29 Haziran 2011 Çarşamba

KREŞ

     Uzun zamandır isteyipte bir türlü kendimize maddi olarak uygun bir kreş bulamadık oturduğumuz muhitte. Çok güvendiğim bir kreş vardı ve özellikle orayı istiyordum ama yarım yada tam gün fiyatları nerdeyse aynıydı ve bizi aşacak seviyedeydi fiyatları. Veremedik kuzumu, çoktan başlıyacaktı uygun olsaydık, yarım gün haftada 3 gün gidecekti, neyse kısmet deyilmiş.
     Babasının işyeri kreşine karar kıldık sonunda, çiş-kaka mevzusunada şimdilik çözüm bulduğumuza göre, Ağustos ta kayıt olucak ve Eylül de başlıyacak kısmetse. Kreş konulu o kadar çok yayın ve blog okudumki sayısını ben dahi bilmiyorum, konuyla ilgili internette ne varsa okudum diyebilirim, diğer tüm kuzu ile ilgili mevzularda olduğu gibi. Temiz bakım, sevgi, eğitim ve ilgi alaka ilk sıralarda bizim için, tabi yan getirileride öyle; paylaşım, pütürlü gıdaya örneklerle geçişi, oyuncaklarının asıl kullanım şeklini öğrenmesi, kurallara uymayı bilmesi vs. Gerçi kuzum çok kural tanımaz bir çocuk değildir, düzgün bir dille anlatıldığında çabucak uyum sağlar, yeterki sert söylenmesin, emirden hiç hoşlanmıyor.
     İşte bunların hepsini aslında çok ince eleyip sık dokudum ama çokta müdahale edemeyeceğim bir kreşe yolluyorum şimdi, yani özel kreşler gibi değil burası, çat kapı gidemezsin yada çok hesap soramazsın vs...ama yinede içim rahat nedense... Kızım umarım çabuk alışır ve üçümüzde yıpranmayız inşallah bu süreçte. Daha bugün çok ilginç (çok nadir ağlar) anneannesine sabah bıraktığımda baya baya ağladı, öyle vızır vızır yapar bazen ama bu sabah çokça ağladı arkamdan ve içim sızlayarak döndüm arkamı kaçtım :(
     Herşey güzel olucak demeliyim, daha 2 ay var ve ben bunun tasasını şimdiden çekmemeliyim....unut unut diyorum seslice kendime :)))
     Annem sağolsun tam 3 sene bakmış olucak kızımı kreşe verdiğimizde, Allah razı olsun, sağlık huzur versin anneme ve babama, ne kadar hasta olsada of demeden baktı, çok az kişiye nasip olur böyle anne, herkese nasip olsun inşallah :)

Yağda Yumurta-Çiş-Kaka

     Dün gayet iyiydi, gün içinde de annemle konuşmalarımızda bir sıkıntı olmadığını öğrenince sevindim doğrusu. Akşamda gayet iyi durumdaydı, arasıra hapşurdu o kadar.
     Akşam anneanne-dede ve biz hepberaber bir ev baktık, aslında çokda beğendik ama bazı durumlardan eledik o evi. Bahçeli ve bakımlı bir evdi ama içten içe beni korkutmadı değil, ben korkarım diye düşündüm, bahçeden birimi zıpladı, börtü böcük mü girdi içeri diye...Aklımdan binbir türlü şey geçti, baba nöbetçi olduğundaki halimi falan düşündüm...cık ben yapamam dedim kendi kendime ama bir tarafımda; bu kadar bakımlı ve bu kadar ucuz bir evi birdaha bulurmuyuz ki diye düşünmedim değil. Sonuçta vazgeçtik. Dönüşte annemlerde yemeğimizi yedik ve geç saatte eve döndük. Bizim cadı acıkmış olacak ki 'anne ben umuta yicem' dedi. Önce öylesine istiyor, biryerden duydu sanırım dedim ama baktım birdaha istedi yumurtayı. Kalkıp yaptım yağda bir güzel, yanında da 'memesuu' istedi, evde de yok meyve suyumuz. Şeftaliyi rendeledim, süzgeçten geçirdim ve birazda su ve bal ekledim içine. Çok mutlu oldu kuzucum, masa istedi önüne, yani sehpa :)
     Hepsini tepsiye koyup getirdim, baş ve işaret parmağıyla ezip azcık azcık yan dişlerinin üzerine koydum. Çiğne kızım yut, önce karnına gitsin, sonra popona...bu bizim aramızda kullandığımız, kuzuya ilginç geldiğinden çiğneyip yutmasını sağlayan replikler ve bunları herseferinde kendiside tekrarlar. Baya baya çiğneyip epeyce bir yumurta götürdü. Tabi bizi çook mutlu etti, sanırım uyduruk meyve suyumu pek beğenmedi ki hepsini bitiremedi. Ha birde arasıra kendi de yumurtadan bir çimdik alıp dişlerinin üzerine koyarak çiğneyip yuttu, hiç karışmadım, sadece aferin kızım diyerek yüreklendirdim ama benim kız titiz malum...ellerini silmekten bir hal olduğundan, gerisini benim elimden yedi :))) 41 kere Maaşallah kuzum...
     Gecede sütünü içip bir güzel uyudu, geç saatlerde uyanmış bana sesleniyormuş, hayal meyal hatırlıyorum ama ayılamıyorum bir türlü. Eşim seslenince duydum 'anne kakam delmiş' diyor kuzum. Hemen poposuna bir el attım baktım ki çişini yapmış bile... Eşimde 'e çok normal 7 kere sana seslendi duymadın' Gece vakti halim olmadığından söyleyemedim ama şimdi içimde kalmasın 'e eşimcim madem 7 keresinide duydunda bana niye seslenmedin altına yapmadan' :))) Üzerini değiştirdim, sütünü verdim yeniden daldık tatlı uykulara...
     Unutmadan yazmalıyım: akşam eve gelince elimizdeki eşyaları yerleştirme telaşıyla kuzumu farketmemişim, bir baktım 'anne kaka aptım' diye yanıma geliyor, çişini yapmış öylece üzerine. Hemen değiştirip birdaha haber vermesini söyledim, sanırım odasına girince kendini unuttu.
     henüz üzerini giyip çıkaramıyor, pekte fırsat vermedik sanırım kızıma, herşeyine hemen ben koştum yada annem. Gerçi bu işimede geliyor, bakıyorum yeğenlerim kendi üstlerini çıkarıp tuhaf kıyafet seçimleriyle yanımıza geliyorlar, ablamlar o kadar özenip giydiriyorlar, onlar beğenmeyip kendi tarzlarını yaratıyorlar :))) Bizimkinin kötü yanı ise çişi geldiğinde pijamasını indirmeyi başaramadığından bize ihtiyaç duyması yada biz gidene kadar altına kaçırabilme ihtimali...
     Dün anneannesiyle hastaneye gitmişler ve annem lazımlığı evde unutmuş ama aferin kızıma çişi gelmemiş yada gelsede tutmuş, annem bunu telefonda sevinerek anlatıyor bana :)

27 Haziran 2011 Pazartesi

Kuzum

     Hafta sonu aktiviteleri sırasında kızımı hasta ettik galiba, terli terli arabaya bindirip, üstünede klimayı açtıran ben, şimdi ceremesini çekerim :( bu saate kadar ne yese kusmuş, annemden epeyce fırça yedim, evde oturup çocuğa bakmıyorsunuz, sokaklarda hasta ettiniz diye haşladı beni :(( Umarım hasta olmadan atlatıverir. Amiin...
     doğduğundan bu yana hep kusması dursun diye dua ettik Allah a, ama sonu gelmedi bir türlü bu illetin. Tam olarak pütürlüyede geçemedik malesef, tabi ufak tefek ilerlemeler yok değil ama 2 ay sonra kreşe başlayacak bir çocuk için bu ilerleme hiçbirşey sayılmaz. Sanırım kreşte epeyce aç kalacak ve kusa kusa arkadaşlarına bakarak öğrenicek yemek yemeyi. Malesef bu aşamada baya kilo kaybıda olacak ama bunuda göze almak gerekiyor. Tabi Ağustos ayında izin aldığımızda bu konu üzerine özellikle eğilmek istiyoruz babasıyla.
     Maşallah çiş-kaka olayını hallettik sayıyorum, birde pütürlüye geçiş yaparsak herşey mükemmel olucak inşallah :)
     Az önce annem aradı, annemin heryeri ağrıyormuş; romatizma, kireçlenme ve bel fıtığı ortaya karışık her yerleri...kuzu anneannesine üzüldüğünden ağrıyan yerlerini okşuyormuş, dedesini odasından zorla getirip anneannesine kremle masaj yaptırmış. 'sen ücülme anneannecim, iyi olucaksın' diyormuş.

Çiş-Kaka-Lozan Park-UHM-Antares

     Cuma akşamı kuzu da büyük bir gelişme oldu :) Çişini kendi söylediğinde baya şaşırdım; 'anne kakam delmiiiş' deyince oturttum hemen çişini yaptı, birkaç saat sonra yine aynı replik ve baktım çişini yapıyor, ona göre çiş, kaka ve pırt üçlemesinin adı 'kaka' demekki :)) Yatmadan yine lazımlığa oturttum, tabi herseferinde yapılan çişi klozete götürüp döküyoruz ve el sallıyoruz 'düle düle kakalaa,çişleee' diyoruz. 'anne bunla eree didoalaa' diye soruyor, bende 'diğer çişlerin kakaların yanına gidiyorlar, arkadaşlarıyla buluşuyorlar' diyorum.
     Farkettiğim şey; artık ilk günlerdeki çişlere bye bye faslı çoşkumuz pek kalmadı, artık biliyor öyle yapılması gerektiğini, lazımlığını kendi taşımak istiyor banyoya. Malum lazımlığı banyoda tutmuyoruz biz, salonda duruyor. 'beaer dötürelim' diyor.
     O gece biraz altına kaçırmış ama sabah uyandığında bir sürü çişi tuttuğunu farkettim hemen yaptı. Bu arada sanırım birazda kabız olmuş, sabah gaz çıkarırken koyun pisliği gibi küçük ve sert kakada bırakıvermiş kiloduna :)) Hemen kahvaltısına bol miktarda kayısı kurusu ekledim, öğle arası öğünüde sadece bol kayısı ve bisküvi karışımından ibaretti. Çınar ı görmek için dayısına gittik akşam üstü ve hemen meyvesini aldık kayısıların :) Bol bol doldurdu lazımlığı ve kendide çok sevindi, Lazımlıktaki kakaları ilk kez gördüğümden bende çok sevindim.
     Lozan parkın yanından geçerdik hep 365 AVM ye giderken, bu sefer bir bakalım neler var dedik, kuzum oyun parkını görünce çıldırdı resmen :) Güneşin altında 2 saat kadar oynadı, arkadaşta edindi kendine. Geç saatlere kadar uyumakta istemedi, normalde öğleye kadar ilk uykusunu uyur, öğleden sonrada 2.sini uyurdu ama oyunu bırakmak istemediğinden uyutamadık bir türlü. En son yemeğini yerse dondurmada alacağımızı söyleyince ikna oldu, restoran kısmına gitmeye. Çorbasını zar zorda olsa içti ve dondurma almaya gittik. Malesef dondurma porsiyon olarak tabakta veriliyormuş, alamadık. Hadi dedik söz verdik kızımıza çıkalımda dışardan alalım, max dondurma aldık bıcırığıma, yalaya yalaya UHM ye gittik. Orda da oyun alanına daldı direk. Yaşıtlarıda olunca, bol bol eğlendi kuzum :) Bizde oyun ablası sayesinde rahat rahat yemeğimizi yedik. iyice yorulunca evin yolunu tuttuk, kuzum arabada sızdı resmen. Ah kafam...birde o terli halimizle klimayı açtırdım...o akşam hapşurmaya başladı.
     Bu arada not düşmem lazım: Lozan Park ta iken birkez lazımlığına yaptı ortalık yerde. Birkez de UHM de çocuk tuvaletine gittik ve yine lazımlığına yaptı çişini, aslında çocuk klozetine yaptırmak istedim ama istemez belki diye teklif etmedim, şimdi düşününce denesem daha iyi olurdu gibime geliyor, sadece lazımlığa alışması iyi değil diye düşünüyorum.
     Pazar sabahı yine kahvaltı sonrası (ki geç kalkıyoruz genelde 09:00-10:30 arası) havada kötü olunca, Antares e gitme kararı aldık. kuzu trene biner, oyuncakçıda oyalanır ve birazda alışveriş yaparız diye düşündük. Kızım oyuncak bebekler için olan küveti beğendi, 'dabimi yıkarız' dedi :))) Dabi=Barbi
     Tren e binemedi, yerinde değildi, sanırım avm yi dolanıyordu o anlarda. C&A ya uğradık, ne zamandır kuzuya serin yaz akşamlarında giyebileceği penye bir hırka arıyordum, orda bulduk şükür. Tabi yanında da artık bezsiz olan kızıma cici külotlar aldık, elbise, şort ve bilezik-kolye takımı :)
     Antares te çişi gelmedi kuzumun ama eve gelir gelmez yaptı lazımlığa. Artık kendi söylüyorya çişini, e biraz kaçırıyor küloduna. Olsun o kadarda hiç sorun etmiyoruz. Belkide çişini tam yapmaya başlayınca aklına geliyor, durduruyor kendini ve kakam geldi diye bize söylüyordur.  BU arada cumartesi gecesi bezsiz yattı (alıştırma külodu ile) ve altına yapmamıştı. Bu alıştırma külodu süper bir buluş, altına yapsada çarşafa çiş pek bulaşmıyor, e altında da alez var zaten.
     Pazar günleri genelde bizim banyo günlerimiz oluyor. Zaten eve gelir gelmez yeni oyuncak küvetini denemek için banyo yapıcaz diye söylemeye başladı. Hazırladım bir güzel banyomuzu, ısıtıcıyı yaktım, ikimiz yıkandık, birde dabileri :))) Yine çişini söyledi ve yattı, sabah kalktığımızda altı kupkuruydu kuzumun. Pardon unuttum; sabah 5 suları kakam deldi diye uyandırdı beni, çişini yaptı ve yine uyudu minnakım :) Maşallah sana kuzum, aferin anne babasının gülü :)

24 Haziran 2011 Cuma

ÇİŞ-KAKA

     En son 23. ayı biterken 8 gün denemiştik tuvalete alışma çalışmalarını. Aslında başarılı sayılırdı ama ben işe başlayınca devamı gelmemişti. Çok fazla belirti gösteriyordu alışacağına dair;
*Çişli olunca,bezini değiştirmemizi istiyordu.
*Kakası gelince söylüyor ve saklanıp ıkına ıkına yapıyordu.
*Kakasını yaptırdığında çok rahatsız olup bezini değiştirmemizi istiyordu.
*Hatta çişi gelince haber veriyordu.
     Bu tür belirtiler üzerine başlamıştım alıştırmaya...
     Bu seferki başlama nedenimiz zorunlu oldu aslında. kreşe vericez kısmetse Eylül ayında ve kreşin 1. şartı çişini kakasını yapabilmesi, bezsiz gelmesiydi. Bu nedenle Ağustos ayında izin alıp öğreticektik eşimle ve inşallah yetitirip Eylül de başlatıcaktık kreşe. Ama bu sefer çok imkansız geliyordu bana, yani tüm belirtileri yok olmuştu.
     Kaka yapsa dahi hiç rahatsızlık hissetmeden üzerine oturuyor, saatlerce kaka kaskatı olana kadar, biz bakmadığımız sürece aynı bezle dolaşıyordu, çişli bezide aynı şekilde sarksada söylemiyordu değiştirelim diye :( Bu durumdan endişe duyduğumu annemlede eşimlede paylaştım, hatta arkadaşlarımlada. Bazı çocuklar malum, çokgeç alışıyorlar çiş-kaka söylemeye, 4-5 yaşına kadar bez kullananlar var. Bizimkide öyle olucak sanırım diye düşünüyordum için için :(

     Ağustosta bazı planlarımız vardı, hem şöyle güzel bir deniz tatili, ardındanda annem babamıda alıp İstanbul-Edirne-Çanakkale gezisi yaparız demiştik, hemde akraba ziyaretinide aradan çıkarırdık. Sonra düşündüm; e biz nasıl elin günün evinde yollarda kuzuya çiş-kaka öğreticez, bu düzensizlikte nasıl olucak diye... Anneme anlattım hafta sonu, gidemeyiz bu durumda diye...
     Sağolsun annem Pazartesi(20.06.2011) başlamış alıştırmaya, akşam almaya gittiğimde farkettim, kuzunun altında bezi yok, başladık dedi annem, 2 kere eşofmanına yaptı ama lazımlığada yaptı :))) Çok çok mutlu oldum ama annem vazgeçer yakında diye düşündüm, anne oturmuyorsa hiç zorlama dedim, sonra korkar ve hiç yapmaz. Bilincindeyim ben dedi, sevindim. Akşam evdeki lazımlığa oturmak istemedi ve 2 kere altına yaptı, yatarkende bezledim, malum 400 ml. süt içiyor gece.
     (21.06.2011) Salı günü gittiğimde hiç altına kaçırmadı, hep sordum dedi annem. Üstelik kakasınıda lazımlığa yapmış, çok çok mutlu oldum, Evde de denedik ama bu sefer annemdeki lazımlığı götürdüm eve ve başardık :) Gece yine bezini bağladım.
     (22.06.2011) Çarşamba günü yine kaçırmamış ama ablamlara giderken yolda kaçırdı altına dedi baya güldük :))) kendide anlatıyor zaten bıdır bıdır ve lazımlığını gösterip baba (bay bay) yaptıklarını anlatıyor :))) Akşam evde 2 kere daha lazımlığa yaptırdım. 2.de salonda masada calliou izliyordu ve yapmak istemedi ama zamanı gelmişti (2 saatte bir baya çiş yapıyor), lazımlığı sandalyenin üzerine koydum, oturttum ve baktım yine baya yapmış :)) gece yatmadan hadi kızım dedim yapıver, oturdu yaptı ve yatağına geçti. Bezini takmam izin vermedi 'istemem bunu, pis egg' dedi. Hadi deneyelim dedik, altına hazır altaçmalardan serdim ama aklımda ya çiş yapıp sızdırırsa düşüncesiyle yattım. Gece uykuya dalınca gizlice bezini taktım ki en korktuğum kuzuyu uykudayken kımıldatmaktır, çünkü bu konuda çok hassas, çok korkuyor uyandırılırsa ve nasıl bir tepki vereceğinide bilemedim ama korktuğum gibi olmadı, farketmedi bile bezlerken. Sabahta daha tam ayılmadan çıkarttım bezini, çişi yokmuş, anneme bıraktım.
     (23.06.2011) Perşembe günü hep lazımlığına yapmış, annem hep sormuş ve ben sabahtan ona alıştırma külodu giydirmiştim, taa akşama kadar kupkuru kalmış kuzumun maşallah :) Aldık İkea ya gittik, giderkende yapmadı yolda da. (Konu ayrıntılı olarak bir önceki postta yazılı) Eve gelir gelmez oturttum yapıverdi kuzum, tam 4,5 saat tutmuş büyükler gibi :) Alıştırma küloduyla yatırdım. 'kızım çişin gelince söyle yapalım tamam mı 'dedim. Gece süte uyandı ve yine sordum; 'yok anne' dedi. Kesin gece dolduracak ortalığı derken, sabah baktım kupkuru, yine sordum yine yok dedi. Anneme söyledim hemen yaptırsın diye :)
     Yanlız işin ilginci; bu 4 gün boyunca ne zaman sorsak çişn varmı diye, aldığımız cevap hep yok çişim oluyor, hadi hayırlısı :)))
     Bu arada ben kuzuya çaktırmadan, baskı kurmadan söylemlerde bulunuyorum; 'bak kızım sen abla oldun, Çınar bebek olduğundan bez kullanıyor, sen ablasın değil mi? Şimal de bez kullanmıyor, okul arkadaşlarında kullanmıyor' gibi...Faydalı olduğunu düşünüyorum bu tür sözlerin. şu sıralar büyümeye baya hevesli, ellerini yukarı kaldırıp 'bak anne ben büüdüm, kocaman oldum' diyor :)))
     Ayrıca çok sık çişini yaptığını düşünürken, arkadaşlara sordum siz nekadarda bir yaptırıyorsunuz diye; genelde daha sık yaptırıyorlarmış, bazılarıda bizim gibiymiş. Ben 2 saatin çok erken olduğunu düşünürken hemde, bunada çok sevindim :) Hele dün akşamki 4,5 saat tutma durumuna şaştım kaldım valla, maşallah kızıma. Darası tüm isteyen uğraşan annelere olsun :)
     Durun bakalım nereye kadar gidecek, nasıl sonlanacak, umarım böylece hem geceyi hem gündüzü çözer gideriz :) Gelişmeleri yazmaya devam edicem...
NOT: Resimler 24.ay albümünden alınmadır.

