27 Ekim 2010 Çarşamba

Ne zaman büyüdün sen?

     oooofffff offff...Akşam akşam bizi çatlattın gülmekten, bir taraftanda düşünceye sevkettin...
     Anneannenden seni alıp eve geldik, daha kapıyı kapatmamıştım ki...'anne karnım,anne karnım' dedin ve baktım ki bir taraftanda karnını mıncıklıyorsun. Tabi hemen telaşlandım, acaba karnımı ağrıyor, bu ilk olacak, yani karnının ağrıması ve ağrıdığını söylemen, acaba ne yapmalı diye düşünürken 'kızım ne oldu karnına' deyiverdim. Kırk yıl düşünsem verdiğin cevap aklıma gelmezdi. 'anne bebek,bebek var' yine karnını mıncıklayarak söylüyorsun :))))) ben şokkkk...
     Daha neler duyacağım diye düşündüm, hemen babana seslendim (o sırada odaya girmişti). Duydunmu dedim kızının söylediklerini ve anlattım, hem çok şaşırdı,hem güldü...şok geçincede 'senin bacaklarını kırarım, ne bebeği bu yaşta' dedi. Kahkahalarla katıldık gülmekten. Anneanneni aradım omu öğretti sana diye 'yok, ne bebeği' dedi ve oda şaşırıp güldü. Kızım 'bu çocuk bambaşka' diyor senin için :)
     Pazar akşamı, yani bu olaydan 2 akşam önce yengenler gelmişti bize, bende birara 'bak kızım yengenin karnında bebek var,küçücük' demiştim. Bunu unutmadan bu kadar süre sonra kendinde uyarlayarak aktarmana şaşırıp kaldık doğrusu, belkide çok sıradan bişey, çocuklar herşeyi kopyalayıveriyor, ama biz ilk kez yaşayınca hayretler içerisinde kalıyoruz. Çok yaşa emi kızım :)))

25 Ekim 2010 Pazartesi

Anne deniş,anne dono...

     Geçtiğimiz bütün bir hafta böyle yalvarıp durdun. Gerçekten yalvardın, yüzünü acınaklı bir hale getirip, incecik sesinle yalvardın yaaaa...dayanamıyorum valla...
     Hafta sonu gidecektik havuza ama halamın rahmetli eşinin 52 si vardı gidemedik. Önümüzdeki hafta bir mani çıkmazsa kesin gidelim dedim babana. Yaz gelince denize gidicez, yaz gelince dondurma yiyeceksin desemde ne kadarını anlıyorsun bilmiyorum, zaman kavramını anlaman mümkün değil diye düşünüyorum ve hava soğuk bak üşüyoruz, ısınınca yiyeceksin diyorum, tamam deyip başını sallıyorsun. dondo derken aynı anda dilini çıkarıp elini yalıyor ve istiyorsun komik kızım :)

Ortaya Karışık :)

   Şimalin küçülmüşlerini doğduğundan buyana giyiyorsun, kışlıkların içindeki kırmızı elbiseyi görünce çok sevindim. Sanırım tüm kız çocuklarının hoşuna giden bir kırmızı elbise ve ayakkabısı vardır :) O akşam misafirliğe gideceğimizden çıkarıp giydirdim. Her yeni kıyafet yada oyuncakla zaten çok sevinirsin ama bu elbiseye bir başka sevindin...kırmızıda kızıma çoook yakıştı...Aynanın önüne koşup 'elbes,elbes' deyip dönüp dönüp kendine baktın,bize gösterdin elbiseni :)












      Akşam gittiğimiz yerdede 2. sınıf öğrencisi Onur'a 'baaak..elbes' deyip dönerken yakaladım seni :) ama Onur'un umrundamı, o elindeki arabaya odaklanmıştı :)

     Daha önce N. annelerinden özenipte sonucu hüsranla biten kek çalışmalarıma yeniden cesaretlenip başladım. Cesaretimin kaynağı yeni aldığım Tantitoni nin kalıplarıydı. Ama bu sefer tam kalbinden vurdum işi...Süper oldular, hatta daha önce aldığım pasta, kek ve kurabiye süslemelerinde kullanılan renkli küçük tüplerimide kullandım, ortaya mükemmel sonuçlar çıktı. Biraz daha ilerletsem acaba pastacılığa başlayabilirmiyim, yoksa çokmu abartmış olurum :)))
    








    Yenilerde aldığımız eşofman takımına, çoktandır alıpta dolapta beklettiğim, nereye uygulayacağıma karar veremediğim 2 adet ütüyle basılan balıkları bastırmak geldi. Balıkları çok sevdiğinden sanada gösterip 'bak bu balıkları senin kıyafetine uygulayacağım' deyince çok sevindin. Acaba dolapta fazlacamı beklediler ki bir türlü yapışmadılar eşofmanına :(  Bir kısmı oldu ama yarım şekilde baskıyı yaptım mecburen...ama yinede çok sevdin balıklarını, baban gelince hemen müjdeledin 'baba bak balık' diye.
    Bütün bir hafta sonunu babanla sarmaş dolaş geçirdin, oynaştınız, gülüştünüz, bilgisayardan çocuk şarkıları indirip beraber yorumladınız :) Çok tatlıydınız çooook, sizi seviyorum...


     Cumartesi günü çok istediğim bir şeyi almak için Antares e gittik, İşbir Yatak ın açılışı varmış, tabi balon dağattıklarını görünce hemen daldık, palyaço abla sanada bir tane şişirip verdi ve balonu alıp gitmek olmaz diye daldık içeri. aaa birde kimi görsek Vahe Kılıçarslan...Hemen yanına sokulup 'merhaba,hoş geldiniz,nasılsınız' derken buldum kendimi ve 'resim çekilebilirmiyiz' diyede devam ettim. Yüzsüze bak(kendime diyorum) Oysaki dışarda tanınmış bir sanatçı görünce bir havalara girerim ben, üstelik hiç tanımıyormuş gibi yapar başka tarafa bakarım ve çeker giderim, kendimi ne sanıyorsam :) Ama kızım oldu olalı pek bir yumuşadım, huyum suyum değişti. Adam ne desin tabi deyip seni kucağına aldı ve sen bu işten hiç hoşlanmadın, bende çarçabuk resmi çekip teşekkür ettim. 'Kızınız çok güzelmiş, rica ederim' dedi. Tabi resimde babanda vardı :) Yalan yok programından dolayı beğenirim Vahe Kılıçarslan'ı (ismini unuttum ama şu evleri yeni baştan yaratırdı ya).

     Sonrasında mağazaları gezdik, alışveriş yaptık. Dolaşırken sanırım biryerlerde reklamını gördün (çok seversin ayranı), 'anne ayran' dedin, hemen girip aldık birkaçtane.
     Eve yakın olan balıkçımızada uğrayınca senin gözler açıldı 'balık,balıııık' diye, aldık ve akşam yemeğimiz balık idi. Klasik olarak balıklar minik minik ayrılır ve senin tabağına koyulur ve sen onları teker teker ağzına atarsın, çiğneyip suyunu emersin ve toplu halde ağzından tükürürsün, mutlaka bir defalıkta boğulma tehlikesi geçirir öğürürsün :) Ama biz yılmayacağız, böyle böyle başlıycaksın pütürlüye, ne yapalım. Sanırım balık sevdan hem deniz kızı olmandan hemde ek gıda başlangıcından buyana içirdiğim balık çorbalarından kaynaklı :) Nasılda kendimle gurur duyuyorum :)

24.10.2010 BABANIN KIZI OLDUĞUNU İSPAT ETTİN :)

Babanın isteğiyle ve sevinçle tarihe not düşmek istiyorum :)
1- Dün ilk defa babanın elini öpüp birde alnına koymuşsun. Baban duymasın ama bunu bana hep yapıyordun :) Çok sevinmiş babacığın, 'annesi not et bugünü' dedi. Görev tamam komutanım!
2- Akşam dayınla yengen çaya geldiler, yengenle servis tabaklarımızı kaldırıyoruz, birden bir heves bir istek sende sorma...elimdeki tabağı istedin, alıncada önümden tıngır mıngır mutfağa yollanıp, masaya koydun. Çok mutlu ve büyük kız edasıyla tekrar istedin. Unutmadan yazmalıyım; babanın servisini kendin yapmak istedin ve hiç birini dökmeden babana hizmet ettin, babanın gururu tarif edilemez :)
     Canım kızım, büyüdüğünü gördükçe çok mutlu oluyoruz , aynı zamanda da çok duygulanıyoruz, bu nasıl bir histir...ne güzel bir duygudur, sevmek, gururlanmak...bizim eserimizi seyrederken birçok duyguyu aynı anda yaşıyoruz, şükürler olsun Allah ım, her isteyene yaşat bunları...

23 Ekim 2010 Cumartesi

TUVALET EĞİTİMİ 8.GÜN

Tuvalet eğitimi 6. ve 7. günlerde gittiğimiz misafirlikte seni ihmal edince ve 2 kere altına kaçırınca, üstelik hiçbirini haber vermedin, 2 günde de falso verdin durdun. Çok üzüldüm ama elden bişey gelmez. Bugünse daha iyi geçti ve 2 defa lazımlığa tutturdun :) Ama sanırım sonuna geldik eğitimin. Bir yarın kaldı eğitim için, sonrasında anneannen devam etmeyecek ve bitecek. Elimden geleni yaptığımı düşünüyorum, belki daha uzun bir süre gerekli, öyle 9 günlük iş değil bu, bazısı 1 haftada halletmiş, bazısı ise 1-2 ay sürmüş. Hayırlısı bakalım :)

21 Ekim 2010 Perşembe

ŞİMAL'İN OKUL ÇIKIŞI,SÜT VE YAĞMUR...

     Lazımlık almak için girdiğimiz oyuncakçıda 2 yaşlarında erkek çocuğunu görünce annesiyle konuşmaya başladık :) Sayende çocuğu olan herkesle ahbap oluyorum...Oğluna çiş alıştırmak için deneme yapmış, birçok kişiden duyduğum olayı yaşamış; kakasından çok korkmuş oğlu ve tuvalet eğitimine ara vermek zorunda kalmışlar,çok üzüldüm tabi. Hem annesinin hemde çocuğun psikolojisinin bozulduğu anlaşılıyordu. İnşallah biz bu şekilde birşey yaşamadan hallederiz.
     Anneannenin sürekli alışveriş yaptığı eczaneye uğradık, senin sütünü sorduk, acaba ellerinde numune varmıydı? Durumunu az çok bildiğinden bize yardımcı oldu ve birkaç tane numune süt buldu. Dr. Öge hanım artık normale döndüğünden süt yazamayız demişti ama ben farkı tamamen kapatmanı istediğimden çabalayıp duruyorum. Şükürler olsunki bize bir ışık daha yandı :) Sevinçten hemen babanada haber verdim, oda çok sevindi.
     Eczaneden çıkınca Hülya teyzenle karşılaştık, Şimal i okuldan almaya gidiyormuş, hepberaber (anneannen,teyzen ve biz) çıkışa gittik, Şimal bizi görünce çok sevindi. Annesine 'herkesin anneannesi,babaannesi çıkışa geliyor,benimkide gelsin' diyormuş sürekli.
      Bugün evden çıkmadan sağnak yağmur yağdığını görünce,1 ay önce aldığımız yağmurluk takımını giydirdim sana, tahmin ettiğim gibi harika oldu. O kadar yağmurda tek damla ıslanmadın, pantolonun bile ıslanmayınca bende rahat rahat yağmurun tadını çıkarttım. Takımı giydiğinde resmini çekmek aklıma gelmedi ama üst tarafı üzerindeyken resimleyebildim :)

TUVALET EĞİTİMİ 5.GÜN

Bingooo diyorum ama erkenmi dedim acaba :))))
* Sabah çişli bez ile gözlerimizi açtık, lazımlıkta biraz bekledik...ııııı bişey yok. Kahvaltı ve yine lazımlık (birazını altımıza kaçırdık), bir kısmı lazımlığa isabet etti.
* Öğlen dışarı çıkmamız gerekince bezini bağladık, yaklaşık 3 saat gezdik ama çişin gelmedi. Bu arada birde küçük bir lazımlık daha aldım sana, misafirliklere giderken evdeki lazımlık büyük olduğundan yanımızda taşımak zor olur diye düşündüm.

* Karnın acıkınca anneannene gittik ve 'çişim' demişsin ama ben duymadım, anneannen duymuş ama anlamamış ve altına yapmışsın. Bende vakti geldi diye yeni lazımlığına oturttum ama bişey olmadı doğal olarak. 1 saat kadar uyudun orda, kalktığında altın yine kuruydu. Ama acil olarak çıktık evden ve çişini yaptıramadım. 1 saat kadar daha dışardaydık, çişin gelmedi.
* Eve gelir gelmez oturttum lazımlığa ve bingoooo...çok sevindik ve döktük tuvalete alkışlar eşliğinde. Akşam saatlerinde yine oturttum ve yine çiş yaptın çoookça alkış aldın, kendinde alkışladın kendini :)
* Yatmadan önce yine denedim, yemekte yemiştin, suda içmiştin ama yapmadın. En güzelide; yatmadan önce tuvalete gidince klozetin suyuyla oynamak istedin, izin verdim açtın suyu. Hadi dedim sende buraya otur, su çişini yapıyor buraya, anne babada buraya çişini yapıyor, sende yap. Klozet adaptörünü hazırladım, senide üzerine oturttum, çok hoşuna gitti. İlk defa oturdun klozete, orasına burasına baktın, elledin klozeti ve mutlu oldun 'büyüdüm' dedin. Ama çişin gelmedi ve kalktın. Büyüdün bebeğim gerçekten büyüdün, kabullendin çiş olayını ve bugün bana göre çok büyük adımlar attın. Ama süremiz çok kısıtlı, kaldı 4 gün. 1haftam daha olsa diyorum, kesin bitecek bu iş, kesin...
*Yatarken yine bezini bağladım. Yarına Allah kerim :)

19 Ekim 2010 Salı

TUVALET EĞİTİMİ 4. GÜN

* Diğer 3 gün gibi geçti bugünde. Artık 4. gün biraz daha iyi olur diye düşünmüştüm ama her seferinde çişin geldiği an söylüyorsun ve ben lazımlığa yetiştirip çamaşırlarını çıkarana kadar yapmış oluyorsun. Bir kere bir kısmını yetiştirebildim ve beraberce tuvalete döktük.

* Ümitsizliğe düşmek istemiyorum ama sanırım anneannene hak vericem, 'daha erken,çocuğu soğutursun,yaza doğru başlatırsın' deyip duruyor. Ama lazımlığa oturmaya karşı çıkmıyorsun ve kendiliğinden çişim var diyorsun ve yapıncada çok sevinip çığlık atıyorsun,belkide senin çiş eğitimin biraz daha uzun sürecek ama benim 5 günüm kaldı ve anneannen bu işe zaten karşı ve haftaya devam etmeyebilir eğitime...
* 2 iç sesim var; biri olmuyacak bu böyle diyor, diğeride olucak,başarıcam kesinlikle diyor. 5 gün bana yetmeli ve halletmeliyim. Allahım yardım et bana ve kızıma diyorum, hadi bismillah olucak :)

18 Ekim 2010 Pazartesi

TUVALET EĞİTİMİ 3.GÜN

*Sabah uyanır uyanmaz bezinin çişle dolu olduğunu gördüm ama yinede lazımlığa oturttum ama çiş yapmadın. Ayağa kalkar kalkmaz oracıkta çişini salıverdin. Neyse dedim,birdahaki sefere.
*Sabah saatlerinde anneannen geldi,çarşıda işleri varmış, yardım istedi. Hazırlanıp çıktık, çıkarkende bezini bağladım. Çarşı pazar dolandık,parka uğradık, biraz oynadıktan sonra 'anne çiş' dedin ama çaresiz olduğumdan 'annecim şimdilik bezine yap,eve gidince tuvalete yaparsın ' dedim ama içim içimi yedi, evde olsaydım diye.

*Çay içmek için uğradığımız yerdede çişini söyledin, anneannen şaşırdı söylemene. (Çünkü çiş öğretmeme kızıyor,henüz erken diye düşünüyor.) Gerçi biliyorumki, çişini geldi dediğin an yapıyorsun zaten ama yinede ya yaparsan...Eve geldiğimizde karnında çok acıkmıştı, yemeğini yemeden çişe tuttum, yine bişey yok,yedikten sonrada tuttum ama yine yok. Her seferinde altına yaptın.

*Bu arada 3 gündür kakanı yapmadığından yemeklerine fazladan tereyağ ekledim bugün. Öğleden sonra kakan geldi, yine haber verdin ve lazımlığa yetiştirdim ama çok az kaka yapabildin. Akşam üzeri bir kaka daha yakaladık lazımlıkla, sevinçle hepberaber tuvalete döktük. Bugün lazımlıkta çiş göremedik malesef :(
*** Tuvalet eğitimine başlayalı 3 gün oldu, kesin olan birşey var artık çişten rahatsız oluyorsun,çişini lazımlığa yapman gerektiğini biliyorsun. Ancak tutamıyor ve anında bırakıyorsun.

KUZU-NİL-ADA BULUŞMASI

Ada doğalı tam 40 gün olmuş ve biz Onur abinlerle Çiğdem ablanlara gittik görmeye minik hanımı. Çok ama çok tatlı bir bebek maşallah, Allah analı babalı büyütsün :)
Minik Ada üşümesin diye küçük odaya geçmiş annesi, böyle oluncada çok sıkıldın orda 'anne kalk gidelim' deyip durdun. Hülya ablana da 'göüşüüz' deyip el salladın hep, ziyaretin en güzeli kısa olanıdır deyip kalktık, sevinçten herkese el sallayıp öpücük attın :)

17 Ekim 2010 Pazar

MİNİK KEKLER YAPTIIIIK :(

Cuma günü işten eve geldiğimde gündüzden kek yapma havasına girdiğimden, senide masaya oturtup başladık kek yapma çalışmalarına. Buda nerden çıktı dersen; sevgili N. annelerinden Başak ve Füsun un kek resimlerini ve tariflerini okudum, acayip iştahlandım. Öyle ya kek dediğin nedi rki, anneannen bile misafiri geleceği zaman kekleri hep bana döktürür.

Sanada anlattım kek yapıcaz ve sen bana yardım ediceksin diye,çok heyecanlandın. Tek eksiklik metal yada silikon kek kalıbı yerine,kağat kek kalıbımız vardı. Kek karışımını başarıyla halletik ve kalıplara döktük (birer kaşık koydum hepsine). Fırına sevgimizide katıp koyduk tepsiyi :)
Başladık pişmesini beklemeye...Bu arada babamız da eve gelince, biz kek yaptık pişiyor diyede hava attık :)
Fırından çıkan şey; yayılmış ve çoğu kalıbın içinde küçücük kalmış kek rolü yapan parçacıklardı :( ama yinede bir tepsiyi sadece ben yedim,sende biraz kemirdin.
 Cumartesi günü çarşıya çıkar çıkmaz arkadaşlarımın kullandığı küçük kalıplardak aldım,bakalım yakında yeniden dener yazarım.

TUVALET EĞİTİMİ 2.GÜN

*Sabah kalkınca tuvalete gittik ama yine bişey yapmadın çünkü gece boyu ne varsa zaten yatağına ve benim üzerime boşaltmıştın :) Kahvaltıdan 1 saat sonra yine çişe tuttum yapmadın. Bende lazımlığı sen alışana kadar salona getirmeye karar verdim. 2-3 kez denedim ama yine çiş miş yok.
*yemek yedin,su içtin gün boyu ama çişi hep lazımlıktan kalkınca kaçırıverdin.
*Öğleden sonra uykun geldi ama evde uyumak istemedin birtürlü,yemeğini yedikten sonra bizde evde sıkıldığımızdan yürüyüşe çıktık ve yolda uyuyakaldın. Altına alıştırma külodu giydirmiştim,yanımada yedekler aldım her ihtimale karşı. 1,5 saat kadar uyudun, bizde fırsattan istifade yürüyüş yaptık,mola verip çay içtik.

*Uyanınca birazda sana keyif vermek ve enerjini atman için parka uğradık,oynayıp zıpladıktan sonra 'anne çiş' dedin ama yaptıktan sonra :) eve yakın olduğumuzdan hemen dönüp altını değiştirdim. 'birdahaki sefere tuvalete yaparsın canım' dedim. Artık sende farkettiğim şey çişini altına kaçırdığında utanmaya başladığındır, ayrıca çişini söylüyorsun ama aynı saniyede altına kaçırıyorsun. Sanırım tutmayı bilmiyorsun. Akşam üzeri bir kısmını lazımlığa yetiştirebildik ve hep beraber çok sevinip klozete döktük.
*En büyük sevinci saat 21:00 de (altına 10 larca kaçırdıktan sonra) yine yemekten sonra lazımlığa oturttuğumda yaşadık. 'çiş bitti' deyip kalkmak istedin ve bizde yayılmış oturduğumuzdan 'bittiyse kalk kızım' dedim. Aradan geçen yarım saat sonra mutfağa giderken gözüm lazımlığa takıldı...şok şekilde çığlık attım, babanla çişine biraz yakından baktık,acaba sumu döktün diye, ama hayır çiş oğlu çişmiş... sevincimizi abartarak belli ettik ve hep beraber klozete dökmeye gittik, babanda anı fotoladı :) Bu arada çişini klozete kendin dökmek için ısrar ettin ve izin verdim.

*Akşam uykunu biraz öne alarak saat 22:00 de yatak hazırlığına başladık. Dün geceden dersimi aldım ve seni bezleyerek yatırdım bu gece. Aslında t.eğitimini hem gündüz hem gece bezsiz yapıcaktım ve çok kararlıydım,araştırmalarım sonucu böylesinin daha iyi olduğuna karar vermiştim ama gece uykuluyken çişe kaldırmak olmazdı, farkına varmadan yapmış olucaktın çişini,uyandırıp yaptırırsam senin tekrar uyuman çok zor olurdu. İçtiğin sütleride bir şekilde çıkaracağına göre, mecbur kaldım gece bezlemeye.
*Sabah ola hayrola,zaten sabah uyandığında bezin hiç kuru olduğunu görmedim ben :)
* 2.günde lazımlığa yapılan çiş bana göre büyük bir başarı,inşallah devam eder ve kuzum bu tatilde eğitimini tamamlar,çünkü yaza kadar başka tatilim yok.

16 Ekim 2010 Cumartesi

TUVALET EĞİTİMİ 1.GÜN

*Akşamdan yarın olunca bez bağlamıyacağımızı,artık büyüdüğünü,bizim gibi iç çamaşırı giyeceğini,sevinç ifadeleri ile sana anlattım ve son kez bez bağlayarak (inşallah) uyuttum. Gece boyu 500 ml.lik süt içtin.
Sabah 11 gibi uyandık ve altını kontrol ettiğimde çişli idi. Öpüp kokladım ve 'hadi bezini çıkarıp çöpe atalım, bu temiz bezide çöpe atalım,artık abla oldun sen,bizim gibi tuvalete yapıcaksın çişini' dedim. Çok sevindin,tamam deyip gittik yeni bezi ve çişli bezini beraberce çöpe attık.
Sonra yine koklaşarak 'hadi tuvalete çişini yap' deyip lazımlığına oturdun,klozet adaptörüne oturmak istemedin.
*Lazımlığına oturur oturmaz acıyor deyip kalkınca ve daha öncede lazımlığın sana soğuk hissi verdiğinden çıplak oturmak istemediğini bildiğimden, hemen lazımlığın oturduğun kısımlarına ince bir havlu serdim ve tekrar oturdun.Tracy ninde önerisiyle 5 dak.dan fazla oturtmadım. Bu arada ali babanın çiftliğini söyledik beraber ve ben çişşşş sesi çıkarttım,ayrıca çeşmeyide azıcık açtım (rahmetli Kemal Sunal filmlerindeki şaban karakterinin filmini hatırlayın).
*Nemi oldu......kaldırdım,lazımlıkta çiş falan yok,alıştırma külodunu ve eşofmanını giydirip çıktık tuvaletten,çıkarkende 'çiş yapmamışsın,birdahaki sefere yaparsın dedim. Salona gelince babana 'çişini bizim gibi tuvalete yapıcak babası, bak bezinide attık çöpe' dedim. Sende sevindirik ve şımarık ifadeler takındın. Kahvaltımızı yapıp beklemeye başladım, Tracy 30-40 dak. sonra çişe tut, giderkende 'tuvalete gidip çişini yapalım' şeklinde konuş diyor,aynılarını tekrarladım ama yine bişey çıkmadı. Bu seferine elimize en sevdiği kitabı alıp eğlenceli şekilde okuduk,yine kalktın,bu arada bende örnek olması açısından sana eşlik ettim.

*Salonda oynarken yani kahvaltıdan tam 1 saat sonra çişini kaçırdığını bana kendin söyledin. 'anne çiş,bak anne bez'. Yani bezlememi istiyor,altına çiş yaptığını söylüyorsun. Rahatsız olman hoşuma gitti,hadi dedim çamaşırını çıkaralım ama birdahaki sefere çişini tuvalete yaparsın.
*Ara öğün geldiğinde meyva ve bisküvi karışımını çok az blendırdan geçirerek ve türlü diller dökerek pütürlü şekilde yedirdim sana.
*Gözlerini oğuşturduğunu gördüğümden, yine bez bağlamadan uyuttum ama çarşafın altına alez serdim,yaklaşık 1,5 saat uyudun,uyandığında altının kuru olduğunu görünce hemen çişe tuttum,çiş yapmadın,lazımlıktan kalktın,birkaç dakika içinde de altına kaçırdın.
*Yemeğini yedikten sonra bulamadığımız kışlık çizmen için çarşıya çıktık. Alıştırma külodunu giydirdim,gitmeden yine çişe tuttum ama yine tık yok. Tam tamına 3,5 saat dışarda kaldık ve altın kuru kaldı. Alışverişi bitirdik,çizmeni Mothercare den aldık.
*Dönüştede saat geç olunca dışarda yiyelim dedik, (AVM. de dolaşırken aldığımız ayranı içmek istedin,bir kutu ayranı ilk kez kısa sürede içtiğini gördük ve sevindik. Tamam dedim içimden kesin altını ıslatır.) önce sana bir çorba söyledim ama yemek istemedin,bende kandırıp biraz yedireyim derken oracıkta kusuverdin,tabi moraller sıfır oldu,masayı sildiler,yere paspas attılar,üzerini oracıkta değiştirdim,yenilerini giydirdim,sanırım ayran sana fazla geldi ve miden bulandı. Bir kaç kaşık daha çorba verdim ve yine ayran içmek istedin,bizde yemeklerimizi bitirdik ve çıkarken bana anne çiş dedin ve aynı anda altına yaptın :(.
*Yapılacak bişey yok, eve gelir gelmez üzerini değiştirdim, yemek yedin ve yatma zamanın geldiğinde tekrar çişe tuttum, yine bişey yapmadın. Henüz çiş yapamasanda lazımlığa oturman bile ilk gün için büyük bir aşama benim için :) Uyumadan önce yatağında sütün bir kısmını içiyorsun, bende sana çişin gelince beni uyandırmanı tembih edip yattım. Gecenin bir yarısı sesinle uyandığımda tulumunu ve yatağını çiş deryasına çevirdiğini gördüm ve neyse kızım birdahaki sefere tuvalete yaparsın dedim ama o gece tam 4 kez altına kaçırdın ve ben sürekli üst değiştir,çarşaf ser şeklinde sabah ettim,tabi benim üzerime 2 kez işemenide unutmadım :)

15 Ekim 2010 Cuma

Tuvalet Eğitimi ve Pütürlü Yemek Yiyebilme Alıştırmaları Haftası;

(SÜMELA MANASTIRININ SON BASAMAKLARI)
NOT: Yayınladığım resimlerin konularla alakası hiiiiç yok,sadece özlemişim memleketimi :)
***Önümüzdeki hafta 5 gün izin aldım, hafta sonuyla birlikte eder 9 gün. 9 günün hem pütürlüye alıştırma hemde Tuvalet eğitimi için yeterli olmadığını düşünüyorum ama kış mevsimi başlangıç için biçilmiş kaftan bence. Nedenine gelince; yaz boyunca sokaktan eve giremiyoruz, izinli günleride sıcak günlerde evde geçirmeyiz asla,muhakkak yol yapalım deyip başka bir şehre geziye gideriz. E böyle oluncada evde dizini kırıp oturma zamanı kışa kalıyor. Hadi bismillah deyip başlıyacağım, Allah yardımcımız olsun.(AMİİİİN)
Hem pütürlü yemek yeme aşamasını,hemde tuvalet eğitimi çalışmalarımızı gün gün yazıcam,belki birilerinin işine yarar,neler yapıp başarılı olmamışım,neler yapınca işler yolunda gitmiş :) bakalım ne olucek.

                                                          (SÜMELA MANASTIRI YOKUŞU)
*Artık şakır şakır konuşuyorsun,3 kelimeli cümlelere geçtik bayadır. Ençokta 'göüşüüz'(görüşürüz) deyişini seviyorum.
                                                           (KADIRGA YAYLASI)
*Hala pırt yapınca elini ağzına götürüp,utangaç ve gülümseyen yüzünle ''aaaaa,anne poto pıt'' diyorsun. Beraber gülüşüyoruz.
                                                       (UZUN GÖL)
*Lazımlık ve klozet adaptörünü kullanmayı reddediyorsun. 3 tane alıştırma külodun var, bir o kadar daha alırsam kış günü yeter mi bilmem. Henüz Tuv. eğitimine başlamadım ama cesaret edebilirsem önümüzdeki hafta başlıyacağım.hayırlısı...Tracy Hogg& Melinda Blau'nun 'bebek bakım sorunlarına mucize çözümler' kitabını ele almam lazım,eminim bunada harika bir çözüm ve yollarını bulmuştur Tracy :)
                                               (YENİ CAMİ KÖYÜ-BABAMIN KÖYÜ)
*Havalar çok soğudu ama sen bunun farkında olmadığından hala park diyorsun ve evde seni oyalamak çoook zor birtanem,sende haklısın :)
                                     DOĞDUĞUM EV (EVDEN SADECE ARKAMDA GÖRÜLEN TAŞ DUVARLAR KALMIŞ MALESEF)-YENİ CAMİ KÖYÜ-TRABZON
*Resim yapmayı öğrendin (defteri karalıyorsun) 'anne sesim' diyorsun habire,kalemleri alıp karalıyorsun defteri.Sanırım bu hoşuna gidiyor :)
*Evde bilgisayar başına kesinlikle geçemiyorum ama iş yerinde benim N.'m var,onsuz yapamıyorum,sürekli bakmazsam içim rahat etmiyor,ordaki arkadaşlarımıda çoook seviyorum,seninle ilgili herşeyi sorabiliyorum...harikasınız N. Anneleri :)

Çocuklar Kreşe, Ebeveynler İşe!

Füsun un blogunda okuduğum ve sonuna kadar gerçekleşmesini dilediğim bir harekettir bu, belki bir gün gerçekleşir diyorum ve http://fusundefne.blogspot.com/ Füsuna çokça teşekkür ediyorum duyurduğu ve yayınladığı için;bende paylaşıyorum;
KESK, çocuk sahibi olan, olmayı düşünen herkesi ilgilendiren, bir çalışma başlatmış.


Çocuklar Kreşe, Ebeveynler İşe!

Özetle, çalışanların temel haklarından olan kreş ve ebeveyn izni konusunda, görevini ihmal eden devleti sorumluluk almaya çağırıyor. Çocuk bakımını sadece annenin yükümlülüğü olarak görmeyip ebeveyn izninden hem annenin hem babanın yararlanması gerektiğinin altını çiziyor.

Doğumdan sonra, araya yaz tatilinin de girmesiyle birçok anneye göre daha fazla bebeğimle birlikte olduğum için mutluluk duydum. Mutlu olmama sebep olan sürenin sadece 5,5 ay olması ise gerçekten trajikomik bana kalırsa. Şimdi de kreş konusu nasıl olacak diye kara kara düşünmekteyim. Anne babaların sadece çocuk sahibi oldukları için mıutluluk duyacakları, geriye kalan tüm ihtiyaçların onlar için zaten düşünülmüş olacağı bir ülke hayal ediyorum. Uzak bir hayal biliyorum ama ucundan kıyısından yakalasak güzel olmaz mı?

Çalışmanın ulaşmak istediği hedeflerse şunlar:

* Kapatılan kreşler ihtiyaçlar göz önüne alınarak tekrar açılmalıdır. 0–6 yaş grubu çocuklar için en az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50’den az çalışanın bulunduğu işyerleri için çalışma alanına yakın ortak bebek bakım üniteleri ve kreşler açılmalıdır.

* Bu hizmet bütün çalışma alanlarında verilmeli ve kreşlerde yeterli sayıda uzman personel bulundurulmalıdır.

*Doğum izni sürelerinin bitiminden çocuğun ilköğretime başlayacağı süreye kadar geçen sürede ebeveynlerin (anne-baba) 6 ay dönüşümlü olarak kullanabilecekleri 2 yıl ücretli ebeveyn izin hakkı olmalıdır.

*İzin kullandıkları için, ebeveynlerin sosyal ve özlük halklarında kayba uğramamalı ve işyeri ve çalışma koşullarında aleyhte veya rızaları olmadan değişiklik yapılmamalıdır.

*Doğum sonrası, ebeveynlik izni süreci olan 2 yıla kadar kadınlar nöbet, vardiya, mesai gibi fazla çalışmaya tabii tutulmamalıdır.

*Yukarıdaki bütün haklar evlat edinme durumları ile evli-bekâr tüm çalışanlar için geçerliğini korumalıdır.

Paylaşalım, yayılsın, duyulsun, okunsun...

