13 Eylül 2011 Salı

Ramazan Ayında İstanbul Gezisi- Ağva

     Bu sene tatile gidemeyecektik aslında, Ankara da geçecekti 1 aylık izin ama yine duramadık, en azından akrabalarımızla 1 hafta geçirebiliriz diye düşünüp çıktık İstanbul yoluna. Zevkli bir yolculukla vardık, çok özlemişiz ablamları, kuzum, Azra yı görünce çılgına döndü, dakika yerinde durmadı, hopladı zıpladı. 1 aylık tatil sonunda kati düşüncem şudur ki; Azra süper bir oyun ablası, ben yanındaymışım gibi güvendim Azra ya, o kadar ilgili ve doğru yönlendiriyorki kuzumu, gözüm arkamda hiç kalmıyor beraberlerken :)

     Kadıköy İskelesini çokça severim söylemişimdir mutlaka, evim gibi hissediyorum oraları, çok ilginç ama belkide denizdir beni çeken bilemiyorum, belkide çok alıştım, senede 3-4 defa gitmeye, görmeye...Adaları pek bir severim, ayrı bir yeri vardır oralarında benim için, sanki Türkiye deyil oralar, başka bir memleket havası esiyor oralarda...

      Benim ünlü, sevdiceğim Kadıköy ün merkezinde kızıma kaka yaptırmakta varmış kaderde, hemde sokağın yanı başında, insanların dibdibe olduğu yerde...iyiki yanımda lazımlık taşıyormuşum, kenara çekiverdik lazımlığı, etrafını sardık kızımın ve oracıkta yaptırdık kakasını, bitmek bilmez bir kakaymış bu, yaklaşık 5 dak. bekledik başında, gelen giden bize bakar, biz ısrarla hadi kızım deriz :)))

      Günübirlik Ağva ya gittik hala kızı ve ablamlarla. Eskiden beri çok merak ediyordum da, her gidiş planı erteleniyordu bir şekilde. Güzel küçük bir yermiş, hafta sonu kaçamağı için ideal bir yermiş.

      Gidiş yoluna bayıldım, kendi memleketim Trabzon a gider gibi hissettim. Nede olsa k.deniz kıyısı, yollar yemyeşil, kıvrıldıkça kıvrılıyor, viraj başı çeşme yaptırmışlar, herbirine uğradık, soluklandık. Bilinen kumsala değilde, daha bir sakin olan başka bir koya gittik denize girmek için, kalabalık olur diye düşünmüştük Ağva nın içini ama ramazan ayı münasebetiyle pek bir sakindi. Bizim koyda  toplasan 10 kişi yoktu, böyle olunca dahada rahat eğlendik, bağrış çağrış dalgalarla oynadık, çok güzeldi :)

      Bu arada yazmayı unutmuşum; Kuzumu sivri sinek ısırdı, alerjisi olduğundan hemen Stilex kremi sürdüm ama göz kapağındaki ısırığı farkedemediğimden, balon gibi şişti gözleri, sağ gözü nerdeyse kapanma derecesine geldi :( Yeni öğrendiğim bir şurup var Zitek diye, bu şurup 10 gün kullanılacakmış, sinek birdaha ısırdığında vücuttaki hücreler bunu tanıdığından, şişme olmadan atlatabilinecekmiş. Bakalım alıp deniycem sinek ısırdığında.
      Deniz keyfimizi bitirince Ağva nın içini gezdik, karnımızda çok acıkmıştı, gözlemeciler var deniz kenarında, 2 tane ben yedim, harikaydı, kuzuma da süper bir çorba içirdim, birazda gözleme tırtıkladı. Gece geç vakitte Nergiz lere gittik, o saatte tekrar sofra kuruldu, yolda açıkmışız demekki, sabaha karşı eve gittik. kuzu da ne düzen kaldı nede intizam, yarasa gibi yaşar oldu malesef.
     Gezdik tozduk yani...Karşıya Bahçelievler e geçtik teyzemlere, 2-3 günde orda kaldık sanırım. Çok ilgilendiler sağolsunlar, iftar sofraları nefisti, güler yüzleri için ayrıca tşk ediyorum :) Çokça üzücü anlarda yaşadık orda ama yazmıyacağım ayrıntıları ama keşke gitmez olaydık dedim, hayatımdan silmek istediğim ama asla silinmeyecek anlardı benim için :((
Bir akşam eyüp sultana gittik iftardan sonra, annemle teyzem namazını orda kıldılar, bizde dua ettik, etrafa bakındık, mahşer yeri gibi kalabalıktı cami ve etrafı, insanlar sırf iftar açıp namaz kılmak için mesken tutmuşlar Eyüp Sultan ı, manzara süperdi. Ardından Feshane şenlik alanına gittik, alışveriş yaptık, kuzu çok mutlu oldu, eğlenceler tertip etmişler, eski yıllardaki ramazan eğlenceleri hatırlatılmış, meşhur allıgüllü denilen (benim zamanımda) şekerlerden vardı :)

Hiç yorum yok: