31 Mart 2009 Salı

YEREL SEÇİMLER...HAFTA SONU





Hanım Sultanla Sandığaaaa......
29.03.2009 pazar günü yapılan yerel seçimlere ailece gittik,evimizin hemen yakınındaki Kanuni Lisesinde oyumuzu kullandık.Hayırlı olsun....

Kuzucum sen bizimle sandık başına gelemedin,çünkü sandık 6.katta idi.Dolayısıyla bize iki iş oldu,önce ben çıktım sonrada baban çıkıp kullandık oyumuzu.Sonucu soracak olursan babanla bizim beklentimiz doğrultusunda sonuçlanmadı :)

Seçim günü belkide uzun zamandır unuttuğumuz güzel havayı güneşi görünce eve girmek istemedik.Hepberaber meşhur Etlik yürüyüş yolundan yürüyerek havanın tadını çıkardık.Biraz soluklanmak birazda alışveriş için Antares'e uğradık.Sonra babişin bana tatlı ısmarlamak istedi,Fireza ya uğradık,su kenarı ferah bir yer.Kuzucum orda uyandın ve mamanı verdim,kucağıma aldım,bir daha da inmedin :)

'Sen büyüdünde etrafamı bakıyorsun,arabana binmek istemiyormusun'Arabaya yatırmam imkansız hale geldi,biraz baban biraz ben gidene kadar kucakta etrafla ilgilendin.Canım kızım öyle tatlısınki....

08.03.2009 İLK KAŞIK MACERAMIZ...:)


BÜYÜKLER GİBİ YERMİŞŞŞŞŞŞ...
Evet biraz karıştı ama hala geçmişi yazınca aklıma geldikçe eklemeler yapıyorum.
08.03.2009 da yani 4 ay 8 günlükken artık ek gıdaya geçmem gerekiyordu.Araştırdım,ilk olarak havuç,elma suyu uygunmuş.
Bir güzel havucu rendeleyip(cam rende)gazlı bezle süzdüm.Yarım çaybardağı ve senin için özel aldığım tabak-kaşık setinin kaşığıyla mama sandalyende sana sundum.Babişinde bende merakla izledik seni.İlk tepkin ek gıdaya ne olucaktı acaba....Çok mutlu olduk,güzel güzel yedin aşkım,hemde şapır şupur...:)Her yanımız havuç suyu oldu tabi,çok komik görünüyordun...
İlerleyen iki gün daha havuç denedim,sonra elma suyuna geçtim.Biraz ara verdim ve bu seferde ikisini karıştırıp verdim,kaşıkla yemeyide havuç elma ikilisinide sevdin şükür...
Yoğurt denemem ilkinde başarısız oldu.Evde kendim mamanla mayaladım,çok güzelde tuttu.Ama gelgelelim küçük hanım sevmediniz yoğurdu.Birdahaki seferde elma suyu katarak verdim biraz yedin.İnşallah seversin diye dua ederken annem bugün beni aradı(31.03.2009)hazır yoğurttan sana koca bir yemek kaşığı yedirdiğini söyledi,içinede biraz bal koymuş.Aferin kızıma,afiyet olsun....

6.Hastalık

Herşey 16.03.2009 da Pazartesi aşı günün geldiğinde oldu.Omaz olaydı.Benim neşeli mi neşeli mutlumu mutlu kızım sararıp soldu...offffffffff....offfffffff.....
Aşkım baban sağlık ocağında o sabah aşını vurdurup eve anneannene seni teslim etmiş.Çok akıllıymışsın herzamanki gibi,hiç ağlamaz çok uslu durusun iğne vurdururken.Anneennen bana telefon ettiğinde öğle saatleriydi ve sürekli ağladığını,ishal olduğunu,ateşinin çok yüksek olduğunu söyledi,bende calpol ver iyi gelir dedim,keşke hemen gelip doktora götürseydim.Akşam eve geldiğimde ateşten yanıyordun.Babişin çok telaşlandı ve hemen hastaneye....
Dr.aşı reaksiyonu dedi.Ateş düşürücü şurup ve fitil verdi,o gece ve ilerleyen 3 gün sabahladık başında.Çarşambaları süt izni olduğundan salıyıda izin alıp 2 gün yanında kaldım tabi babanda bizimle(hiç bırakmaz bizi,canım sevdiğim...)Perşembe yine anneannen aradı,ateşin düşmüş ama bu seferde tüm vucudun kızıl noktalar halinde kalkmış.Hemen yine eve,dörtlüleri yakıp eve yetiştik.Akay hastanesinde görüntünün vahim olduğunu ancak bunun 6.hastalık olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi dr.hanım.C.tesi günü hiçbirşeyin kalmamıştı.Çok mutlu olduk bebeğim,eski mutlu ve sağlıklı hallerine döndün.Bir hafta boyunca hasta olunca doğal olarak yemekte yemedin hiç,gece gündüz savaştık yemek yedirmek için.Kilo kaybı oldu tabi..Cumartesi 28.03.2009 da 5 ayını doldurup 6.aydan gün alınca aylık kontrolüne gittik.Dr.kilo kaybı konusunda endişelenince idrar tahlili istedi ama şükür ki temiz çıktı.


Akay da idrar tahlili vermek için beklerken ilk küçük park deneyimini yaşadın,şaşkın şaşkın baktın bana :) 'yahu annemde beni koca kız sanıyor' diye...

ANNEANNECİĞİN...


Sevdiğim, canım kızım, anneannenle süper anlaşıyorsunuz...Hiç birimize öyle gülmüyor,o şekil tepki vermiyorsun.Böyle giderse bizi boşuyacaksın :)

Bazen babişin de anneannenin seni sevdiği gibi(anneanneni taklit ederek)seviyor ve tepki vermeni bekliyor...Tabiki olmuyor,bir iki gülüyor,sonra şaşkın şaşkın bakıyorsun...
Ama gerçeği söylemek gerekirse en çok anneannene ve babana güzel tepkiler veriyorsun,kıskanmıyor değilim onları, söylemesi benden...:) şaka şaka....

Allah razı olsun anneanneciğin olmasa biz ne yapardık,nasıl teslim ederdik yabancıların eline seni...Teslim edenlerede Allah yardım etsin...2,5 aydır sana bakıyor hemde bizim giriş kat balkonsuz evimizde anneannen sıkılkan oldu artık ve sürekli gezerdi,şimdiyse 2,5 ay.....ve evde hapis....
Bunu ona yaptıran tekşey sevgi...Sevgi olmasa mümkün değil kimse anneanneni tutamaz kapalı yerde :)
Seni seviyoruz anneanneeee..

ŞİMAL

Bambam Şimal..:))))
Evet annecim,Şimal den seni kaçırmak için her türlü hile ve düzenbazlığa başvuruyorum :)
Seni çok merak ediyor.Sen doğmadan önce ben ona 'kuzuyu sen gezdireceksin,parka götürecek,yemeklerini sen yedireceksin,abla oldun artık' diyordum.Şimdi dururmu o beni kolluyor ben onu...
Bebeğim ama Şimal son zamanlarda sana alıştı ve eskisi gibi şunu yedireyim mi,bununla oynasın demiyor,senin küçücük olduğunu ve bunları yapamayacağını anladı sanırım. :)
Seni seviyoruz Şimalciğim......

Büyükanne-Büyükbaba

Minik kuzum sana olan biten herşeyi yazmak istiyorum,elim yazdığınca ve zaman bulabildikçe...
Büyükannen ve büyükbaban yeğenin Ece ye bakmak için Ankara daydılar.3 ay kadar burda kaldılar.Bu nedenle ikisininde doğum günlerinde beraber olma şansımız oldu. Büyükbabanın doğum gününden bir anı:
Büyükannenin doğum gününde amcanlara seni götüremedim birtanem,ev halkı hep hastaymış,Ece de dahil...

20 Mart 2009 Cuma

Mama Sandalyen ve Oto Koltuğun....

Biriciğim mama sandalyeni dedenler aldı demiştim.Eve geldiğinde babişin hemen kurdu ve seni içine oturtup izledik.Tabi kocaman bir yastık koyduk içine ki sen oturabilesin.Çok tatlısın yaaaa...Bayıldın sandalyene.Bir gülücük bir gülücük.Alışıkta değiliz senin gülüşlerine,aylarca gülmedin bize... :)

Dakikalarca mama sandalyende kalabiliyordun ama şimdi pek çabuk sıkılıyorsun.
Oto koltuğuda babandan canım.Alıp getirdiğinde hemen denedik tabi,ilk tepkin bizim çok hoşumuza gidiyor,önce şaşkın şaşkın bakınıyorsun sonra memnunsan gülücükler,değilsen başlıyorsun dıvrınmaya...:)Biz sana dıvrınma diyoruz :)Hani olduğun yerde kıvranır gibi kıpır kıpır olunurya işte öyle birşey...:) Oto koltuğuda pek sevildi tarafından.Hatta orda uyutuluyor orda mamanı yiyorsun,biz evin hangi odasında olursak olalım oto koltuğunla sen bizim yanımıza taşınıyorsun....









DAYI...













Dayın seni çoook seviyor kuzum,gelip gelip oynuyor seninle.'Ne kadar uslu ,cin gibi bir kız'diyor.

BANYO FASILLARI

     Birtanem doğduğunda 8 günlükken yapılan banyoda dahil şu ana kadar banyo yapmaktan hiç hoşlanamadın.İnşallah ilerde sana yıkanmayı ve suyu sevdirebiliriz. Ankara ya geldikten sonra seni hep anneannen yıkadı minik kuşum.Hep ağladın hep ağladın, hatta bir keresinde küvetindeki filenin üzerinde yürüyerek anneannenin ellerinden kaçmaya bile çalışmıştın.Henüz kırkını bile doldurmamıştın aşkım,çok güldük çok... :)

19 Mart 2009 Perşembe

HAYMANA GEZİMİZ...




Canım kızım,henüz çok miniksin ama annenle baban duramıyor.Ben bağırıyorum 'tatil istiyoruuuum,uzun yol gideliiiiim' diye. Sonunda baban sesime kulak verdi. Böyle söylediğime bakma babişininde tatili gelmişti zaten. Kendiside bayılır yol yapmaya...Karar verdik Şubat 2009 da bir hafta sonu nereye gidelim,nereye gidelim...Haymanaaaaa...Kaplıcaaaa...Cumartesinden çıktık yola,Ankara da yağmur kar yok,Gölbaşını geçtik Allahım o nasıl kar,sis...Kuzucum öyle uslusunki,gidenedek uyudun.Yolda baban Jandarmaya uğradı,gidebileceğimiz yerleri sordu. Süper,Doktorun yeri diye bir kaplıca otel varmış,asker emeklisi bir doktor. Bulduk ve yerleştik,sen yine akıllı akıllı mamanı yiyip uyuyorsun. Akşam da Türk Sanat Müziği varmış canlı canlı....Çok sevindik hazırlanıp restorana gittik. Tabi en küçük müşteri sensin,ilgi odağı,kucaktan kucağa gidiyorsun,baban bozuluyor seni herkese vermeme ama ben devam ediyorum. Hiç ağlamadın kuzucum. Baban bana 'huysuz ve tatlı kadını' söyledi müzik eşliğinde.
Kısa ama süper bir tatildi, bizim için değişiklik oldu,sende bizi yormayınca daha bir keyifli oldu.Minik kuzu senin ilk kez gün ışığını direk görmende bu tatilde oldu.Hep battaniyelere sarılı veya arabanda üstün kapalı çıkartırdık dışarı,ama bu sefer karda resimlerini çektik.Pazar öğleden sonra kahvaltımızı yaptıktan sonra dönüş yaptık evimize.

Yolda baban Gölbaşından geçerken sucuk-ekmek dedi....Anneciğinin aklına soktu.Daha dururmuyum,uğradık restoranların birine,cam kenarı göle karşı şöyle bir keyif yapalım dedik.Siparişi verdik,bu arada mamanı hazırladım vereyim derken.....olanlar oldu kuzum.Sen ortalık yere çıkarıverdin.(senin reflü olduğunu sanıyorduk,günde bir fışkırtarak kusuyordun)Neyse temizle et derken sucuk-ekmek oldu buzzzz...Yeniden ısıtılıp yendi ve doğğğru evimize...
Teşekkür ederiz babası çok güzel bir hafta sonuydu....

13 Mart 2009 Cuma

ANKARA YA YUVAMIZA DÖNÜŞ

Aşkım sonunda evimize geldik,sen doğmadan önce evimizi bir güzel temizletmiş ve tüm hazırlıklar tastamam evden ayrılmıştık. Yuvamıza girince ilk iş sana heryeri tanıttım,tabi senin umrunda değil..:) uyumaya çalışıyorsun, bende bır bır bır... sana anlatıyorum: burası banyoooo,burası senin odaaaaan :)))))
Tüm eşyalarımızı yerleştirdik,Sıra yakınlarımızın ziyaretlerindeydi.Evimiz hiç boş kalmadı birtanem.Zaten anneannenlerle Hülya teyzenlerle aynı muhitte oturuyoruz.
Hepsi seni çoook sevdiler aşkım.Anneannen benim çocuğumun olmasını çok istiyordu,herzaman 'bebeğin olsun ben bakacağım' diyordu.Dediğinide yaptı.(Halen olayları geriden yazdığımdan geleceğide serpiştiriyorum yazılarıma)
Büyükanne ve büyükbaban İzmir den geldiler aşkım. 1 hafta kaldılar bizimle,sağolsunlar elimi birşeye sürdürmediler,ziyaretçileride ağırladı babaannen.Bana ve sana takını taktılar pamuğum.Bir kazak hurcu dolusu sana örgü kıyafet getirmişler,babaannen örmüşte örmüş,tabi pijamalarda getirmiş, pusetini ve mama sandalyenide dedenler aldı sağolsunlar.

Levent amcan ile yengende seni görmeye geldiler,hediyeni ve takını verdiler pamuğum.Onlarında minik Ece leri senden 3 ay önce dünyaya geldi.Allah uzun ve sağlıklı ömür versin.
Asıl ziyaretçilerimiz büyükbabanlar gittikten sonra gelmeye başladılar.Kırkımız çıkmadan dünya eş-dost geldi.Hepsinide ağırladık,seni çoook sevdiler uslu kızım.Pıtırcığım pamuk kızım.



Kırkını Uçurduuuuuk....Pamuğum, kırkını uçururken Derya teyzenlerde Ankara daydı.Hep beraber cümbür cemaat uçurduk gitti :)
Baban kırk uçurmayı göremedi çünkü o gece nöbetçiydi birtanem,çok üzüldü ama ben resimlerini gösterdim ve tüm ayrıntıları anlattım merak etme :)))
Yine tüm aile ilk kez seninde olduğun Kurban Bayramını(2008) kutladık.İlk harçlığını aldın kuzum.Seni Çook Seviyoruz.İyiki varsın....
2007 de Evlilik Yıldönümümüzü yanlız geçirmiştik,16.12.2008 de üçümüz kutladık 2.yıldönümümüzü.Sen çok küçük olduğun için evde hazırlık yaptım canım.Henüz işe başlamamıştım ve özel günümüz hafta içine rastlamıştı.Babana bu yıl bir şey yapmayalım kuzu çok küçük dışarı çıkamayız dedim,oda kabul etti.Baban gelmeden birgüzel hazırlandım,romantik mum ışığında bir masa hazırladım,her tarafa mumlar yaktım,sende anneciğine izin verdin uslu uslu durdun sanki biliyormuş gibi günün anlamını.... :) Baban gelince şok oldu,çok sevindi...'benim güzel eşim ne güzel olmuş,nasılda hazırlıklar yapmış,Kuzu Sultan ne akıllıymış...' diye konuşup durdu güzel güzel...

Bizim için çok özel bir geceydi: BEN BABAN VE SEN...TEŞEKKÜR EDİYORUZ KIZIM...

OOOOOOOOOOOOO......... Tatlı kızım,çok komiksin yaaaaa....Şapkanı yerim ben senin...Hele şu emziğe bak ne kadarda devasa duruyor senin elinde(oysa küçücük emzik) :))
Tabi böyle kalmadın şimdi yanacıkların doldu,güzelmi güzel bir kız oldun sen yaaaa...
Şu tatlılığa bak uyuyup kaldın babişinin koynunda,aşkım zaten hep babişinin omzunda büyüyorsun,orda uyutuyor babiş seni.










Canım kızım doğduğunun ilk günleri nasıl İstanbul-Ankara yollarındaysan (Kırkın çıkması beklenirya dışarı çıkmak için)şimdide Ankara turu yapıyoruz hergün.Babanla ben gezmeyi çok seviyoruz,malum sen kış bebeği oldun ama biz yine durmuyoruz evde,hiçbiryer bulamazsak alışveriş merkezlerindeyiz.Sende öyle akıllı bir çocuksun ki,mışıl mışıl uyuyorsun biz gezerken.Aferin bizim tatlı kızımıza...

6 Mart 2009 Cuma

Doğum Hikayem...

İstanbul a gidiş gelişlerimiz çok heyecanlı ve rahat geçti.Seni yormamak için her mola yerinde durduk,biraz yürüyüş,dinlenme tekrar yola devam...

Bu arada senin en önemli müdavimlerinden olan Azra hep yanımdaydı,sürekli seni sordu,doğana kadar seni çooook merak etti,'teyze kime benziyecek,teyze ben ona bakarım...vs.' Azra yı çok seveceğine eminim,çünkü oda akrep :)
(Ayrıca senin ismine doğumuna yakın karar verebildik. Çok muallakta kaldık babanla, Şevval, Ceylin ve N.....En sonunda birgün babana 'ben karar veremedim,sen bu 3 isimden birini seç ve bana söyle, kabul edicem' dedim. İş dönüşü bana karar verdiğini söyledi.' Bir tane olsun, adıda N. olsun' dedi. İşte nazlı kızım isminin hikayesi....)


Kuzucum doğum zamanın geldi çattı,güzel bir yolculuğun ardından teyzenlere geldik. Bizi heyecanlı ve güzel karşıladılar. Utku abinin odasını bize tahsis etmişler. Orası senin ilk evin oldu.27.10.2009 da gata ya gittik ve muayeneden sonra,yarın sabah için yatış verdiler. O gece çok heyecanlı geçti bizim için,sabah seni kucağımıza alabilmenin verdiği heyecanı hiçbirşeye değişmem. 28.10.2008 sabahı saat 8,30 da yatış ve işlemler için hastanedeydik bitanem. Eniştemle ablam işlemler için koşturmaya başladılar,benide odama götürdüler.

Babana doğumdan sonra mama gerektiğini söyleyince hemşireler Beni bırakıp kantine gitti.İnanılmaz birşey bu, tam o anda sedye geldi ve bana giysilerimi çıkartıp sedyeye yatmam söylendi. :( Tabi sulugöz annen dururmu başladım ağlamaya,yanlızım tek başına ameliyathaneye alıyorlar,tabi aşağıda eniştemin olduğunu biliyorum ama ablam ve aşkımla vedalaşamadım ya çok üzüldüm.İçimi korku sardı,gözyaşlarımı tutamıyorum.Bir teyze yanaştı yanıma,Allah razı olsun ondan.Anne gibi sırtımı sıvazlayıp gözyaşımı sildi 'korkma kızım,bak benimde kızım aşağıda,geceden bu yana haber alamadım,güzelce giyin'dedi. O dedi ama bana dokunmaya gör,daha çok ağladım.Kendimi kimsesiz tek başına cellatlara teslim olmaya giden bir mahkum gibi hissettim.


Üzerimi giydirip sedyeyle aşağı indirdi bir bayan,ameliyathane asansöründen çıktığımda bir görevli adam benim sedyeyi alıp başladı oynamaya,bir o tarafa bir bu tarafa sürüyor sedyeyi,benim gözler yaşlı tabi halen.Bayan uyardı adamı 'yapma bu bayan doktorun yakını' diye.Adam o zaman bıraktı sedyeyi.Tabi o zaman çok kızmıştım ama, sonra enişteme anlattığımda hep beraber çok güldük halime. :)))))))


Neyse eniştemi görünce çok mutlu oldum bekleme salonunda,meğer beni o indirtmiş aşağıya, korktuğumu bildiği için.İyide oldu aslında koluma serum iğnesini taktı ve acısını unutmuş oldum bir süre sonra.Derya teyzende bizi yanlız bırakmadı,ameliyat giysisini giymiş geldi yanımıza, bana moral oldu kuzum,güldük konuştuk.(aşkım doğacağın gün için anneannene haber vermedik,üzülür diye, tansiyon problemi var da.)Babanlada telefonda konuşturdu teyzen,helalleştik, ağladım tutamadım konuşurken.Oda çok üzülmüş beni göremediği için.Beni uğurlayan teyze ağladığımı beni götürdüklerini anlatmış babana.

Önce dakikalar, sonra saatler......9,00 da girdiğim bekleme odasından, saat 1,00 suları geçebildik ameliyathaneye, az kalsın doğum ertelenecekti. bir sonraki gün 29 Ekim olduğundan görevli dr.ların çoğu izin almışlar öğleden sonrası için.Oraya kadar gelmişken elime iğne batırılmış bekliyorken geri eve gitmek berbat birşey olurdu,eniştenin forsu işledi ve beni de sonunda aldılar sağolsun enişten.Çok uğraştı bizim için.Allah razı olsun ondan ve ablamdan.

İçeri girince şaşırdım çünkü o kadar dr.u birarada aynı ameliyathanede hiç görmedim ben.(tabi bundan anlıyacaksın ki annenin ilk ameliyathane macerası değil bu :) ) hepsi dr.mu yoksa anesteziciler yardımcılar filandır ama en az 9-10 kişi vardı. Sırf 2 doğum hocası vardı,anestezi hocası ayrı.Tabi Şener eniştende hep başucumdaydı,işlem başladığında bir daha etrafa bakamadım açıkcası. Can derdine düşmüştüm de :)))

En çok korktuğum şey iğne hayatta,bana epüdral sipinal kombin ile uyuşturdular belimden yapılan iğne ile ve hiç duymadım aşkım,elleri çok hafifmiş doğrusu....Sonra yatırıp önümü bir set ile kapadılar ve ardı ardına örtüler attılar üzerime,boğuluyorum dedim sanki herşey üstüme gelmeye başladı.oksijen verdiler oda beni sıktı,çok sorunlu bir hastayım yani anlıycan kuzucum,umarım bana bu konuda benzemezsin.Vücudumu temizleyip sonda taktılar ama ben ayağımı oynatabildiğimi farkettim korktum meğer öyle olucakmış.Kesim başladı :) öyle kasıldımki sorma,karnımı koparıyorlaaaaar,karnımı koparıyorlaaaar diye bağrınmaya başladım kısık sesle.Eniştemin hocası beni teselli ediyor korkma bişey yok diye.Senin çıktığını anladım ve enişten bebişini görmek istermisin dedi bana,ama ağlamıyor dedim.Bekle şimdi ağlayacak dediler(tabi hepsini hatırlamıyorum kim diyor yoksa hepsini eniştemmi diyor :)), Sağ tarafıma baktım seni göremedim,gerisini hatırlamıyorum.
28.10.2008 de saat 13.30 da, 2.200 gr.kilo, 45 cm.lik boy ile Haydarpaşa Gata Hastanesinde Kadıköy/İSTANBUL doğumlu olarak gözlerini dünyaya açtın nazlı kızım.Hoş geldin aramıza,seni çok bekledik ama hayırlısı ile kavuşturdu Allahım.Şükürler olsun.
Gözümü açtığımda odaya getirilmiş ve müthiş ağrı çekiyor vaziyette idim.
Sonradan öğrendim başıma gelenleri; meğer belimden yapılan anestezi tam tutmamış,kımıldamışım ameliyat esnasında.İki tane kocaman eniştemin deyimiyle kendi yumruğu büyüklüğünde miyomum varmış,onları almışlar,genel anestezi ile uyutmak zorunda kalmışlar anneciğini.Güya doğum anını göreyim diye genel yapmadılar ama benim pimpirikliliğim nedeniyle herşeyim aksi gitti.Sayende miyomumda alındı :)

Hastane odasında geçirdiğim 2,5 gün benim için tam bir kabustu diyebilirim.çok ama çok ağrım oldu ve iğne ağrı kesici olmadan bir saniye bile geçiremedim,herşeyden üzücü olan şeyse seni görememekti aşkım.Seni bana vermediler.Sezeryandan çıkanların bacaklarının üzerinde sedyede bebekleriyle gelirlerken odalarına,benim bacaklarımın üzerinde ağrı kesme makinaları ve serumlar vardı.Tabi bunu resimde gördüm ve üzüldüm,Kendime geldiğimde senin emiş gücünün olup olmadığını,sağlık kontrolünün yapılması amacıyla (minicik doğduğun için) küveze koyduklarını öğrendim.Birşey yok deyilmi dedim,turp gibiymiş dedi ablam.Senin iyi olduğunu öğrendikten sonra yine kendi derdime düştüm.Zaten yanımda olsan sana bir faydam olmazmış,bunu anladım kuzucum.2.gün artık meraktan ölücem sağolsun ablam tekerlekli sandalye bulmuş dr.dan izin alındı ve beni sana götürdü.İkimizde çok meraklıydık.sadece küçük olduğunu biliyoruz. Bende ablamda sapsarı yada saçsız kel,minik bir kız bekliyoruz.Hemşire seni giydirmiş getirdi ve bu benim mi dedim,çok tuhaf hissettim kendimi,çok minik bir surat küçücük.Vedalaştık ama ayrılık kısa sürdü,o günün akşam üstü ablam seni almaya gitti,tamamen bizimdin artık.Ablam tam olarak seni almaya gidince görmüş,gelirken şaşırmış dua edicektim kuzu için ama bize benzemiyor diye şaşırdım diyor.Bir tomar saçla doğdun aşkım,hemde koyu kahve renginde saçlar.Ben kel doğmuşum ve küçüklük yıllarım sapsarı saçlarla geçti,bakma şimdi kahveleşti.Babansa zaten hala sarı,mavi gözlü bir adam.Ablamda doğal olarak şaşırmış ve seni inceleyerek odaya gelmiş.İşte o kapıdan giriş anı.
Baban teyzene yüz görümlüğü verdi :)Minik kuzum tatlımı tatlı, sessiz bir bebekmişsin.Yumuk gözlerle baktın annene ve babana.Seni çooook sevmeye yemin ettik,sevmemek mümkün mü?Herkese 'kırkından sonra ne zorluklarla doğurdum onu ben' diyorum.Tabi sezeryan olan tüm anneler gibi benimde ilk günler sütüm gelmedi ve mamaya başladık.ilk gün Derya teyzen kaldı yanımda,ikinci günde Nezaket teyzen.2.gü akşam annem bizi merak etmiş Ankara dan geldi.Ya yavruya, yada kızıma bişey oldu benden sakladılar diye düşünmüş,düşmüş yollara canım anneciğim.Onu görünce hıçkırarak ağlamaya başladım.Anne başka bişey hakkatten.3.gün öğlen çıktık hastaneden.Eniştenle teyzen koşturmaca baban başımızda bizimle uğraşıyor.