Hafta Sonu Gün Yaptık :)

Evet annende gün hanımı oldu sonunda,topladım iş arkadaşlarımı bir güzel eğlendik,yedik içtik,fal baktık.
Havalar iyice soğuduğundan giyinip kuşanıp gezmeler gittik, bu hafta genelde sana alışveriş için çıktık,geçen kışın giysilerinden üzerine pek uyan yok,hep yeni yeni ciciler aldık sana ama çizmeni bir türlü bulamıyoruz. Beğendiğim çizmelerin numaraları hiçbiryerde kalmamış,herkes bizden önce davranmış valla,gez gez öldük...
Bu soğukta ev halide eğlenceli oluyor,sen sürekli 'park' diyorsun,bizde seni ve kendimizi eğlendirmeye çalışıyoruz,evde boğuşup sevişiyoruz hepberaber :)
Geçen sene odanda sabaha kadar ısıtıcı yaktık üşüme diye. Akşam 11 de kaloriferler kapatılıyor,bu nedenlede ev buz gibi oluyor,üzerini de mümkün değil kapattırmıyorsun. Bu senede bu işe bir çare bulalım dedik; gittik Panço dan tulum aldık sana,ayaksız olanlardan,yarı pamuklu,yarı elyafmış. Denedik, sabaha ter içindeydin ama zaten böyle olurmuş dediler ve halen giydiriyorum. İlk zaman alışamadın üzerindeki kalın tuluma ama şimdi alıştın şükür ki.Çokta yakıştı kızıma :)

Bu arada kendi saçlarımı Türk Kahvesine boyatıp,seninkileride kendi ellerimle kestim. Küt saçlı oldun, çokta yakıştı sana...uyyyy kuzucuğum benim :)
Derya teyzene geçmiş olsun dileklerimizi yolluyoruz,küçük bir operasyon geçirmiş bugün :)

Doğum Şekerin ve Takı Yastığın...

***Sen doğmadan önce babanla çok gezdik,giysilerin,odan ve süslemeler için heryerlere baktık,dünyanın en güzel en zevkli gezmeleriydi bunlar. Doğum şekerinin süslemelerini ayrı ayrı yerlerden alarak biraraya getirdik,takı yastığını çoook beğenerek aldık.


***Ancak doğum şekeri sepetini gelenlere tutmayı unuttuk herseferinde :) Ziyaretçiler gidince aklıma geliyordu. Çok sonra gördüklerime verebildim :) Büyümeye başladıkçada sepet ve yastık biraz yıprandı. Ben her gördüğümde resimlerini çekeyim de yıpranmadan belgeleyim kızım görsün ilerde dedikçe,unuttum. Sonunda çekebildim kuzucuğum; Biraz yıpranmış hali ama iyice parçalanmadan çektiğim için şanslıyım :)

5 Ekim 2010 Salı

CİCİLER ALDIIIIK...ÇOOK BÜYÜMÜŞSÜN PRENSES...

2 yıldır nerdeyse aynı giysilerini giyebiliyordun,ama sonunda yeni kışlıklar almak durumundayız ve biz buna çooook sevindik kuzucuğum.
***Hafta sonu hem Grip Aşısı için, hemde genel bir kontrol için Dr.Öge Çultu Kantaroğlu na gittik. Bu kadar çok sevineceğimizi hiç düşünmemiştik. Tamam hep bir ilerleme vardı ama ilk defa 50 Persantile ulaştın. Dr.hanım da bizim gibi çok sevindi, ölçtü biçti veeee... 85 cm. boy, 11,400 gr. kilo ile kendi rekorunu kırdığını,açıkları kapattığını söyledi. Grip aşının ilk dozu yapıldı, önümüzdeki ay hem 24 ay aşını hemde grip aşısının 2.dozunu yaptırıcaz. Ama tek kötü haber; Pediasure Plus yazıyordu yaklaşık 6 aydır,ama boy-kilo ölçümlerin normali gösterdiğinden artık rapor yazamıyor Dr.hanım,devlet baba karşılamıyormuş. Evde kalan son 10 sütünüde bitirince normal süte dönücekmişiz. Keşke biraz daha içebilseydin bebeğim ama belki bir çaresini bulabiliriz,düşünücez bakalım.
Hazır gitmişken birde idrar tahlili istedim kontrol için,hemşire hanım o malum poşeti taktı ama uykun gelince uyutmak zorunda kaldım. Bu arada hemşire hanım 'zaten poşetin vakti geçiyor,yenisini takmam gerekiyor' deyince fitil oldum. O şey seni çok rahatsız ediyor, ayrıca kaymasın diye üstten alttan bantladığından canında yanıyor,tekrar çıkarıp yenisini takmasına izin vermem mümkün değildi. Birazda fırçaladım hemşire hanımı, neden daha önce söylemediniz zamanının geçeceğini (daha öncede çok kez takıldı bu poşet ve yarım saatin üzerinde takılı kaldığı halde yenisi gerekli dememişlerdi.) diye. Sende uyuyakalınca poşetin takılı vaziyette, sonuçlar nedeniylede çok mutlu vaziyette Tunalı'yı gezelim dedik sen uyanana kadar. Biraz turladık Tunalı'da, sonra bir cafede mola verdik,yemek vaktinde geldiğinden, uyanınca yemeğini yedirip geri döndük.
Bu sevinçle eve dönülürmü dedi baban,bizi gezmelere götürdü,parkta oynadın tam 1 saat bıkmadan. Alışveriş yaptık sana, yeni giysiler olduğunu nasılda anlayıp seviniyorsun, işveler,cilveler sorma...


Dilinde 'Ali babanın çiftliği', gülücükler atarak hoplayıp zıpladın bütün gün :)




O gece erkenden uykun geldi,hemde bizim yatakta...

Anneannen bebekliğinden buyana yatarken ayaklarına çorap giydirmez,soğukta olsa 'çorabını çıkar' der. Böyle alışıncada tulumunun ayaklarını giydiremiyorum sana,başlıyorsun debelenmeye,çıkarmaya çalışıyorsun ayaklarını :)
Bunlarda uykudan önceki şımarık hallerin,bize cilve yapıyorsun :)

Şu minicik dişlere ne demeli...yemelimi, koynunda mı saklamalı...

Ertesi gün güzelce bir yıkandın, saç faslında klasik banyodan kaçışı denedin ama yine başaramadın :)
(Aklıma gelmişken; tatilde saç faslında dahi banyodan kaçmayışın beni şüpelendirdi, bizim banyomuzun virane halde oluşumu seni itiyor nedir, tatilde dakikalarca çıkmıyorsun duşun altından,evdede çabucak çıkıyorsun,bebekken anlamıyordun ama sanırım şimdi gözün açıldı.) Neyse kızım sabret 2 yılımız daha var bu lojmanda :)

Alttaki resmi biraz incelersen elindekinin lazımlığın en gerekli parçası olduğunuda farkedersin, henüz oraya çiş-kaka yapmamış olsanda, su dökme aracı olarak kullanman gerekmezdi :)

Bunlarda yıkanma faslının bitişiyle seni saran mutluluk resimleri :)

1 Ekim 2010 Cuma

WWW.ANNEMİİSTİYORUM.COM

   Kuzeyin Sayfasında okuyup kesinlikle küçücükte olsa belki bir katkım olur düşüncesiyle yayınlamak istiyorum bu muhteşem yazıyı. 38 haftalıkken sezeryan ile 2200 gr. 45 cm ile dünyaya geldin ve bana fazlasıyla ihtiyacın olduğu bir dönemde bensiz kaldın. Ben seni 2,5 aylıkken anneannenin kucağına teslim edip başlamıştım işe,yüreğim dayanmamıştıda arabada ağlaya ağlaya gitmiştim işe.
   Halen o günleri andığımda gözlerim dolar, ne çok istemiştim yanında olmayı,her halini görerek, heran yanında olarak büyütmek istemiştim seni...Şükürler olsunki ben seni canımdan çok sevdiğim anneannene bıraktım,ya yakını olmayanlar neler hissettiler tahmin bile etmek istemiyorum. Canından bir parçayı, bir an bile gözünden ayırmak istemediğin o muhteşem varlığı çok ama çok erken bırakıp, akşama kadar görememek...Şükürler olsunki işyerimde ilk benimle başlayan uygulama ile haftada fazladan 1 gün izin hakkı başladı doğum yapan bayanlara. Ben çarşambaları seçmiştim, böylece 2 gün işe gidip, 2 gün yanında olucaktım sürekli. 1 yaşına girdiğinde bu uygulama bitiyor. Buda bana çok zor gelmişti, bir şeylerin değişmesi gerekiyor,hiçbirşey yapmamaktansa bir adım atmalı diyorum ve Pınar hanım ve ekibine teşekkür ediyorum.(http://www.anneyiz.biz/) Söz konusu yazı şu şekilde;
Canlarım!
İşte size söz verdiğim şey...
Yıllardır her fırsatta yazıp "Pınar bu konuyu çözelim..." dediğiniz konu...
Geçen ay facebook sayfamızda konuştuğunuz, hikayelerinizi anlattığınız, “birlikte bu işi çözelim”dediğiniz konu...
Şimdi...
Erken doğan bebeklerin annelerine daha çok ihtiyaçları olduğunun hakkını arama zamanı...
Şimdi...
Ülkemizde doğum ve süt izinlerini gündeme getirme ve düzeltmeyi planlama, sesimizi devletimize duyurma zamanı...
Şimdi...
40 haftayı tamamlayıp doğan şanslı bebeklerin değil, daha doğal evrim sürecini tamamlayamadan hayata gözlerini açan o minicik prematüre bebeklerin ve annelerinin haklarını arama zamanı...
Şimdi...
Bir bebek ne zaman doğarsa doğsun, annenin doğum ve süt izinlerinin "40 haftayı tamamlamış olacağı tahmini tarih" üzerine izin haklarını ekleme zamanı...
Şimdi...
Doğumdan önce çıktığı gebelik izninde erken doğum yaptığı için, doğum öncesi izin hakkını da kaybeden yeni anneye o günleri süt izni olarak normal izin süresine ekleme zamanı...
Ben!
Halen doğum izninde olan bir yeni anneyim aslında... Rüzgarım henüz 3 ay 25 günlük…
Şanslıyım!
Hürriyet gibi kadın, aile ve çocuk haklarına son derece destek olan, çalışanlarının her türlü insani hakkını koruyan ve kollayan, destek olan bir kurumun personeliyim...
Geçen yıl doğum yaptıktan sonra girdiğim bir icra toplantısında "Pınarcım nasılsın? Neden geldin iyi misin?" diye soran, sarılan, öpen, arayan, sorayan ve içtenlikle destek olan Vuslat Hanım gibi bir patronum var. Ve en az onun kadar bu konularda hassas bir yönetim kuruluna hizmet ediyorum. Ayrıca son derece etik ve ahlaklı bir insan kaynakları ekibi ile birlikte çalışıyorum...
Ama benim gibi olmayanlar var…
Prematüre doğan bebeğini resmi izin sistematiği yüzünden, aslında 40 haftasını tamamlayacak olan tarihte hatta bazen daha önce, yani normal şartlarda doğum yapmış olacağı tarihte, 3 günlük iken çalışmak zorunda olduğu için işe dönenler var!
Bu konu sadece özel şirket çalışanlarını değil, kamu çalışanlarını da bağlayan bir durum. Sırf bu yüzden emziremeyen, ailesini daha iyi şartlarda yaşatmak için çalışmak zorunda olduğundan bebeğini minicikken bırakmak zorunda olan, ağlayarak işe giden anneler var…
Böyle bir deneyim yaşadıysanız eğer başkalarının yaşamaması için…
Böyle bir deneyim yaşamadıysanız ise diğer yeni annelerin de sizin gibi bebekleri ile hak ettikleri gibi vakit geçirmeleri için…
Yapmamız gereken bir şey var!
“Haklısınız bu konu çözülmeli” diyorsanız eğer
Herkesle paylaşalım ki bu adresi, sesimiz daha çok çıksın!
İlk imzayı ben attım sonra ekibim…
“İnşallah başarabiliriz” dedim.
Bu minicik bebeklerin daha çok ihtiyacı var annelerine yaşama tutunmak için.
Lütfen bir imza atarak siz de prematüre bebeklerin diğer elinden tutun...
Şimdiden teşekkür ederim...
Pınar ve ekibi
NOT: Lütfen çalışmamız sadece prematüre bebekler için olmasın, tüm bebeklerin enaz 6 ay annelerine şiddetle ihtiyaçları olduğunu da unutmayalım.