Ankara ya İkea Geldiii :)))

     Aylardır bekliyorum açılacak diye, hatta kaç yıldır İzmir ve İstanbul gezilerimizde uğramadan geçmiyorduk İkea ya, az buçuk bişeyler alıp getiriyorduk evimize, taşıyabileceğimiz cinsten şeyler. kuzunun mesela odasında baya şey var oraya ait, kap kaşıkta var onun için aldığımız. Yakın olsa dedik kaçkez aşkımla, hatta rahat salon koltukları, bol çekmeceli mutfak ve banyo kombinasyonu hep hoşumuza gitmiştir.
     Eveeet sonunda Ankara ya İkea Geldiii :))) Hiç dururmuyum, hafta sonu çok kalabalık olur diye daha dünden damladık mekana :))) Hemde aç tasıl...

     Önce kuzuyu almaya gittik anneme, baktık annem elinde merdiven bahçeye çıkıyor, meğer karadut toplamak istiyormuş. Ağaç daha küçük ama dalları yüksek olduğundan merdivenle gelmiş. Yoksa annem ağaca felaket tırmanır, hatta tabiri caiz ise dumanını attırır ağacın :))) Örtü getirdi sonra, az silkeledik dalları, olanı döküldü önümüze, yedik elimiz ağzımız kararana kadar :))) Hadi dedim anne biz üstümüzü değişip çıkıcaz, İkea açıldı oraya gidelim, annem pek hoşlanmaz AVM lerden,kapalı mekanlardan, nasılsa ikna oldu, hazırlanıp çıktık hemen.
     Bize baya uzak İKEA ,e birde akşam iş çıkış saati olunca yolda hayli sıkıldık. kuzunun altında bez yok ve ısrarlarımıza rağmen evde ve arabada lazımlığına oturmak istemedi.(Biz bu aralar tuvalet alışkanlığı edindirmeye çalışıyoruz,onuda sonraki postta anlatmak istiyorum ayrıntılarıyla).Yolda yaparmı diye çekindim altına aslında ama amaaan dedim, yaparsa değiştiririm olur biter :))) Pusetinide yanımıza almadık, kalabalıkta zor olur diye, iyikide almamışız, ilerleyemezdik o kadar insanın içinde.
     İlk önce aç karnımızı doyurmaya çalıştık ama öyle bir sıra vardıki, yarım saat sıra bekledik ve sonuçta ben çocuk menüsü ve patates kızartması alabildim sadece, hiçbişey hoşuma gitmedi, diğer İkea lar gibi bol çeşitte bulamadım, belki yeni açıldığından olabilir. çorba kalmadığından Hipp marka meyva püresi almıştım, daha ilk kaşıktan minicik tattırmamla kusmaya başladı, hemde ne kusma...Midesindeki yemeği hazmettiğinden sadece su kustu resmen :( Annem nazar değdi dedi, yarım saattir masadaki herkes onunla oynayıp sevdi dedi. Neyse sinirlendim baya, moralim bozuldu ama hemen kendimi toparlayıp yemeğimizi yedik başladık gezmeye. Çocuk bölümünden kuzu sayesinde çıkabilmemiz uzun süre mümkün olmadı. ASlında benimde en sevdiğim bölüm olduğundan işime yaradı bu bekleyiş :))) Tren setiyle ve tepesine vurulduğunda içe geçen bloklarla baya oyalandı bebeğim. Diğer bölümleri alıcı gözüyle pek inceleyemedim kalabalıktan ama gözüme baya şeyde kestirdim, sonra alabilmek için :))
     Kızım aç, aklım hep onda kaldı, yoğurt vereyim dedim istemedi, bisküvi verdim yemedi. Gezi bittiğinde ayaklarım sızlıyordu resmen ve annem yan yan yürümeye başlamıştı ayaklarından. Arabaya kendimizi zor attık. gitmeden çişe tutayım dedim, oturttum lazımlığına ama nafile istemedi, çişi yokmuş hanımın.
     Birşeyler aldım mı? Evet aslında ufak bişeyler atmıştım çantama ama kasayı görünce bunlar için beklemeye değmez diyerek bırakıverdim oracıkta.
NOT: kuzunun üzerinde gördüğünüz bu güzel elbise, Neşe ablasından alınandır, geldiği gün hemen gösterdim, öyle çok beğendiki, hatta ceplerine ellerini sokup 'menim kedili ebisem oyyy oyy' diyerek sevdi :))) Üzerinden çıkarmamak için hayli zorladı bizi, sabahta ilk iş olarak elbisesini sordu,yanına alıp anneannesine gitti :) Teşekkür ediyoruz Neşe ablası :)

Aşe ve Donduma :)

     Uzun zamandır resim çekemiyorum, hernekadar makinemi yanımda taşısamda elim çantaya gitmiyor nedense. Böyle oluncada bloga post giremiyorum. Ben resimsiz post yazamıyorum sanırım, yazılarımı resimlerle ilişkilendiriyorum. Oysa ne çok şey oldu yazmayalı, kuzu ile ilgili gelişmeler, gezilerimiz...
     Birkaç beklentimiz var aile olarak hayattan ve sanırım birazda yazmaktan beni alıkoyan bu oldu, yani henüz beklentilerimiz sonuçlanmadığından bende bir duraklama yaşıyorum iç dünyamda...Hele bir olsunlar nasıl döktürürüm gerekli gereksiz :))) İnşallah olucak dileklerimiz, beklentilerimiz gerçekleşecek :) Amiin...
     Kuzum büyüyor,hemde bu yaz daha bir farkediyoruz büyüdüğünü, abla oldu nerdeyse. Eline verdiğim parmak karpuzu yedi geçen gün, hatta bir dilim şeftali yedi...inanılmaz geliyor 1 ay önceyi düşününce :) Tabi yemeklerini yiyemiyor pütürlü olarak ama bunlar büyük gelişme. Yarım çubuk kraker oldu 1-1,5 çubuk kraker :) Ağzında küçücük eritip ısırıp yutuyor sanırım, yerken baktığımızı anlamasın diye pek bakamıyoruz ama heryeri kontrol ediyorum atmışmı diye, yada sabit oturup çizgifilm izlerken veriyorum eline genelde ki atıyorsa bulabileyim diye. Yok maşallah atmadan yiyor tatlım,maşallah 41 kere ve isteyen bizim gibi bekleyen tüm anne babaların yüzüde gülsün inşallah, bizim gibi hatta dahada iyi olsun çocukları :)
     Ela mız vardı biliyorsunuz meşhur, elinden düşürmüyordu, unuttu bile Ela sını :)) Şimdi Davşanııım diyor benim gençliğimde alıp sakladığım turuncu tavşanı kucaklayıp :) Ama kötü yanı neyle uyumaya başlarsa her yere onuda götürmek istiyor, bende kırmak üzmek istemediğimden alıyorum yanımıza oyuncağını :) Öyle birşeylere aşırı bağımlılığı yok şimdilik, şükürki aşırı bir tutturma halide yok, en fazla biraz mızmızlık yada ağlama yapıyor ama çabuk unutuyor maşallah.
     Bu 'Aşem' dediği Ayşe si :)
     Buda 'Davşanım' 'canım davşanım,seni çok ösledim' der hemen :)
     Çok ballı benim kızım, hani herçocuk ballıdırda bazıları balını dışarıya akıtır görürsünüzya, işte öyle ballılardan :))
     31 ay boyunca dondurma yediği sayılıdır, yediysede külah dondurma aldık hep, bu sefer bizde denedik yiyebilecekmi diye, işte böylesinden aldık kızıma :) Yalamakla bitermi bu, biraz ben, biraz babası yaladı yine bitmedi, sonunda tüm üstü başı erimiş dondurma oldu, yapış yapış :)) 'kimızı donduma' diyerek yaladı :)Bu arada geçen sene dondurmaya 'dono' dediği geldi aklıma :)))

20 Haziran 2011 Pazartesi

Halasının Kuzusu ve Canlarımız

     Kuzumuzu bir kere daha hastanede ziyaret ettim :) 41 kere Maşallah, annesi de kendi de çok iyilerdi, ertesi gün taburcu olmuşlar :)
     4 gün sonra evlerinde ziyaret ettik hepberaber, ablamlar annemler ve teyzem...Kocaman adam olmuş kuzum, hemnecik büyümüş ama ogün dahil olmak üzere ne zaman gitsem uyuyor olduğundan doğru düzgün göremedim Çınar ımızı... Hediyesini taktık, hem Melek imizi hemde kuzumuzu öpüp veda ettik. İçimden sürekli Maaşallah dedim ikisinede, bebişimiz tamamen anne sütüne geçmişti(hastanede birkaç defa biberon vermişlerdi, hemşire 'bu bebek çok büyük sütle doymaz verin'dediği için), anne çarçabuk toparlanmış ayaktaydı, kendimi hatırlamak dahi istemiyorum :( 13 gün kadar sabah akşam ağrılarım için iğne vurdurmuştum enişteme...
     kuzunun keyfi çok yerinde, bebek henüz çok küçük olduğundan, Melek yengesini onunla paylaştığının farkında değil ve doyasıya sarılıyor yengesine :)
     Canlarım benim, iyiki geldiler, iyki ÇInar doğduda bu fırsatta özlem giderdik ablam eniştem ve yeğenlerimle :) çok güzel bir hafta sonu oldu, neşeli dolu dolu ve bol sohbetli :) kuzunun sevinci tarif dahi edilemezdi, Azra ablasıyla inanılmaz güzel dakikalar geçirdi, bol bol oynattı ablası onu ve oyaladı, bizde rahatça sohbet ettik :) kızımın böyle bir ablası olsa dedim içimden (aslında var ama bizden uzakta ve annesini tercih ettiğinden ki bu çok doğal, yanımızda değil).
     Yukarıda görülen hamak keyfi birkaç saniye sonra yerle bir oldu, ikiside popo üstü yere çakıldılar :))) Allahtan bişeycik olmadı, hamağın ipi kopmuş, anneanneleri başka yere bağladı yeniden :)
     Bunlarda yeğenlerim :) benim kuzumda kendini onlardan sayıp peşlerinde koşturuyor, kız oldu resmen :)))
     Buda Şimal ciğimin anasınıfındaki doğum günü kutlaması, mutlu yıllar kuzum, sağlıkla, huzurla ve bol başarılarla inşallah :)

2 Haziran 2011 Perşembe

Hala Olduuuum :)

     1 Haziran 2011 de akşam(tam saatini sonra eklerim) 18:30 civarlarında 4,400 gr. olarak dünyaya gözlerini açtı Mehmet Çınar :)
      Kuzumuzun kuzusu doğdu, dün öğleden buyana yanındaydım kardeşimin, sabaha hadar NST de kalacak denilince kuzuyu almaya eve gittik babasıyla, tamda biz yoldayken haberi geldi, sezeryana almışlar Melek i. Aslında biraz üzüldüm sezeryanı duyunca ama hayırlısı tabi, sağlıkla ikiside kurtulduya, önemli olan bu. Bebeğimiz baya iri olunca, birde annenin günü dolunca almış doktoru, tehlikeye girmesin bebek ve annesi diye.
     Hastaneye annemi ve kuzuyu da alıp gittik, dönüşümlü olarak hastane bahçesinde kuzu ile bekledi birimiz. Odaya çıktığımızda miniğim doğmuşta giydirmeye çalışıyorlardı bile :)
     Ben odaya giriş anlarını belgeleyemedim ama sonrasında bol bol fotolarını çektim, kucağıma aldım beyaz meleki. Mis kokuyor kuzum, çok sevimli ve yakışıklı, kaşları ve kirpikleri hiç yok, saçları var ama önleri seyrekçe ve kafa derisi bembeyaz :) 41 kere maşallah kuzuma, Allah analı babalı büyütsün, dert keder nedir göstermesin kuzuma, hep iyilerle karşılaştırsın inşallah :)
     kuzu bu olaydan bu koşuşturmacadan çok etkilenmiş, annem ''gün boyu ağzı üstüne durmadı'' dedi :))) Bizim oraların bir tabiridir, yani hiçdurmadan konuşmuş :))) Akşam almaya gittiğimizdede aynıydı, gülelimmi kızalımmı şaşırdık, evdeki heyecana kendini kaptırmış, sürekli konuşuyordu. Hatta o kadar konuştuki birara kafama ağrılar girdi, konuşmalarının çoğu soru şeklinde olduğundan, cevap verenekadar susmuyordu, cevap gelince başka bişey soruyordu :)))
     Sanırım Çınar ı göreceğini sandığından tam hastaneden ayrılırken çığlık çığlığa ağladı, 'Çınar a didicem' diyerek. Herkese 'Çınar bebek doğdu' dedi durdu :) Kaşığın atıldı kuzum, sen artık abla oldun desem anlarmı ki? :)

Pütürlüye Geçişte Yeni Gelişmeler Var- Çiğneme Terapisti

     Çiğneme terapisine gittiğimizden buyana biraz biraz gelişme yaşıyoruz elbette, kimilerine göre hiçbişey, bize göre çok bişey :)))
     Artık yemek saatleri yaklaştığında yani açken eline bişeyler(meyve,kurabiye vs.) verdiğimizde yavaş yavaş kemirdiklerini yutmayada başladı. Geçtiğimiz hafta sonu bir adet çubuk krakerinin bir ucunu yuttu mesela.
Pazartesi akşamı babasının verdiği yeni dünya nın çeyreğini yedi. Babası 'hadi kızım parçala onu,gebert, ısır' gibi sözlerle gaza getirdi tatlımı. Bizimki gazla çalışıyorda :))) Yinede ben inanamadım, belki atıyordur yere diye ama...O gece yine kustu (bu aralar son dişini çıkarıyor ve hergece kusmaya başladı yine). Yatakta bulundurduğum battaniyeyi kusma anında önüne seriyorum, kusması bitince babası küvete atıyor, ertesi akşam eve gelince içini temizleyip makinada yıkıyorum.
      Yine o gece aynılarını yaptım ve ertesi gün eve gidince battaniyeyi akıtıp yıkamak için açtığımda kusmuğunda turuncu parçacıklar olduğunu gördüm, iyice bakınca bunların akşam yediği yeni dünya parçaları olduğunu görünce çok heyecanlandım, hemen gidip eşime anlattım, sevinçten çığlık attık resmen 'İNSAN KUSMUĞU' gördük, buna sevinilirmi diye soran olmaz herhalde. Bu aşamaya nasıl zorluklarla geldiğimizi bilen bilir. Kusmuğunda sadece süt veya sıvı yemek(içinde ne olduğu belli olmayan, blendırdan geçirilmiş gıda) görebildiğimiz için çok mutlu olduk, sonunda katı yemiş ve kusmuğu yemek parçacıklı diye nerdeyse zil takıp oynamadığımız kaldı :)))Küçük insancık :)))      Ben buna bu kadar sevinirimde boş dururmuyum, hemen annemi ve ablamıda aradım :))) Ertesi gün Nurturia da duyurdum, sağolsun herkes bizim gibi çok sevindi ve destek oldular :)
     Duruuun daha bitmedi, ben o akşam gaza gelince hemen kızımın eline bir tane çubuk kraker verdim, yarım saat kadar sonra baktığımda krakerini yediğini gördüm, ölçtüm ne kadar yemiş diye, aşkımı çağarıp gösterdim, yarısını yemiş krakerin,tarihe düşmek gerek bu iki günü :))) Yine çok sevindik, tabi bunları kuzuma fazla hissettirmemeye çalışarak,aferin kızım doydunmu dedim sadece, bişeyler yiyor olmasının normal olduğunuda göstermemiz gerekiyormuş.

Doğum Gününe Davetliydik Ailece

     21 Mayıs ta doğum günü olan Hülyanın kızı Öykü nün özel gününe davetliydik, hava muhalefeti nedeniyle özel gün 29 Mayısta yapıldı. Pazar günü heyecanla uyanıp Ezgi leride evlerinden alıp katıldık davete. çok ama çok eğlenceli geçti günümüz, kızım dilediğince eğlendi, biz rahat rahat sohbet ettik, doğum günü kızıda çok şekerdi, çok yakışmıştı kıyafetleri, nice yıllar gör birtanem sevdiklerinle, huzur, sağlık ve başarılı dolu inşallah :)
     Herşey çok güzeldi herşey yada sonradan düşündümde insan sevdikleriyle olunca nerede olsa eğlenir mutlu olur değil mi? :) Gülmekten yanaklarımız acımış, gözlerimizden yaşlar gelmiş şekilde ayrıldık mekandan ve arkadaşlarımızdan :)
     kuzu nerdeyse tüm gün boyunca beni hiç üzmedi, kendi kendine arkadaşlarıyla oynadı, koşturdu, elinde kurabiye yada gözlemeyle dolaştı, arada yedide :) Sanırım arkadaşlarıyla birlikte olmanın kuzu üzerindeki etkisi çok fazla, onlarda ne görüyorsa kendide isteyip aldı, yemek konusunda ilerlemeler gösterdi :)
     Günün benim için ayrı bir önemi daha var elbetteki; Bağımsız Milletvekili Hulki Cevizoğlu nunda doğum gününe teşrifiyle resim çektirme isteğim tavan yaptı tabiki :))) Nede olsa hemşerim olur kendisi. Tamam bilen biliyor sonra nasıl dalga konusu olduğunu bu resim olayının :))) Herkesler görsün diye bin kez yayınlarsan resmi (görmemişin ünlüyle resmi olmuş misali) böyle dalga konusu olurum tabi :))) Sağolsun kırmadı beni H.Cevizoğlu :) Bu arada belirtmek isterim; şimdiye kadar hiçbir ünlüyle resim çektirme merakım olmamıştır ve böyle bir resmimde yok hakkaten, kendileri gelsinler çektireyimdir tarzım. Ancak söz konusu kişi hem hemşerim hemde arkadaşımın akrabası olunca, daha rahat davrandım tabiki :)

31.Ayın Bitti Gelsin 32.Ay

Hayırlı uğurlu olsun kızım tam 2,5 yaşını doldurdun :)
Kuzumla havalar ısındığından açık hava gezilerimiz arttı haliyle, kendisini buralardan koparmakta bir o kadar zorlaştı malesef...
2,5 Yaş kutlaması için babası kızıma küçük bir pasta getirmiş, bidaha bidaha diyerek yaktık, üfledi kendisi heyecanla defalarca :)))