15 Şubat 2012 Çarşamba

Uçağa Binmedim Hiç...

Bu günlerde yapmadığı, almadığı herşey için bu tür cümleler kuruyor.
Gitmedim hiç...
Binmedim hiç...
Gelmedi hiç...
     *Bizi kurduğu cümleler nedeniyle baya güldürüyor, çokça da düşündürüyor. Hele geçen gece uyumak üzereyken, birden dikilip, birşey sormak istediğini söyledi;
N: Anne evlenmeyi düşündüm.
Ben: ...kısa bir sessizlik oluştu ve ben içimden 'eylenmek istedi herhalde' dedim ve sordum; kızım eylenceden mi bahsediyorsun, eğleniriz.
N: Hayır anne hani babam senin kocanya, benimde kocam olsa, Canocan(kreşten arkadaşı ama tam adı bumu bilmiyorum) benim kocam olsa, ben anne olsam, hani babam şarkı söylemişti, senle ben dans yapmıştık (elleriyle nasıl dans ettiğimizi göstererek), işte öyle dans yapsak.
Ben: Evet dans etmiştik, yine ederiz.(kaçamak cevaplar)
N: Hani sen gelin oldun ya(salon duvarındaki nikah resmimizden bahsediyor), bende anne olsam, aşk gibi...
Ben: Hadi uyuyalım kızım, iyi geceler...
     O gece aşkımla bir süre uyuyamadık, hemen o an cevap veremedim, çünkü mantıklı ve onun yaşına uygun konuşamamaktan korktum. Ne onu ayıplayıp 'söylenmez böyle şeyler' diyebildim, nede 'evet tamam kızım' diyebildim. En yakın zamanda bir anını yakalayıp bu konuyu konuşmak istiyoruz kuzuyla. Bu günlerde fazlasıyla anne olmaya takmış bir kız olarak geziniyor evin içinde. Herşeyin anne olduğunda yapılabileceğine inanıyor. Anne=Büyümek gibi görüyor.
     Kızımın herşeyini benimle paylaşması hoşuma gidiyor ve beni rahatlatıyor...henüz tamamen saf duygularla, tüm düşüncelerini paylaşıyor, şimdiden bastırmak susturmak istemiyorum, söylediklerine ket vurmak, ayıp, günah demek istemiyorum. İlerde de benimle böyle rahat konuşsun istiyorum ama bu evlilik, koca kelimeleri beni düşündürüyor ve güldürüyor...Onların arkadaş olduklarını, birbirlerini sevmelerinin normal olduğunu anlatmalıyım en kısa sürede ama sözü kendisinin açmasını bekliyorum, sohbet eder gibi olmalı, hadi kızım şu konuyu konuşalım şeklinde ciddi bir mesele gibi olmasını istemiyorum.
     *Dün akşam eski fotoğraflara bakıyoruz, kendi de ilişti yanımıza, kuzu doğmadan önce çekilen fotolar bunlar ve her çocuk gibi oda soruyor, bu fotoda ben nerdeyim diye...O zamanlar sen yoktun cümlesine çok kızıyor ve başlıyor ağlamaya...sus deriz, yok...anlatırız yok...Daha önceleri sorduğunda karnımdaydın diyordum, seviniyordu, e artık daha büyüdü diye yoktun, doğmamıştın dedik..yandık valla...neden yoktuuuum diye ağmaya başladı...zor susturduk...(bunada 3 yaş sendromu diyeni öldürürüm, hiç şakam yok!)
     *Dün iş çıkışı aşkım ile konuşuyoruz,
Ben: Erzincan a, ablamlara gitmek istediğimi söylüyorum, şöyle Nisan ayı gibi, kuzumu da alıp giderim, bir hafta kadar...diye konuşuyoruz,
N: (Hemen atlıyor) uçaklamı?
Ben: Evet diyorum uçakla.
N: Ne zaman şimdi mi?
Ben: Yok kızım 2 ay sonra
N: Şimdimi yani? böhüüüüüü ben şimdi istiyorum, UÇAĞA BİNMEDİM HİÇ...
Biz: Kızım tamam...vıdı vıdı vıdı vıdı...
     *Son günlerdeki akşam yemeği faslımızda şöyle oluyor, eve girer girmez üst-baş değişimi, çizgi film açılır ve biz mutfağa gireriz yemek hazırlığına. Hazırlık bittiğinde kuzuya seslenirim;yemek hazır hadi diye;
N: Ben yemek yemek istemiyorum, gelmiycem.
Ben: bak beni yanına getirme gel yiyelim kızım
N: Gelmiycem işte, yemiycem ben, aç değilim, böhüüüüüü
Ben: Tamam o zaman gelme, sen bilirsin(TV. kapatılır, salon ışıkları söner ve kuzu kuzu mutfağa yollanır ama yemek için değil, son kez nazlanıp zırlamak için. Biz yemeğe başlarız, hemde şapır şupur yeriz, iştah gösterileri ve yemek ne lezzetliymiş söylemleri arasında, yan gözlede onu izleriz, oda bizi, bir taraftanda zırlar...Sonunda bıkan ki en fazla 2 dakika sürer bu anlattıklarım, kendisi olur ve...)
N: Jelibon var mı?
Ben: Var tabi ama yemekten sonra vericem (der, çay tabağına 4-5 tane minik ayıcıklı jelibon koyarım)
     Bizimki doyana kadar itirazsız yer ama o kadar çabuk doyuyor ki inanılmaz, kreşle birlikte midesi resmen küçülmüş, ancak minik bir çay tabağı kadar makarna-pilav veya yemek yiyebiliyor, 1-2 saat sonra tekrar yediriyorum.
     Son günlerde aşırı olmamakla birlikte böyle sendrom belirtileri baş gösteriyor. Bizde çok sabırlı ebeveynler olmadığımızdan, çok üstüne düşmektense kendi haline bırakmayı yeğliyoruz yada çok sinir bozucu haldeyse, odasına yolluyorum, orda ağla gel diyorum, işe yarıyor gerçekten. Kriz anlarında üzerine düşmeye kalktığımızda dozu iyice artırıyor, buna dikkat ettim, daha çok ağlıyor mesela. Kendi haline bırakıyorum ve sakinleştiğinde konuşuyorum, her seferinde söz veriyor bizi bir daha üzmeyeceğine, birde 'bana artık kızmayacakmısın?) diye de soruyor.
     Dün akşam yeni resim çizmiş, ben ve kendisini resmetmiş, hafta sonu aldığımız simlerle de süslemiş resmini, sonra bir güzel bükmüş, rulo haline getirmiş ve bana verdi: 'anneciğim bak sana uçak haptım' dedi. Çok hoşuma gitti, öptüm, çok beğendiğimi söyledim, öyle mutlu oluyor ki böyle anlarda, sevinç kahkahası atıveriyor minik dudaklarıyla :)
     Akşam yine boya yapmak istedi ama suluboya değilmiş, 'ellerimizi, yüzümüzü boyayalım mı' dedi, hemen hazırladım odasına malzemeleri, elleri boya içinde, ara sıra yanımıza gelip şaheserlerini gösterdi durdu.

Hiç yorum yok: