Maaile trene bindik, suyun dörtbir kenarını dolandık trenle, kuzu çok heyecanlandı, ördeklere, insanlara hep el salladı, tabii bende :) Tüm oyun alanlarına uğradı, hepsine bindi, kaydı. 'anne bikerecik daha lüpseeen' dedi durdu.
Ördeklere yem verdi, onlarla bol bol sohbet etti, hatta diğer çocuklarla konuştu. Kuzumuz mutlu olunca bizimde keyfimize diyecek yoktu. Su insanı dinlendiriyor, buna bütün kalbimle inanıyorum, hele birde doğayla birleşmişse tadına doyum olmuyor.
Karnımız acıkınca göl kenarında bulunan cafelerden birine girdik, tabi önce çorba varmı diye araştırma yaparaktan. kuzuya çorba bizede bişeyler söyledik aperatif olarak. Eşim beni bişey yemeyelim burda diye uyarmıştı ama sigara kullandığımdan midem geçmişti ve hafif olsun diye gözleme söylemiştim, gerçekten berbattı, yağlıydı ve yanıktı. Ucundan biraz yedim, yağsız kısımlarından kuzuma yedirdim biraz. Bu arada çorbası baya bir biberli olduğundan kuzum içemedi ve bırakıp ayran gözleme yedirdim, bir küçük daninoda yanında yedi. Ama manzaramız muhteşemdi, salıncaklı masalarda oturup gölü izledik.
Eve gelince hazır kuzuda uyuyorken kuruttuğum nanelerimi elimle ufalayıp kavonozlara koyayım dedim, 8 demet nane yetmeyecek sanırım, yine alıp kurutmalıyım.
Nanelerden sonra birazda keyif yapalım diye Türk kahvesi yaptım, aşkımla içtik, evde fala bakan yalan yanlışta olsa benim ya :)) Yaa çok hoş şekiller çıkmış, baya bişeylere benziyorlar ama ben anlayamadım, bu benim falım, anlayan olursa ne olur benim için yorumlayıp yazın olmamı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder