14 Eylül 2012 Cuma

Yine 4 Yaş Grubu

     Bu sene malum müfredat, yaş konuları birbirine karıştı...Geçen yıl, 4 yaş grubuna gitmişti, baktık yeni kreşinde de 4 yaş gurubunda gitti, çünkü 5 yaş gurubu anaokulu yaşında oluyormuş vs.vs....
     07.Eylül de kreş ziyaretine gittik hep beraber, bu sefer oyun odasında falan oynamadı, hatta dibimden ayrılmadı. Minicik bir kreş, oyuncaklar yetersiz, sınıfında hem oyun oynuyacaklar, hem faaliyet, ders yapıcaklar, hem de uyuyacaklar vs. Ağlamaklı oldum....ama yapıcakta başka birşey yok, imkanlar bu kadar. Taki öğretmeni ile görüşene kadar için için ağladım diyebilirim :(( Emine öğretmen içimi ferahlattı(öyleya...onların görevi bu), anlattı da anlattı. kuzumun geçmişini anlattım, şimdisini de... 
      Pazartesi(10.09.2012) sabahı kalkıp giyindik, kuzum zorlanmadan bir güzelde kahvaltı yaptı, biraz mızmızlandı kapıdan babasıyla çıkarken, 'sen neden delmiyorsun' diye söylendi ama çıktı işte. O gün aradım öğleye doğru öğretmenini; 'gayet iyi, çeyrek simit yedi, reçelini kaşıkladı ve sütünü içti. Sizi özledi sanırım, biraz anlattı sizi, annem babam evlendi' dedi. Akşamına çok sevinçli geldi, geçen yıl yaptığı gibi yemek için mutfağa da koşmadı, dedim:karnı doymuş belli :)
    Salı günü biraz daha mızmız gitti kreşe, pek istekli değildi, gitmemek için türlü bahaneler sundu bana ama ağlamadan gitti şükür ve akşamına aç kurt gibi girdi eve, tek tek tencerelere baktı ne pişmiş diye ve hepsinden yemek istedi, normalde ki porsiyonundan çok fazla yedi, anladım ki aç kalmış bugün. 
     Çarşamba sabahı resmen ağladı; 'ben uyuyamıyorum kreşte, orda oyuncak yok, sıkılıyorum vs.' diye söylendi ve baya gözyaşlarıyla ağladı ama gitmemek için direnmedi. Bu kuzum için bir ilk oldu, geçen yılda biraz mızmızlandı ilk günler ama hiç ağlamamıştı, birşeyler ters mi acaba kreşte diye düşünür oldum. Öğretmenini arayıp konuştum, anlattım. Henüz 5 öğrencisi varmış, böyle olunca da yakınen inceleyebiliyor çocukları, buna sevindim doğrusu ama oyuncakların yetersiz oluşu..vs. kuzumun memnun olmayışı düşündürüyor yine de beni.
     Öğretmeni memnun konuşuyor; ' diğer çocuklar birbirlerini geçen yıldan tanıyorlar ve bu sene katılan sadece. Buna rağmen sürekli iletişim kurma girişiminde bulunuyor kuzu ama tabi diğer çocuklar önceliği, daha önce tanıdıkları arkadaşlarından yana kullanıyorlar. Çok yakında oda aralarına katılacaktır. Üstelik hem girişken, hem konuşkan bir çocuk, çokta kendiyle barışık ve mutlu. Kendi kendine yemeklerini yiyor, şaşırdığım şey, diğer çocuklara oranla, porsiyonları daha büyük. Sizin anlattığınızı göremedim ben kuzu da. Yemeyecek sanmıştım ama gayet iyi durumda, pek yemekte seçmiyor, önce bazı bahaneler sunuyor ama yinede yiyor, uyumluda.' dedi. Aslında bunlar bildiğim özellikleri, evet mutlu, konuşkan, girişken, yemek pek seçmez, yer ama sadece yavaş yer. Bunu öğretmenide farketmiş, ağır yiyip yutuyor ama yiyor tabaklarındakinin çoğunu dedi.

      Öğretmeninin farkettiği, benimde hatırlatıp sorduğum bir konu daha var, bunu henüz çokta araştırmadım ama bakıp sorucam; halen sağ ve sol el konusunda tercihini yapmadı. Bu işyerimde bir arkadaşımla konuşmuştuk bu yakınlarda(onunda kuzu ile yaşıt bir kızı var ve oda henüz tercihini yapmamış). Bu yaşa kadar tercihini yapmış olmalılardı dedi. Bunu söyledim öğretmenine ve evet farkettim dedi, iki elinide aynı ustalıkla kullanıyor dedi. Ben endişemi söyleyince; 'aksine endişe duymamalısınız, böyle yaşamını sürdüren tanıdıklarım var, üstelik beynin sağında ve solundaki löplerin çalıştığını, tembelleşmediğini biliyorum.' dedi. Rahatladım ama iyice ikna olmam için araştırmam gerekiyor.
     Perşembe günü daha kararlı davrandık aşkımla ve evet sadece mızmızlanarak gitti kreşe, akşama onu almaya benim geleceğimi söyledim ki bunu çok istiyordu :) Bu arada kuzu grip oldu yada nezle tam anlayamadım ve Çarşamba akşamı bol miktarda kustu. Akşam almaya gittim kızımı, koşarak geldi bana, hemde anneeeee çığlıklarıyla :)) Tabi çok hoşuma gitti, ordan bir bayan 'baban gelince böyle çığlıklar atmıyordun' dedi kuzuya. Bu sırada öğretmeniyle konuştum;' sabah biraz nazlandı bize, uykum var, midem bulanıyor dedi(bu arada bende şimşekler çaktı, e salak, ne diye arayıp söylemiyorsun sabahtan, kuzu kustu ve hasta diye kendi kendime çok kızdım, kadında kuzuya inanmamış bak, yapıyor sızlanıyor sanmış), bizde mindere yastığını koyup biraz dinlenmesini sağladık2 demesinmi? Dedim evet hastaydı ve ben aramayı unuttum. 
      Neyse güle oynaya çıktık kızımla, ertesi gün kreşe yollamak istemediğimden(hasta diye), anneannesini de Kızılay dan alıp evimize götürmek için,  buluşma yerine gittik. kuzu yine acıktım diye tutturdu, anneannesini de alıp bir mekana oturduk, eve kadar dayanamazmış küçük hanım :))) Maşallah nasıl yedi kuzum, belli ki bu kreşte de aç kalıyor :(( Kendi yemeğini bitirdi, üstüne de hem benim hem anneannesinin yemeğinden yedi, görülmüş şey değil...Sonra da hadi prenses cd. si alalım dedi, keyfi yerindeydi maşallah, güzel bir akşam yemeği, alışveriş ve bol sohbetle bindik Ankaray a :) Annem kapalı, karanlık fobisi olduğundan pek hoşlanmadı ve baya gerildi ama sağsağlim attık kendimizi evimize :)
     İlk hafta kreş maceramız bu şekildeydi, umarım haftaya çok daha içaçıcı anılar yazarım, kızım kreşe alıştı, çok mutlu gidiyor, hatta evde sıkılıyor...vs. :)))

Hiç yorum yok: