi de çok neşeli insanlar,sıcak kanlılar. Oturduğumuz mahalleyi lise yıllarımdan biliyorum, hep öyleydi. Komşuluk hat safhada, girişli çıkışlılardı, hiç birşey değişmemiş çok mutluyum.


     Haftaya da kızımın doğum günü, özel bir toplantı istemedi bu yıl. Sanırım zannettiğimden daha çabuk büyüyor. Üçümüz birlikte kutlayalım istedi. Otelde kalalım, AVM.lerin oyun alanlarında vakit geçirelim dedi. Olsun varsın.

19 Ekim 2016 Çarşamba

HERŞEY YOLUNDA

     Şimdilik herşey yolunda. Yeni evimize alışma süreci, eksikleri tamamlamaca...heyecanlı koşturmacalar.
      Kızım tatil modundan çıkıp çoktan alıştı okul düzenine. Bu ay ara sınav ve finalleri başlıyor. Hergün odasından nota sesleri, piyano sesleri geliyor ve hooop yatış saati. Bazı günler yarım saat kadar hep beraber oturabiliyoruz desem yeridir. Ben ertesi günün yemeğini yetiştirme derdindeyim. Günler çok kısa geliyor, hafta sonu ise koşturmaca devam ediyor.

 

23 Eylül 2016 Cuma

3.Sınıf


Bal kızım, bu yıl 3.sınıf oldu. Gerçi şimdiden ne zaman emekli olacağını merak etse de, sevinç ve özlemle okula gitti.
     Bu yıl ilk defa ben de heyecan yoktu. Düşününce buldum; kızım ilk defa aynı okula üst üste gitti.

YAZ TATİLİ OLDU SONBAHAR...

     En en sevdiğim tatil K.Deniz de geçendir benim için. Bu yaklaşık 10 yıldır  böyle. Yine benim için çok zevkli ve mutlu geçirdiğim anılar biriktirdiğim günleri attım sepetime döndüm evime. Tüm aile ile olanı ayrı bir zevkliydi. Hem tatil, hem Kurban Bayramı, hem düğün bir arada oldu. Kızım ve aşkımda aynı derece de mutlu döndüler bu yıl.
                                                                        Ordu
                                                                    Ganita
                                                                   Sazalanı
                                                                      Ganita
                                                                             Yoroz

                                                                  Kalegüney

                                                                   
                                             Yayla vaktinin bittiğini gösteren Vargit Çiçeği...

                                                                 Şahmelik Yaylası
                                                                           Ünye
                                                                       
                                                  Veee teyze kızı ile damadın haliiiii :)))))
   

19 Ağustos 2016 Cuma

Ulus(Hacı Bayram-ı Veli Camii-Ulus Heykel-Anafartalar Çarşısı-Ulus Hali)


          Kızım için akraba düğününde giyeceği elbiseyi almak üzere, ailece Ulus'a gittik. Bu bahaneyle küçük bir gezi yapmış olduk. Kuzeniyle harika bir gün geçirdiler.  Öncelikle Anafartalar Çarşısında canımız çıkana kadar elbise aradık ve sadece yorgunluk ve sıcak sonucu mahvolduğumuzdan belki ilk defasında burnumuzu kıvırıp baktığımız elbiseyi aldık. Denemedik ama evde giydiğinde gerçekten doğru bir seçim yaptığımızı gördük :)
          Hacı Bayram-ı Veli Türbesini ziyaret ettik, camiinin etrafını gezip bol bol foto çekindik. Hava gayet güzeldi. Bir önce gittiğimizde sıcaktan bunalmıştık.


Çevrediki mini dükkanları da gezdikten sonra Hale çevirdik istikameti. Bu sırada çocuklar karşıdan görünen kaleyi gezmek isteyince, sonraki sefer için söz verdik, çünkü çok yorulmuştuk, en çokta kalabalık yoruyor insanı. Akşam için balıklarımızı ve diğer alışverişlerimizi de alıp, doğru Atatürk heykelinin bulunduğu meydana geldik. Etraftaki tüm kuşlarla sohbet edip,delicesine koşturan kızları gören olduysa...işte onlar bizimkilerdi :)))

Beraber dolmuşa binme deneyimini de yaşadılar...deymeyin keyiflerine :)

4 Ağustos 2016 Perşembe

Sinop & Samsun'da Neler Yenir,Nerelerde Gezilir?

     Gecikmiş Şeker Bayramı gezimizden bahsetmek istiyorum. Pekçoğunuz gibi biz de yeni yerler görmekten mutluluk ve heyecan duyuyoruz. Samsun gezimiz hakkında sözü fazla uzatmayacağım, çünkü sadece 1 gün kaldık ve daha önce çokça gezip tanıdık oraları.
    İlgimizi çeken ve heyecanlandıran şehir Sinop tu bizim için. Uzun yıllardır istiyordum görmeyi ama kısmet olmamıştı. Gitmeden ayrıntılı bir araştırma yaptım, gezilecek yerler, yöreye ait özel yemekleri, konaklama vs. hatta yol haritasına kadar...Ankara dan Sinop a gitmek için tercih edilecek 3 ayrı yol var. Biz en kısasını tercih ettik. Çankırı-Kargı üzerinden gittik, Yol inanılmaz güzeldi, yeşillikler içinde hayaller kurarak gittik ve nerdeyse her ağacın altında durduk. Kızımın 'daha gelmedik mi?' sorularını yarım saatte bir yanıtlayarak vardık Sinop'a.
     İlk işimiz kalacak yer ayarlamaktı,çünkü yer ayırmadan gidilebileceğini,her bir köşesinin pansiyon,olduğu söylendi bize. Şunu belirtmeden geçemeyeceğim; Türkiye de bulunan tüm kamu kurumlarının neredeyse çoğunun misafirhanesi olan başka bir il görmedim demeliyim. Dolayısıyla devlette çalışan herkes gitmeden küçük bir araştırmayla misafirhanesini bulup yer ayırtabilir, gerçi dışardan başvurularda da yer varsa mutlaka yardımcı oluyorlar. Biz de eşimin çalıştığı kurumun misafirhanesinde 2 günlük yer ayırttık ve kendimizi denize attık. Denize aç Ankaralılar olarak denizin nasıl bir nimet olduğunu ancak biz biliriz :)))

Yukarıda gördüğünüz şeffaf şey, kızımın ilk kez görmüş olduğu Deniz Anasıdır. Yakalayıp kovaya aldık, bir süre inceleyip takip ettikten sonra annesi ve babasına kavuşması için salıverdik yavruyu.

Bayramdan 3 gün önce gittiğimiz Sinop ta, 3 gün boyunca Sinop Cezaevi nin önünden geçip gittik ve hergün 'yarın buraya girmeyi unutmayalım' dedik.Taaki bayramın 1.gününe kadar gezmekten ve denizden fırsat bulup giremedik.

Fıstığım fotoğrafı kendi düzenlemiş, yayınlamasam olmazdı.
Sinop Belediyesinin Ramazan Etkinlikleri kapsamında sahilde yaptığı gösteriler çok keyifliydi. Gitmeden programını takibe almıştım, ancak biz sadece sonuncusuna katılabildik. İnanılmaz şekilde mutlu oldum. Uzun zamandır İstanbul Moda da görmek istediğim Oyuncak Müzesini kuran kişi, evet  bildiniz;Sunay Akın... Keyifle dinledik, tam emin değilim ama 2 saat kadar harika zaman geçirdik, başka dünyalara götürdü bizi sağolsun. Telvin Sanat Evi nin minikleri ve büyükleri de tiyatro ve skeçler düzenlemişler, kızımla zevkle izledik. Küçük yerin böyle etkinlikleri beni hep özendirmiştir doğrusu.

 Buranın simiti beyaz ve büyük. Aslında en sevdiğimden :) 
Genel olarak denizi yosunlu ve herkesin tercih edeceği türden değil. Aslında temizlense, ilgilenilse...kumu çok güzel, su sıcaklığı da öyle. Bir sır vereyim(gidenler mutlaka biliyordur); DSİ nin kampına gidin derim, deniz temiz, kum harika, kumsal uzun. Üstelik günübirlik girişlere izin veriliyor.
Gitmeden yaptığım araştırmalarda Hamsilos Koyu en sevilenlerden ve mutlaka görmeniz gerekenlerden deniyordu. Çok çok hoşmuş gerçekten. Yanlız Hamsilos Tabiat Parkı na girmeyin sakın. Adım atılacak yer yok, heleki hafta sonu yada bayram tatillerinde gittiyseniz. Üstelik hiçbir farkı yok kenarı çevrilmemiş diğer kısımlarla. Yeme içme burda sıkıntılı, biz Hamsilosun girişine döndük yemek bulabilmek için. Yanınızda mangal ve malzemelerle gittiyseniz, sakın olaki Parkın dışında konuçlanın ve harika manzara eşliğinde hamak kurup hayallere dalın, booolca da fotoğraf çektirin. Biraz olsun kafanızda canlandırabilmek adına benim kadrajıma :))) yani cep kamerama takılanlardan bazılarını yayınlıyorum ;



 Çektiğim onca foto nerde bulamadım, yoksa çektim sandığım o muhteşem görüntüler zihnimdemi?Kaldığımız yol üstünde olan bu heykelin üzerinde yazanı merak ettim gidip gelirken. Meğer Diyojen'miş. Sinop ta doğduğunu hiç bilmiyordum,ayıp etmişim.


Bayram sabahı sarılıp koklaşıp kahvaltı etmeye çıktık. Kahvaltı sonrası sevdiklerimizi tek tek aradık, güzel dileklerimizi ilettik. Ardından da çok merak ettiğimiz Sinop Cezaevi ne daldık. İlk giriş ve son çıkışa kadar gezdik. Şahsi fikrim; içi boşaltılmış, doğru düzgün koğuş ranzalarının dahi olmadığı, ancak bilgisiz cahil halkımızın(hatta bana göre bu zavallılık) duvarlarda bıraktığı isimleri ve meşhur kalp resimleri dışında çokta birşeyin bulunmadığı cezaevi duvarlarından ibaret burası.


                                 Sinop aşkımız Parmaklıklar Ardında dizisi ile başlamıştı. Bu diziyi her hafta iple çekerek izlemiştik eşimle. Keşke yine böyle filmler yapılsa.


İlginç olan ise, Mustafa Kemal ATATÜRK ün Cumhurbaşkanlığı dönemin de, Başkomutanımızı yeren ve hakaret içeren şiiri nedeniyle hapis yatan Sabahattin Ali nin kaldığı koğuş özenle hazırlanmıştı!!! Çıkışa yakın asılmış şu tabelaya da bir göz atmanızı isterim; (ATATÜRK ün ismi geçmiyor, hani sanki yukarıdaki kişi sıradan birine hakaret etmiş, suçsuz yere yargılanmış ve buralarda kalmaya mecbur edilmiş izlenimi hissettim ben,siz ne dersiniz?

Burası Çocuk Islahevi nin girişi; gerçekten içerde fotoğraf çekmek gelmedi içimden. Bu kadar dar koğuşlarda o yavrular nasıl yaşadı, gerçekten içler acısıydı,dayanamayıp heryerini gezemedim. 
Akşam olup yemeğimizi hüpkettikten sonra keyif saati gelip çatmıştı...

Kesinlikle akşam çorbacılarında hertürden çorba içip midenizi şenlendirebilirsiniz ama tavsiyem özellikle salaş olanlarıdır. Biz hepsini denedik. Kendine has özel bir yemek pek yok, gerçi ben çok yemek seçerim ama çok zevkli değilimdir yani doymak için yerim, süper tat almak için değil. Ayrıca az yağlı az tuzlu az baharatlı olanlar tercihimdir. Ama eşimin gurme olduğu kesindir.
Ertesi gün Erfelek Şelalelerine yol aldık. Kahvaltı için şelaleye çok yakın salaş, göl kenarı ve çok doğal bir mekanı tercih ettik. Bayram ziyaretçileri nedeniyle ki biz de öyleydik :))) aşırı kalabalıktı ve 2 saat kadar servis alamadık, artık açlıktan ölmek üzereyken, eşimin can havliyle yaptığı girişimler sonucu karnımızı doyurduk. Yola la çıktık ama yol demeye bin şahit lazım. Araba yığınından görünmeyen yol boyu, nasıl ilerleyeceğimizi bilememek, insanların 'ilersi tamamen tıkalı, km lerce yürürsünüz, park yeri ve tüm yol kapalı' uyarılarını dikkate almamaya çalışsak ta, biraz daha ilerledikçe haklı olduklarına kanaat getirerek geri dönmek zorunda kaldık. Onca yol gidik belki 10 dak.lık yolu aşamamak zorumuza gitti doğrusu. Birdaha gelecek ben diyerek ayrıldık.


Diğer günlerde yine Hamsilos yaptık, biz girmesekte çocuklar epey eylendi.Söylemeden geçemiyeceğim; Hamsilosun denizi tehlikeli, toprak kayması, ani derinleşme vs. çokça var. Zaten herbir tarafında uyarı levhaları bulunuyor
Sinop tan hediye olarak sevdiklerimize ne götürebiliriz diye merak ederseniz; gemicikler derim, birbirinden güzel gemicikler var burda ama bana gerçekten fiyatları fazla geldi. Ancak bunların el yapımı oldukları düşünülecek olursa değer doğrusu.
Bayram boyunca kendimize kalacak yeni bir yer bulduk. Ama ne bulma, resmen o kadar boş pansiyon ve otellerde patlama olmuş, yer yok, bir iki yer kalmış, onlar da normalin üç katı fiyatlarda veriliyorlar :(( Bayrama kadar sakin olan Sinop sokakları arefe akşamı bir anda doldu. Mekanlarda istediğimiz yere oturabiliyorken, o akşamdan başladı masa sandalye kapma çalışmalarımız!! Ertesi gün sahilde hatta denizde dahi insan seli vardı, her kulaçta bir yada iki kişiye çarpıyorduk!!
 Yine de biz Sinop u çok sevdik, gözümü karartıp burda yaşamaya karar versem nasıl olur diye epey kafa yordum diyebilirim.Küçük bir sahil kasabası, Esnafta dahil tüm halkı daha relaks, çok aceleleri yok sanki ve bu huzur çok hoşuma gidiyor. 

SAMSUN

Kalabalık bizi iyice yorunca, bir gece olsun Samsun a uğrayalım, dönüşü öyle yapalım deyip Atakum dan ayırttık yerimizi. Akraba ziyaretimizi de gerçekleştirdikten sonra hep beraber Samsun Hayvanat Bahçesini gezdik, hayvanlar zavallı durumdalar, kafesleri çok küçük ve açlar. Umarım bir yetkili duyar sesimi :(
Sonrasında Meşhur Samsun Pidesi yemeye gittik, 
Tabiiki Bandırma vapurunu ve içindeki müzeyi zevkle gezdik.



 Sahilde harika bir akşam geçirdik, ayaklarımızı suya soktuk ve iç çeke çeke ertesi sabah Ankara ya dönüş yaptık. Herzaman söylüyorum biz karada balık misali bir aileyiz :(

23 Haziran 2016 Perşembe

ANKARA-İSTANBUL-BEYPAZARI


                                        Uzun bir aradan sonra İstanbul a kızımın doğduğu şehre gidişimiz...
                                        Kızımın kuaför de 2.kez şekillendirilişi...

                                                                 İSTANBUL

                                                                  Kuzenler


                                                        Veee kuzucum doğduğu hastanenin yanıbaşında...Burası hastane çıkışı 13 gün kaldığımız ablamın evi, kızım kapı girişine önceden hazırladığı özel zarfı bıraktı.
                             Canım evim, doğduğum şehir diyerek duygulandı, heyecanlandı...
                         Çok zamanımız olmadığından doğduğu hastaneye giremedik ama bahçesine bakarak yine güzel sözlerle veda ettik Kadıköy Haydarpaşa Askeri Hastanesine...
                                   Baya baya kitap kurdu oldu kızım :) Maşallah deyin lütfen...

                                          Artık bebek olmadığından ince küçük hikayeler okuyamazmış...
                                             
                                                                BEYPAZARI
                                               


                                                                Karne hediyesi güldürür...