12 gün kadar kaldık İstanbul da.Ablamla Eniştem çok ilgilendiler çok.Azra ablanla Utku abin başından ayrılmadılar.Teyzenin kompostularını unutamam,zorla ağzıma dayıyor,süt olucak diyordu.Altını değiştiriyor seni göğsüme bile o tutuyordu.Hepsine tekrar teşekkür ediyoruz.
Nergis teyzenle Hamit amcanlarda seni görmeye geldiler,takını takıp seni sevdiler pıtırcık kuzu.Nergis teyzen 'ayyyyyyy bu çok küçük kııız' deyip durdu.
Aşkım göbüşün 7.gün düştü,hemde teyzenin eline...tabi banyo yaptırmadık hemen.birgün sonra nezaket teyzene davetli idik.seni bir güzel yıkadı,ilk banyon kendisinin elinden oldu hayırlı olsun.Bize çok güzel yemekler hazırlamıştı,teşekkür ederiz.Takınıda taktılar minik kuzum.


Bebeğim,bizim uslu kızımız Ankara yoluna çıktık,evimize hayatını geçireceğin yuvana gidiyoruz,çok güzel bir yolculuk geçirdik aşkım.Sesin çıkmadan Ankara ya geldik.Bol bol molada verdik üstelik.Anneciğinin dikişleri acımasın diye.

5 Mart 2009 Perşembe

BEBİŞİMİ BEKLEMEK ÇOOOK HEYECANLIIIII!!!

Ne kadar zaman geçti,vakit bulamadım yazmaya içimi dökmeye...
Canım kızım doğdun ve 4 ay,5 günlük oldun bile.
Anneciğin ancak fırsat buldu.
Bundan böyle hep yazıcam ne yaptıysan ne olduysa :)
Son yazdıklarıma bir göz attım,ne kadar zor günlermiş,Dr.amcanı bir süre sonra bırakmak zorunda kaldık,çünkü hastanesini değiştirdi ve bizde Akay'a yeni bir Dr. geldiğini öğrenince oraya gitmeye başladık. Kontrollerimiz çok yolunda gitti,sen sağlıklı güzel bir bebek olarak büyüdün annenin karnında.
Ama son haftalar bize küstünmü nedir arkanı döndünde bir resim bile çektiremedik,merak içinde geçti yani...
Canım kızım hamileliğim boyunca şehir dışı gezmelerimiz hiç bitmedi.İlk hamile olduğumu öğrendiğimde Beypazarın dan yeni dönmüştük.Sonra Eskişehir e gittik Teyzenlerle buluştuk, Erdoğan amcanla Hafize teyzen bize mükemmel bir sofra hazırlamışlardı,çok güzel ağırladılar bizi,sağolsunlar.







Yine ordan Bursa ya gittik çok güzel gezdik, Bursa iskenderi yedirdim kızıma(karnımdada olsan yedin :) ).Sana ilk bereni,bornozunu ve yeleğini aldık birtanem.Tevfik deden bize Karayolları misafirhanesinden yer ayırttmıştı sağolsun,çok memnun kaldık ordan.













Uludağ ın eteklerinde kahvaltı yaptık canım,






Kraliçe Elizabet(İngiltere Kraliçesi) bu yıl bursa ya gelmişti Koza Handa kendisi için defile
düzenlenmişti,orda bizde akşam kahvelerimizi içip alışveriş yaptık, yakınlarımıza hediyeler aldık. Ünlü Ulu Cami ye girdik hepimiz için dua ettik babanla.

Sonra Balıkesir e geçtik.Çok güzel yer aşkım orası da.Yeşillik bahçelerde kahvaltı yaptık seninle, minik bebeklere baktıkça seni çok ama çok kucağımda görmek istedim.







Balıkesir de anneciğinin küçük bir arsası var bitanem, yerini görmek, değerini öğrenmek istedik.




Orada yerleşenler olmuş, bir sürü kooperatif kurulmuş, bize satmayın çok değerlenecek buralar dediler, bizde gezip geri döndük. Ama hakikaten çok güzel yerler, denize sıfır, ana yola yakın ve yeşil alan içinde.
Neyse aşkım daha bitmedi,hamileliğimin son haftalarında yani 33.hafta itibariyle Dr.amcan sende gelişme geriliği olduğunu fazla kilo almadığını söylemez mi?Bizi aldı yine bir telaş,çok korktuk.Sürekli internet sitelerinde bizim durumumuza uygun kişilerin gelişimini inceledim.Her hafta merakla doktora gittik.Ama sonuç olarak düşük kilolu minyon ama bir o kadar da güzel olan sen doğdun. Canım kızım Şener eniştenle Derya teyzen bize doğumu İstanbul Gata Haydarpaşa da yapmamızı teklif etti.Bende doğumdan çok korktuğum için kabul ettik.Eniştemin gözetiminde emin ellerde olsun istedik.
Doğumdan bir ay önce yani 24 Eylül gibi İstanbul a yeni doktorumuza görünmeye gittik.Yolda babanı görmeni çok isterdim,o kadar temkinliydiki canım kızım ikimiz içinde çok fedakarlık etti,bizi korumak için memnun etmek için elinden geleni yaptı kızım, babanı çooooook ama çoooook seviyorum. Teyzenle enişteni hiç sorma bizim için çok uğraştılar evlerini istila ettik adeta.Allah bin kere razı olsun onlardan, haklarını hiç ödeyemeyiz. Yeni doktorunla (bu arada adı Özgür Dündar),Kontolden geçtik beraber,aynı şeyi söyledi ''gelişme geriliği''.

Ankara ya döndüğümüzde doğum zamanına kadar Akay da kontrollere devam ettik. Dr.umuz Tolga Ecemiş te bilgili ve dalında iyi bir dr. Her şeyimiz hazırlandı seni beklemeye başladık aşkım.

Doğumdan 5 hafta önce dr.izne ayrılmamı istedi, dinlenmem ve senin kilo alman için. Böylelikle 7 Ekim 2008 son mesai günüm oldu.
Evde vakit o kadar çok çabuk geçti ki, hiç birşey anlamadım.Kış ayı olduğunda gezip tozmada yapamadım. Gerçi normal doğumdan 13 gün önce Sezaryen günü aldık İstanbul dan. yani evde 3 hafta kaldım.

Hergün bir hazırlık yapıldı,anneannenle deden yatağını,banyo setini,bebek telsizini,tüm kıyafetlerini,hatta anneciğine çok güzel bir bilezik,ortasında minik ayak izin olan 12 aylık resim çerçevene kadar herşeyini aldı bitanem.İlk oyuncağında anneannen tarafından alınan rengarenk,ucundan çektiğinde ses çıkarıp titreyen bir tırtıl :) veeee pusetinde kullanılmak üzere turuncu renkte bir kaplancık,çok sevimli yaaa.Anneannen hiç rahat durmuyor ki halen almaya devam.

Hülya teyzene gelince sana çok şık takımlar aldı minik kızım, Hasan eniştenle takılarını da taktılar,ayrıca hastane çıkışında Hülya teyzene ait.Hastane çıkışı bile sana çok büyük geldi aşkım.
Derya teyzenle eniştende çok şık parlak bir takım almışlar sana ayrıca chicco buhar makinende onlardan.Utku abin ile Azra ablanda takını taktılar.
Dayın, takını taktı canım,Dayın bebeklere bayılır ve seni çok seviyor aşkım.
25.10.2008 de İstanbul a doğum için yola çıktık. Biz 29 Ekim de doğmanı istemiştik ama hastanedeki bazı karışıklıklar nedeniyle 28 Ekim 2008 e gün aldık. Heyecan hat safhada,hangisini anlatayım,ameliyat korkusumu yoksa seni görme heyecanımı?