10 Ekim 2011 Pazartesi

Göksu Park- Kanuni Park

     O taraflarda işimiz vardı, bitince gezelim dedik, iyikide uğramışız. Çok hoş saatler geçirdik, hava yazdan kalmaydı. kuzu çok mutlu oldu, sürekli 'nunapark' sayıkladı ama elindekilerden fazlasıyla memnun kaldı. Göksu Park a ilk yapıldığı yıl gitmiştik, görmeyeli ağaçlar büyümüş, çevre düzenlemesi tam anlamıyla mükemmel olmuş, heryaş gurubu düşünülerek aktivite alanları yapılmış.
     Maaile trene bindik, suyun dörtbir kenarını dolandık trenle, kuzu çok heyecanlandı, ördeklere, insanlara hep el salladı, tabii bende :) Tüm oyun alanlarına uğradı, hepsine bindi, kaydı. 'anne bikerecik daha lüpseeen' dedi durdu.
      Görüldüğü üzere, yeni alınan botları o kadar sıcakta dahi ayağından çıkarmayı başaramadık. 'hamur botlarım' diyerek gezdi. Dikkatinizi söyleyemediği ve önceden yuttuğu 'y' harfine çekiyorum, artık yeni hali 'h' oldu.

     Ördeklere yem verdi, onlarla bol bol sohbet etti, hatta diğer çocuklarla konuştu. Kuzumuz mutlu olunca bizimde keyfimize diyecek yoktu. Su insanı dinlendiriyor, buna bütün kalbimle inanıyorum, hele birde doğayla birleşmişse tadına doyum olmuyor.
Karnımız acıkınca göl kenarında bulunan cafelerden birine girdik, tabi önce çorba varmı diye araştırma yaparaktan. kuzuya çorba bizede bişeyler söyledik aperatif olarak. Eşim beni bişey yemeyelim burda diye uyarmıştı ama sigara kullandığımdan midem geçmişti ve hafif olsun diye gözleme söylemiştim, gerçekten berbattı, yağlıydı ve yanıktı. Ucundan biraz yedim, yağsız kısımlarından kuzuma yedirdim biraz. Bu arada çorbası baya bir biberli olduğundan kuzum içemedi ve bırakıp ayran gözleme yedirdim, bir küçük daninoda yanında yedi. Ama manzaramız muhteşemdi, salıncaklı masalarda oturup gölü izledik.
     uykusu gelince eve dönme kararı aldık, zaten daha arabaya biner binmez rüyalara dalmıştı bile.
     Eve gelince hazır kuzuda uyuyorken kuruttuğum nanelerimi elimle ufalayıp kavonozlara koyayım dedim, 8 demet nane yetmeyecek sanırım, yine alıp kurutmalıyım.

     Nanelerden sonra birazda keyif yapalım diye Türk kahvesi yaptım, aşkımla içtik, evde fala bakan yalan yanlışta olsa benim ya :)) Yaa çok hoş şekiller çıkmış, baya bişeylere benziyorlar ama ben anlayamadım, bu benim falım, anlayan olursa ne olur benim için yorumlayıp yazın olmamı?

     Ertesi gün Pazar malum, uyuşuk uyuşuk ama yapılacaklarla dolu birgündü. Hem yarın iş var, üfff durumu, hemde yarın iş var ütü yapmak, yıkanmak gerek durumu mevcuttu. Öncelikle dışarı çıkıp soğuk sonbahar gününde şifayı kapmamak için sıkmalık portakal, süt ve bal aldık. Sonra küçük hanım için park gezmemizi yaptık, o oynadı biz keyiflendik.
     'Anne büyük salla' diyen bir kızım var, ablalar gibi sallanacakmış :)

Hiç yorum yok: